Gözlerinden ışıltı eksik olmayanlar bayramda ağızınızın tadı bozulmasın diye üç beyazdan uzak tutmak için elinden geleni yapıyor. Bu üç Beyaz ile ilgi soğuk bir espri var ama yazmayacağım! Un, Tuz, Şeker Unun fiyatı artırıyorlar ki; obeziteyle mücadele olsun!.. Tuzun fiyatını artırıyorlar ki; kalp damar ve tansiyon hastası olmayın!.. Şekerin fiyatını artırıyorlar ki; başta diş sağlığınız ve şeker hastalığına yakalanmayın!.. Siz de yapılan fiyat ayarlamalarını kötüye yoruyorsunuz... Gelelim hikayeye... Bir hikâye paylaşacağım. Kaynağı anonim, doğrudur yanlıştır karışmam ama hikaye güzel. Kimseler üzerine alınmasın ama herkesin kendi sosyolojisine pay çıkarmasında da bir mahsur yok. Fetva, çay, şeker, molla, kıtlama, Cuma ve güncellemenin duygusal dünyasına dair önemli ipuçlarının bir arada sunulduğu bir geçmiş zaman hikâyesi. Geçmiş zaman dediğime bakmayın, her daim yenide ve yeniden yaşanabilen, başka bir deyişle hiç eskimeyecek bir klasik ‘duygusal durumlar’ hikâyesi. Burada bir şeye açıklık getireyim: Başparmakla işaret parmağını birbirine sürterek ifade edilen ‘Tamamen duygusal’ cümlesi, sadece ‘para’ merkezli değildir. Bu ifadenin tüm zamanlar için geçerli bir içeriği olmasının yanı sıra kendini her sosyo/politik durum içerisinde güncelleyerek, para gibi kullanılan, değişim ve satın alma değeri olan birçok ‘menfaat statüsünü’ kapsayan bir şey olduğunu da teslim etmek gerekir. Şimdi sadede gelelim ve şekerle çayın buluşmasına dair duygusal taklalar attıran fetva güncellemesine: “Eskiden İran’da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu. İngilizler İran’a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar. Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular. İngilizler, Mollaların çaya şeker katılması konusunda verecekleri fetva karşılığında kazancın yüzde 10’nu teklif ettiler. Nitekim bu teklife sıcak bakılmasının akabinde, bir Cuma Namazında (İran’da Cuma Namazları o bölgenin en büyük camisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor) Cuma Hutbesinde Mollalar şu vaazı verdi: “Siz Allah’ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!” Bu vaazdan sonra İranlılar çaya şeker katmaya başladılar. İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği yüzde 10 payı satışların iyi gitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı. Bunun üzerine Mollalar ikinci bir fetva vermeye karar verdiler. Yine bir Cuma Hutbesi’nde: “Gâvur icadı şekeri çaya katmak caiz değildir!...” Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklara döktü... İngiliz firmaları bunun üzerine baktılar olacağı yok, Mollalarla yeniden masaya oturdu. Fakat Mollalar bu sefer yüzde 20 pay istedi. İngilizler çaresiz kabul etti. Mollalar Cuma Hutbesi’nde bu sefer şöyle fetva verdi: ‘Biz size çaya şeker katmayın dedik ama sokaklara dökün de demedik, şekeri sokağa dökmeyeceksiniz, şekeri çaya batıracak ve böylece gâvur icadı şekere boy abdesti aldıracak ve öyle içeceksiniz!’ O gün bu gündür kıtlama şekerli çay işi bu coğrafyada patladı gitti. Siz de her şeker fiyat güncellemesi oranında şekeri azaltın. O zaman şekere ödediğiniz para hep aynı kalkacaktır. Zira zamlar alıştıra alıştıra geldiği için zamanla eski oranda attığınız şeker size çok bile gelecektir. Önemli olan ağzınızın tadı bozulmasın.