İSTİSMAR

Sosyal medya şu anda dünyanın en önemli iletişim aracı haline gelmiştir. Bu mecrada sağlıktan, gıda alanına kadar, ihtiyaç sahibi insanlar için yardımlaşmadan tutun, Afrika’da kuyular açtırmaya kadar, gerçekten muazzam iyilikler ve iyi işler yapılmasına vesile olmakta.

Aynı zamanda, kötü niyetli şahıslar tarafından, diğer insanların malını, namusunu, organlarını ve hatta canını bile elinden almak için kolayca tuzaklar kurabildiği bir platform olmuş durumda. Haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla, kurulan çeteler, kullanılan genç kız ya da erkekler, hedef alınan insanların başına gelen bin bir türlü belalar başını almış, gitmiş vaziyette.

Sosyal medyayı kötü amaçları için araç haline getiren kişi ya da kişiler kimlerden ne elde etmek için bunları yapıyor? Birkaç tanesinden örnek verecek olursam;

Zengin erkek ya da kadınları hedef alan kesim;

Bunlar insanları özel olarak seçerek, zafiyetlerini öğrenerek, kendisinden para alma yolu arayanlardan oluşuyor. Kimi kendisiyle evlenip mal varlığından pay alabilmek için, kimisi de atılan mesajlar, mahrem resimler ya da gizli kamera kayıtları üzerinden şantaj yaparak çıkar elde etmeyi amaçlıyor.

Maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahibi kızları ve erkekleri hedef alan kesim;

İşte bu kesim daha alçakça eğilimleri olan kimselerdir. Bunların içerisinde zengin kadınlar ve erkekler çoğunluktadır. İnsanlara ev, iş, araba ve para vaat ederek kendileri ile birlikte olmaya ikna etmeyi amaçlıyor. Tabi organ mafyalarının da son zamanlarda fazla rağbet gösterdiği yollardan biride bu olmuş durumda.

Çocukları hedef alan kesim;

Pedofili, bu sapkınlıkların içerisinde benim midemi en çok bulandıran kesimdir. (Benim şahsi düşüncem, her kim ki bu cürmü işler ve suçu Adli makamlarca ispatlanırsa, Devletimiz tarafından itlaf edilmelidir.) 

Anne babanın izni ile çocukların açtığı sosyal medya hesapları, bu şeref yoksunlarının hedefinde. Ancak çocuklarımızı hedef alan sadece bu sapıklar değil. Çocuk ticareti ve çocuk organ ticareti yapan simsarlarında hedefindeler. Bütün ebeveynlerin çocuklarını sıkı bir şekilde denetlemesini, ellerini ve gözlerini üzerlerinden çekmemesini tavsiye ederim. Elbette bu dediğim, evlatlarınızın özgüvenlerini zedeleyecek şekilde yaklaşımlarda bulunmanız anlamında değildir. Lütfen çocuklarınızın eline telefon, tablet veya bilgisayar verip, kenara çekilmeyin. Sizler anne ve baba olarak çocuklarınıza sahip çıkmazsanız, bu ve bunun gibi mahlukatların, evlatlarımıza kurdukları aşağılık tuzaklarına düşmelerine sebep olursunuz.

Kendi aile bireylerini kullanan kesim;

İşte en tehlikeli kesim bunlardır. Bir anne ya da bir baba düşünün, kendi evladı üzerinden insanlardan menfaat sağlamaya çalışan. Bu kişiler insanları birer av gibi görüyorlar. Ancak en kötü tarafı kendilerinden de ziyade çocuklarını kolaylıkla yem yapabilmeleridir. Doğada hangi hayvan kendi yavrusunu kullanarak başka bir hayvanı kendine yem yapmaya çalışır? İşte bu insanlar hayvanlardan bile aşağı olan kişilerdir. Öyle ki, çocukları için yardıma ihtiyacı olduğunu öne sürerler ve sizden para isterler. Para ile almak istediği şeyi siz ya da yardımsever insanların tedarik etmesini teklif eder ve elden para vermeyi reddederseniz, akıllı olduğunuzu anlar ve öyle bir hakarete maruz kalırsınız ki, sizi kışkırtmaya ve yanlış şekilde hareket ettirmeye çabalarlar. 

 

Bütün bunları yazıya dökme sebebime gelince, maalesef toplumumuz adeta ‘kanser’ gibi bizi içten içe, sinsice çürüten bu aşağılık mahlukatların kurbanı olmakta ve olmaya devam etmektedir.

Bu ve bunun gibi burada yazmadığım durumlarla karşılaşınca, öfkenize yenik düşüp, kendi usulünüz ve gücünüzle çözmeye çalışmayın. Bu kansızlarla mücadele etmek için Devletimiz muktedirdir. 

Emniyet teşkilatımıza ve savcılıklara yukarıda saydığım tipte bir olaya maruz kalırsanız başvurmaktan sakın çekinmeyin. Herkes işlediği suçun bedelini, Adli makamların uygun gördüğü şekilde çekmelidir.

Çocuklar, bizim çocuklarımız.

Genciyle, yaşlısıyla insanlarımız bizim insanlarımız.

Millet, bizim Milletimiz. Devlet, bizim Devletimiz.

Gelin hep birlikte birbirimize sahip çıkalım. Ancak o zaman bu İSTİSMARCI mahlukatlar, Türk Adli Makamlarının huzurunda hak ettiklerini bulur ve hep beraber daha güzel bir hayata kavuşuruz.