İddialı bir başlık attığımı düşünenler yanılmadığımı görecekler. Yiğidolar beni utandırmayacak deneyim ve kaliteye sahip bir takım. Atakaş Hatay maçı sonrasında yazdığım makalede Sivasspor’un hedefini tamamen Kupaya çevirdiğini söylemiştim.
İki aşamalı maçların havası farklı olur. Kupada mücadele eden takımlar kendi sahasını ve seyircisini avantaja çevirmek ister. Dün Alanya takımı da bu durumdan yararlanmak istedi. Ne var ki, Sivasspor’da deneyimli oyuncu sayısı oldukça fazla. Bunun yanında takımı sevk ve idare eden Teknik Direktör Rıza Çalımbay’ın deneyimini tüm kamuoyu yakından biliyor. Hal böyle olunca müsabaka “Malumun ilamı” şekline dönüştü.
Kupalarda deplasmanda atılan gol avantajı kuralı kalkmamış olsaydı, bugün yüzde iki gibi Alanya’nın şans faktörünü tamamen ortadan kaldırırdım. O zaman Sivasspor’un final şansı olağanüstü bir durum gerçekleşmediği takdirde yüzde yüz diyebilirdim. Elbette ki futbolda her şeyin gerçekleşmesi mümkün. Tarihte çok büyük takımların iki ayaklı maçlarda neler yaşadıklarına hepimiz şahit olduk. Umarım bu kadar iddialı çıkışlarımdan sonra hem futbol şansı hem de Sivasspor’da ters giden bir şeyler olmaz.
Dün maçı izleyenler sanırım Gradel’e hayran kalmışlardır. Sivasspor’a geldiği günden bu güne kadar oynadığı tüm maçlarda bu kadar koştuğuna ilk defa şahit oldum. Bu kadar hırslı mücadelesine, bu kadar kazanma arzulu temposuna ilk defa şahit oldum. Duygularım beni yanıltmıyorsa Gradel kupayı Rıza hocadan daha fazla istiyor.
Rıza hoca sahaya beklenilen bir kadroyla çıktı. Pedro’nun sürpriz ayrılma kararı tüm Sivasspor’a gönül vermiş herkesi üzdü. Gerekçe olarak kızının rahatsızlığını gösteren Pedro apar topar gitti. Uzun süre sakatlıkla mücadele eden Appındangoye Yarı final kupa maçıyla tekrar formasına kavuştu. Birkaç haftadır kötü oynadığı gerekçesiyle taraftarın hafif yollu tepkisini çeken Gutas kenarda bekledi. Rıza hoca’nın bu kararına sadece saygı duymak lazım. Ancak Gutas kesinlikle küstürülmeyecek kadar önemli bir futbolcudur. Caner karakterli bir oyuncu olmasına rağmen, kesinlikle bir Gutas ayarında futbolcu değildir. Dün solda Ziya’nın forma giymesini beklerken, Uğur Çiftçi ilk on birde şans buldu. Uğur Çiftçi’nin halen formsuzluğu gözlerden kaçmadı.
Kaos maçları olarak nitelendirdiğim, tam anlamıyla stratejik ve psikolojik bir savaş olan bu tip kupa maçlarını Rıza hoca deneyimiyle çok güzel avantaja çevirmesini biliyor. Dün takım uzunca bir süre 10 kişi kalmasına rağmen, krizi iyi idare etti. Kerem Atakan’ı en çok eleştirenlerden biriyim. Futbolcu kişiliğini değil, şımarıklığını çok eleştirmeme rağmen dün attığı gole şapka çıkarıyorum.
Takımı 10 kişi bırakan Türkiye’nin en iyi santraforların Mustapha Yatabare’nin amatörce aldığı o kırmızı kartı şiddetle kınıyorum. Hatalı veya değil, ayağı kaymış olabilir. sonuçta kayarak yapmış olduğun faulden sonra, Hakemin yanlış yorumu sana kart getirdi. Sonrasında topa kızarak vurmak, değil bir profosyenele, amatör futbolcuya dahi yakışmayacak şekildeydi. Umarım bundan sonra hırsınızı, öfkenizi kontrol altında tutarak takımınızı eksik bırakma lüksünüzün olmadığını bilmeniz gerekir. Bir futbolcu pozisyon gereği oyun dışı kalabilir. Ama profosyonel bir futbolcunun bu kadar basit kontrolsüz hareketinden dolayı takımını yalnız bırakması akıl dışı ve sorumsuzluktan öte bir şey değil.
Son söz;
“Eğer ki, futbolda anormal bir futbol şanssızlığı olmaz ve olağanüstü bir durum yaşanmaz ise tarihimizde ilk kez ikinci büyük kupa olan Ziraat Türkiye kupası finali oynayacağız. Buradan tüm yiğidolara, taraftarlarımıza seslenmek istiyorum; “Lütfen ikinci maçta tribünleri dolduralım.””