“Siz daha önce nasıl yaşardınız?
Teknolojiye erişiminiz yok,
Uçak yok,
İnternet yok,
Bilgisayar yok,
Gösteri yok'
TV yok,
Klima yok,
Araba yok,
Cep telefonu yok”...
Baba cevap verdi;
"Aynen sizin bu gün yaşadığınız gibi yaşıyorduk..
Şükür yok,
Sabır yok, Duâ yok,
Şefkat yok,
Saygı yok,
Sevgi yok,
Utanç yok,
Alçakgönüllülük yok,
Zaman planlaması yok,
Spor yok,
Okuma yok,
Hedef yok,
Gâye yok,
Yok,yok,yok”...
Biz, 1940-1980 arasında doğan insanlar Allahın sevgili kullarıyız...
Biz hayatımızı dolu-dolu yaşadık,
Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. Hiç televizyon izlemezdik.
İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık..
Susadığımız zaman,şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik.
Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız halde hastalanmazdık.
Her gün çok pilav yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almadık.
Çıplak ayakla dolaşırdık ama ayaklarımıza bir şey olmazdı.
Annemiz ve babamız bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyeleri, vitaminler vermezlerdi.
Kendi oyuncaklarımızı kendimiz yapar ve onlarla oynardık.
Ailemiz zengin değildi. Bize mal mülk değil, sevgi verdiler.
Cep telefonlarımız, DVD'lerimiz, oyun istasyonumuz, XBox'ımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz olmadı - ama bizim gerçek arkadaşlarımız vardı.
Arkadaşımızın evine davet olmadan gider, ziyaret eder ve onlarla birlikte neşe içinde yemek yerdik.
Senin dünyandan çok farklı olarak bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıkı bağlar olurdu.
Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı ama renkli anılarla dolu idi.
Biz kendine has, anlayışlı bir nesiliz, çünkü biz ana-babanın söylediğini dinleyen son nesiliz..!
Ayrıca, çocuklarını dinleyen ve dikkate alan ilk nesiliz...! Bizler bu Dünyadan yok olmadan önce..!
Bizden keyf alın,
Bizden öğrenin,
Hazine biziz,
Her şeyi ve herkesi sevin..
Sevgiyle kalın,sizleri çok seviyoruz..
••••••••••••••••(alıntı)