Şair ve yazar Ercan Bulutla yazarlık üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik;
Bulut Kimdir?
1997 yılında Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde doğdu ve çiftçi bir ailenin oğlu. Orta ve lise eğitimini Koyulhisar’ da tamamladı. Üniversiteyi ise cumhuriyet üniversitesi Radyo ve televizyon programcılığı bölümünde okudu.
Katıldığı Yarışmada 1’inci Oldu
18 yaşında Koyulhisar ilçesinde mevlid-i nebi haftası etkinliğinde girmiş olduğu şiir yarışmasında 1’inci oldu yazmış olduğu diğer şiirleri de öğretmenleri ve etrafı tarafından beğenilince kitap çıkarmaya karar verdi ve ilk kitabı olan “Şairin şehrinden” adlı şiir kitabını çıkardı.
Yeni Kitabı Çıkıyor: “Yaşlı kadının amansız çığlıkları”
Kadınların şiddet görmemesi, yaşlıların yalnız bırakılmaması ve sosyal farkındalık için yazdığı “Yaşlı kadının amansız çığlıkları” romanı çıkıyor bu kitaplarını “Bir mahkûmun göz yaşları” ve kişisel gelişim kitabı olan “Yeter ki inanın kendinize ve çıkın yola dünya bile peşinizden gelir” adlı kitapları takip edecek.
Şair yazar olarak tv’ler de konuk oluyor şimdi ise kendisi de program sunmaya hazırlanıyor hayatına sunucu olarak devam etmek istiyor…
Şair ve yazar Ercan Bulutla yazarlık üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik;
1)Ercan bey yazarlık yetenek işimi mi yoksa eğitimi alınarak yazar olunabilir mi?
Yazarlığın yetenek olduğunu düşünenlerdenim fakat yazarlık eğitimi alınmaz da diyemem yazarlık eğitimi almış olanlara ve düşünenlere söylemek istediğim yazarlık eğitimi aldıklarında aldıkları eğitimle yetinmemeliler kendilerini geliştirmeliler aksi taktir de eğitim aldığı kişi veya kurumun kopyası veya devamı niteliğinde olurlar bu da ilerleyemeyeceklerini o kabuğun dışına çıkamayacaklarını gösterir Yani gelecek vadetmezler.
2)Peki Ercan bey sizce iyi yazar kimlere denir?
Bana göre iyi yazar; kendinize has üslupla konu bütünlüğü, olay örgüsü zengin ve akıcı bir kitap yazmışsanız iyi yazarsınız fakat içerisinde hem bunları harmanlayıp hem de halkın(insanların) sorunlarına yönelik eserler sunuyorsanız insanlara doğru mesajlar veriyorsanız daha iyi yazarsınız demektir.
3)İyi bir yazar olmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Çok kitap okumalılar
Asla pes etmemeliler, yani sirayet edebilmek için dirayetli olmak şart.
Mutlaka maneviyatı yüksek yerleri gezmeliler. Örnek verecek olursak; Darülaceze, Çocuk yetiştirme yurtları, Top kapı sarayı, Ayasofya camii, Bursa ulu camii, Sümela manastırı vb.
4)Ercan bey yaratıcı yazarlığı nasıl tanımlarsınız?
Yaratıcı yazarlığın çok tanımına denk gelebilirsiniz, herkes farklı yorumlaya biliyor ancak özetleyecek olursak; Yaratıcı yazarlık, bilgileri, kavramları, duyguları ve düşünceleri, yaratıcı imgelemeyle, daha önce kimsenin yapmadığı şekilde kurgulayarak özgün bir edebi eser yazma anlamına gelir. daha anlaşılır kılacak olursak bir hamur düşünün hamurdan sadece ekmekte yapabilirsiniz çok çeşitli şeylerde üstelik kimsenin yapmadığı şeyler; farlı bir poğaça farklı bir Pasta vb çok çeşitli ve çok başka…
5)Ercan bey kitaplarınıza tanıtım videoları hazırlıyorsunuz ve çok emek verdiğinizi görüyoruz bu konuda neler söylemek istersiniz?
İçerisinde bulunduğumuz çağın bunu gerektirdiğini düşünüyorum artık her şey sosyal medyalarda, internette dönüyor tabi sadece çağa ayak uydurmak için değil.
Benim için kitaplarım bir çok şeyden önce gelir bu nedenden ötürü kitaplarımla ne kadar çok ilgilenirsem o kadar iyi diye düşünüyorum güzel işler ve farklı işler yapmayı tercih ediyorum…
Ercan Bulut’un Mevlid-i Nebi haftasında 1 olduğu şiiri;
BİZ SENİ GÖRMEDEN SEVDİK
Gelişin asırlar önceden müjdelenmişti
Umut denen nimet hiç o kadar yeşermemişti
Doğduğun gün arz-ı endam yapmıştı tüm dünya
Bulutlar ve birçok şey şeref duyarak hizmet etmişti sana
Ne büyük lütuftu bu, tabi anlayanlara!
Keşke Mekke’den Medine’ye Şam’dan Taif'e
Yoluna yoldaş ayağına çarık olsaydık ya Resulallah
Seni görme şerefine nail olabilseydik Habibullah
Şimdi ümmetine soruyorlar kimin ve kimlerin hayranısın diye
Herkes dünyevi şeylerin ve isimlerin peşinde!
Seni nasıl unuturlar ki? akıl varsa nerede ve kimlerde?
Bilirim resul-i zişan sen bu söylemleri ve böyle şeyleri sevmezsin
Ama keşke kölen olmaya layık olabilseydim
Sen ki Muhammed'ül Emin'sin, sen sabır timsalisin
Alemlere rahmetsin, kurtuluşu müjdeleyen kutlu nebisin
Gelişinle hakikatleri tebliğ edip cehaleti yok ettin
Ashabın yerde otururken yüksekte oturmaktan imtina ederdin
Hiç şüphesiz en güzel örnek teşkil edensin
Senden korkup titreyen birine “Korkmana gerek yok! ben kral değilim!”
“Ben ancak Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum” derdin
Ümmeti için mahşerde şefaat dileyebilecek tek peygambersin
Ümmetin senden övgüyle nasıl bahsetmesin
Neccaroğulları’nın kızları gibi çok sedik
Ve senin dediğin gibi biz görmden sevdik
Keşke Allah’a layık kul sana layık ümmet olabilseydik.
