Bu konjuktür sayesinde, belli bir makam mevki çıkar elde edenler, kendilerini çok farklı görmeye başladı.
Bu yılışık kibir abidelerini devletin her kademesinde görürsünüz.
Ne hal ve tavırlarına, ne de üsluplarına özen gösterirler.
Ne oldum delisi olan, insanlara tepeden bakan, ötekileştiren yok sayan, dışlayan, horlayan etiket asalakları türedi.
Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı gibi gören, kerametleri kendilerinden menkul kişiler bürokrasiden uzaklaştırılması gerekir!..
Hiç kimse, işgal ettiği mevkide, ne olursa olsun vazgeçilemez, yeri doldurulamaz değildir.
“Ben gidersem ülke batar, kurum çöker, üretim durur…” gibi düşünce ve kanaatler içindeki insanlar boşuna kendilerini vazgeçilemez zannediyorlar.
"Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilemez zanneden insanlarla doludur!"
Dürüst adamlar varken, sırf bizden diye düşünülerek liyakatsiz, çapsız, karaktersiz tiplerin önemli pozisyonlara getirilmesi topluma zarar vermektedir.
Eleştirmek, yalakalıktan kör sadakatten çok daha saygın bir kişilik olduğuna inanıyorum.
Maalesef eleştiriye tahammülümüz yok.
Herkes pohpohlanmak istiyor. Padişah'ım çok yaşa! modundayız.
Hiç kimse eleştiriden hoşlanmıyor.
Selam ve dua ile