İçinde bulunduğumuz malum dönemin futbol takımlarına en büyük zararı sanıyorum ev sahibi avantajlarını artık kullanamamalarıdır. Görünen o ki, bu durumdan en zararlı çıkan takımlardan birisi de Sivasspor. Henüz evimizde galibiyetimizin olmaması bir yana, içeride oynanan maçlarda ligin dibine demir atmış durumdayız. Bu sorun, geçen sene evimizde oynarken taraftarımızın gerçekten etkili olmasından mı, yoksa bu sene yaşanan fikstür, sakatlık, kadro darlığı gibi dezavantajlardan mı, bunun yorumunu size bırakıyorum.
Hatırlayacaksınız, bu performans bize 2014-2015 sezonundan çok tanıdık geliyor. Sezon geneli iyi maçlar çıkarsak da, lig boyu sarf ettiğimiz efor ligde kalmamıza yetmemiş ve sonu hüsranla bitmişti. Tekrar etmemesi için, gerekli önlemleri almakta hala geç kalmış sayılmayız. Evet, hepimizin malumudur ki, kadromuz sezonu çıkartmak için çok yetersiz. Bu takım geçen hafta Avrupa maçına sadece 4 yedekle çıktı. Dönem gereği takımda sürekli Covid’e yakalanan yeni bir oyuncu çıkıyor, buna müdahale etmekte çok geç kaldığımızı düşünüyorum. Ayrıca yaşanan uzun süreli sakatlıklar da belimizi bükmüş durumda. Sivasspor yönetiminin hepimiz gibi bu durumu gördüğüne ve yamaları dikeceğine inancım tam.
Geçen hafta belirttiğim hususu örnek vererek yinelemek istiyorum. Her ne kadar takımımız için özeleştirimizi yapsak da, federasyonun Avrupa Ligi’ndeki tek takımının fikstürünü neden ayarlamadığını ısrarla sormak istiyorum. Ülke puanımız çok mu iyi? Her sene bir Avrupa kupası mı geliyor? Bu soruların cevabı eğer evet değilse, artık hepimiz art niyet arama noktasına gelmek üzereyiz. Zira herhangi bir İstanbul takımı, bu sezon bizimle aynı durumu yaşasaydı, sadece kamuoyu baskısı ile olsa bile fikstürleri ayarlanabilirdi. 3 günde bir maç yapmayı elit Avrupa takımları haricinde hangi takımlar kaldırabilir, bunu vicdanlara bırakıyorum.
Aslında hiç değinmek istemiyorum ancak, yine TFF’nin ve MHK’nın vicdanına sormak istediğim başka bir soru var. Her ne kadar kendilerine ulaşmayacak olsa, ulaşsa bile cevaplanmayacak olsa bile. Bugün hemen maçın ardından sorulan soruyu ben de bir kez daha buradan soruyorum. Göztepe’nin attığı gol sonrası VAR odası tarafından neden ofsayt çizgisi çekilmedi? Amacım Göztepe’nin attığı gole gölge düşürmek değil kesinlikle, ancak bu kadar tartışmalı bir pozisyonda, bu kadar teknolojik imkân varken neden bunlardan yararlanılmadı? Takımımızın teknik direktörü Rıza Çalımbay’ın da değindiği üzere, aleyhimize hata yapılmaması için kaç puanımızın daha harcanması gerekiyor? Buna bir dur denmesi için illa Kadıköy’de, Seyrantepe’de veya Beşiktaş’ta mı ikamet etmemiz gerekiyor?
Sözün özü, hakemlerin gölgesinde, eksik ve yorgun kadromuz ile üç puan daha kaybedildi. Yukarıda da belirttiğim üzere başarısız performansımızın birçok tetikleyicisi var. Bariz bir suçlu bulmak doğru değil. Umarım önümüzdeki haftalarda daha umut verici, daha gelecek vaat eden bir Sivasspor izleriz. Varlığıyla desteğini gösteremese de, bu taraftar bunu hak ediyor.