DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
ALP HAN
ALP HAN
Giriş Tarihi : 14-03-2023 17:46

BANA DEĞMEYEN YILAN SORUMSUZLUĞU

Bana değmeyen yılan bin yaşasın veya benim düşmanımı soksun düşüncesiyle, meselelere yaklaşıyorsak, sizde birilerinin düşmanı olabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın.

Objektif kriterler ile doğruya doğru, eğriye de eğri demelisiniz.

Belki kişisel menfaatleriniz, eğriye doğru demenizi gerektiriyor olsa da, bunu eğri olarak deme cüretini göstermelisiniz.

Tepkisiz, refleksiz toplum yaratma eyleminde, birey tek tip ve otoriteye her anlamda mutlak itaat etmesi üzerine kurgulanmıştır.

 Bundaki amaçları da, idrak ve mukayese yeteneği köreltilmiş bireylerden teşekkül eden bir toplum oluşturmaktır.

 Ki bu hem toplumsal, hem de bireysel bağımsızlığın bitişi ve köleliğin, tahakküm altında yaşayan insanların, çoğalması anlamına gelir.

Hâlbuki birey, sorumsuzluk sınırlarının dışına çıkmadan, meselelere realiteler ışığında rasyonel çözümler üretebilmeli ve bunları da medeni cesaretle ortaya koymalıdır.

 Bu doğrular otoritenin doğrularına uymuyor olsa da ortaya konabilmelidir.

             Teokratik yaklaşımla, siyasetin lider sultası denilen şey, işte bu davranışları kısıtlayan, insanların demokratik olarak, ortaya koyacakları medeni tepkilerin önüne geçecek yaklaşımlar içerisine girilmesidir.

Yılların alışkanlığı “Dalkavukluk” huyundan bir türlü vazgeçilememesi, insanları, “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” mantığı içerisinde davranış gösterip, yanlışların katlanarak büyümesine imkân vermiştir.

Menfaat ilişkileri kişileri dolaylı dalkavukluk davranışına sürüklüyor.

 Eğer birey medeni cesaretle yanlışa, yanlış diyebiliyorsa “Hıyar eğri bitiyor” tabirin deki lüzumsuzluğu yaptığı söylenilir.

 Bunu da hiç kimse istemiyor. Ne siyasetçi seçmenine gerçekleri olduğu gibi söylüyor, ne seçmenler politikacılara, ne bürokratlar ilişkide oldukları siyasetçilere, nede bürokrata mahiyetindeki insanlar doğruları olduğu gibi söyleyebiliyorlar.

 Herkes herkesle ilişki içerisinde olunca ve bu ilişkilerde, bir birine pamuk ipliği ile bağlı olunca, dolaylı dalkavukluk ortaya çıkıyor.

Ara sıra ayrık otları gibi aradan çıkan ve doğruları alenin ortaya koyabilen medeni cesaretli insanlar çıkabiliyorlar. Lakin onlar da, kalabalık bir dalkavuk ordusu içerisinde sindirilip gidiyor.

Bakınız ortama alternatifsizlik almış başını gidiyor.

Bugün ki ortamda her şey çok mu doğru yapılıyor ki? İnsanlar sessizce seyir halindeler?

Hayır diyorsanız neden sesiniz çıkmıyor?

Muhalefet edecek hiç mi neden yok?

 Elbette var.

 Ama muhalefetin de veya muhalefet etmesi gerekenlerin de, otoriteyle menfaat ilişkisi içinde olması, “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” mantığını ortaya koymaktadır.

Bu anlayış her zaman yanlış, her zaman da olumsuz sonuçlar vermiştir.

 İnsanların gerektiği zaman, doğru yerde ve zamanda devrimci ruhları depreşmeli. Özellikle de bizim gibi her türlü dış ve iç entrikayla çevrelenmiş ülkelerde, insanlar yanlışlara kişisel menfaatlerini terk ederek yanlış diyebilmelidir.

Birde her dönem, her yerde, kraldan çok kralcı oluşturmada pek mahir insanlarız.

Ve bu kralların iktidar süresi ile ilişkili kralcı oluşturan toplumlar, dolaylı olarak kaybettikleri güzel değer yargılarının, kendilerine neler kaybettirdiğinin de farkında olamıyorlar.

 Batılıların demokrasi kültürünü kazanmak için verdikleri mücadele sürecinde, yaşadıkları sıkıntılar ve zulümler, onlara kazandırdığını düşündüğümüz bazı değer yargılarında – bunu sırf kendileri için kullanıyor olsalar da- kıskanç ve tavizsiz olduklarına şahit oluyoruz.

  Misal verecek olursak, Komşu Yunanistan da Yaşanan Tren kazasında Ulaştırma Bakanı derhal istifa etti. Kahramanmaraş merkezli 6-7 Şubat depremi orada olsaydı Bakan veya Başbakanları sorumlulukla istifa etmişlerdi diyebiliriz.

 Niçin?

 Çünkü orada halk sorguluyor, hesap soruyor, yasalar işliyor, adamına göre işletilmiyor.

 Elbette her yaptıklarını doğru olarak göremeyiz, onlarda da kendilerinden olmayanlara karşı çifte standart var.

Ancak bana değmeyen yılan bin yaşasın veya benim düşmanıma değsin zihniyetiyle meselelere yaklaşmak, sakıncalı bir yaklaşımdır bunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Avrupalı bunu bir kültür olarak geliştirmiş ve yanlış yapan komşusu da olsa şikâyet ediyor ve kurallara uymasını istiyor.

Bizim başaramadığımız, bu durumu yaşamın bir değeri olarak kültür haline getiremeyişimiz.

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY3081
  • 2FENERBAHÇE3079
  • 3TRABZONSPOR3049
  • 4BEŞİKTAŞ3046
  • 5KASIMPAŞA3043
  • 6RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ3042
  • 7ÇAYKUR RİZESPOR3042
  • 8BITEXEN ANTALYASPOR3041
  • 9YUKATEL ADANA DEMİRSPOR3039
  • 10CORENDON ALANYASPOR3039
  • 11EMS YAPI SİVASSPOR3038
  • 12YILPORT SAMSUNSPOR3036
  • 13MONDİHOME KAYSERİSPOR3036
  • 14MKE ANKARAGÜCÜ3033
  • 15ATAKAŞ HATAYSPOR3033
  • 16TÜMOSAN KONYASPOR3033
  • 17GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ3031
  • 18VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK3030
  • 19SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL3029
  • 20İSTANBULSPOR3013
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA
sanalbasin.com üyesidir