Koltuk sevdası ülkenin eğitim ve gelişmişlik ölçülerine, ekonomik düzeyine göre şekillenen bir tutkudur. Kişinin koltukta ne pahasına olursa kalma hırsıdır. Gözünü koltuk hırsı bürüyen biri için hizmetten çok yerini koruma arzusu sahiptir…
Yerini korumak için yapmayacağı uygulama, kırmayacağı insan veya kural yoktur. Şöyle bir etrafınıza bakın, koltuk için her türlü mücadele ve çatışma göze alınmıyor mu? Demokratik kurallar, etik değerler hiçe sayılmıyor mu?
Koltuk sevdasına tutulmuş kişiler kendini normal insanlardan farklı görür, geldiği yeri bile unuturlar. Ne zaman ayna ile karşı karşıya gelse ben ne güçlü bir insanım diye düşünür.
Kendinin etten ve kemikten bir insan olduğunu unutur, artık elindeki güç ile belediye başkanları, milletvekili ya da kamu idaresine adaylar ya da atamalar yapmaya kalkar ve ona göre plan proje içerisine girerek ince hesap ve çalışma gayretine düşerler ve bir gün bu koltuktan ineceğini düşünmek bile istemezler!
Çünkü; o artık büyük insan olmuştur. Alçak dağları kendi yaratmıştır kendi bakış açısıyla.
O diğerlerinden farklıdır…
Yetenek, liyakat, başarı ve dürüstlük aranmaz!..
Koltuğun sihirli örtüsü ile gerçekler, dostlar ve düşmanlar göze farklı görünür. Koltuğu kaybetme korkusu sarar bedenlerini. Dostlara vefa bir tarafa, artık doğru sözler tehdit olarak algılanır. Bir zamanlar savunulan değerler, şikâyet edilen haksızlıklar bile unutulur.
Tek hedef koltuğun ve gücün bir dönem daha korunmasıdır. Geçmiş ve geleceğin muhasebesi önemli değildir. Tek doğru kendinin söyledikleri ve yaptıklarıdır.
Bu kişiler bulundukları makamda ömür boyu kalmak isterler. Kendilerine göre nedenleri de hazırdır: “Biraz daha hizmet yapayım.” Bu husustaki hırs, kibir, ego gözlerine bürünmüştür.
Makamlar, mevkiler, zenginlikler Allah’ın çeşitli sebeplerle insanlara nasip ettiği dünyalık ve çok ağır imtihanlardır. Yüce Allah bu makamları, insanlara mükâfat olarak mı, azap olarak mı nasip etmiştir bilemeyiz. İnsanlar bu nasiple haksızlığa, hak gaspına sebep olmaz ve hayırlara vesile olabiliyorsa bu lütuftur. Ancak birilerinin hakkını yiyerek, zulmederek, kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar veya buna sebep oluyorlarsa, bu onlar için azap sebebidir.
Selam ve dua ile...