Süper ligde futbolcularına para ödemekte sıkıntı yaşamayan tek kulüp belki de Sivasspordur. Buna rağmen son haftada sahadan puansız ya da tek puanla ayrılan da Sivasspor. Ligde ki puan durumuna bakıldığında kaybetmeyi alışkanlık haline getirirse geride kalan maçlar için tehlike çanları çalıyor demektir. En büyük zedelenme, "kazama güdüsünü" kaybetmekte. Klasik futbolcu geyiğidir ya maçlardan sonra kendilerine sorulduğunda, "Bu maçı unuttuk, önümüzdeki maçlara bakıyoruz" derler. Böyle giderse kırmızı-beyazlı oyuncuların önlerinde bakacakları karşılaşma da kalmayacak. Sahaya bakıyorum, futbolcuların iyi niyetli çabaları için söyleyecek söz bulamıyorum. İyi koşmuyoruz didinmiyoruz, yeteri kadar mücadele etmiyoruz. Akıtılan terin sonunda ortaya lezzetli bir yemek çıkmıyor. Malzemeler eksik gibi. Keçiboynuzu tadında akmayan, kokmayan bir oyun sahneleniyor. O zaman yönetmene, aşçıya, teknik direktöre yani bu takımı kim yönetiyorsa ona dönüyor gözlerimiz ister istemez. İşte orası tam bir kâbus.
Futbolda kazanmak, kaybetmek iki sihirli kelimedir. Kazanmaya alışmak ya da kaybetmeye alışmak tekerleme tadında bir söylemdir. İyi oynamadan kazanmak veya iyi oynayarak kaybetmek sadece laf. Daha ilerisi yok. Bir takım için önemli olan alışmaktır. Eğer kaybetmeye alışmaya başlarsanız ve devamında psikolojik olarak bu alışkanlığınızı sürdürürseniz, bir bakmışınız ki her şey bitmiş. Kimileri kazanmaya alışır, kimileri kaybetmeye. Futbol ve buna paralel başarı stratejiyi gerektirir. Gururu hırsı ve amatörlüğü bir kenara bırakacaksın. Artık günümüzde bir gerçek var o da kaybetmemek. Kendi evinde kazanamamak kötü senaryonun başlangıcıdır. Hele hele kazanamadığın rakibin Erzurum gibi küme düşmemek için uğraşan bir takımsa. Senden daha çok topa sahip oluyor,senden daha çok mücadele ediyor, senden daha çok gol pozisyonu üretiyor. Acaba hangi takım küme düşmemek için çırpınacak? Deplasman ya da evinde kazanamadığın, bırak kazanmayı puan dahi çıkaramadığın takımlar sana ya çok yaklaşıyor veya arayı açıyorlar.
Çalımbay Sivas’tan gerçekten bıktı mı? Kenar yönetim heyecanını yitirdiğinde sürekli bir bahane ordusunun arkasına sığınacaktır. Devre arası transfer de kapandı. Takım artık bu. İkinci yarı kabus gibi başladı. Bundan sonra kaybedeceği her puan ya da puanlar Sivasspor’u çıkmaz sokacaktır. Futbolcu üzerinde kaybedilen her puan psikolojik baskı yapacaktır. Soyunma odasında homurtular yükselecektir.
Bundan sonrası artık final maçlarıdır. Kaybedilen her maç dibe, kazanılan maçlar yukarı doğru gitmemize sebeptir. Yönetim olaral hem futbolcuların, hem de teknik heyetin dikkati çekilmelidir. Ne yaparsanız yapın ama bu takımın kötü gidişine dur deyin. Siz dur demezseniz kimse çöküşü engelleyemez. Sonrasında eyvah demek için geç kalırsınız.