Farklı iki hedefe kilitlenmiş takımın maçından karlı çıkan olmadı. Lider Beşiktaş ve Avrupa kupalarını hedefleyen Sivassporun 100 dakikalık kontrollü oyunundan gol sesi çıkmadı.
Her iki takım oyunun başından sonuna kadar birbirlerinden çekindiklerinden olsa gerek, kontrolü elden bırakmadan ve gol yememe adına müdafaa hattını boşaltmadan oynamayı tercih ettiler. Stres faktörü Beşiktaş takımı üstünde daha çok hissedildi.
Süper ligin en iyi takım savunmasını yapan Sivasspor karşısında boş alan bulamayan lider Beşiktaş’ın, usta ayakları iş yapmakta zorlandı. Özellikle Abuobakar ve Ghezzal maç içinde oldukça etkisiz bir görüntü sergiledi. Buna karşılık Sivasspor her zamanki gibi hızlı çıkışlarla sonuca gitmeyi istedi ama set oyununu oynamak zorunda kaldı. Çok iyi takım savunması yaptığı gibi oldukça hızlı hücuma çıkabilmeyi iyi yapan Sivasspor bu maçta hızlı hücum oyununu yapmakta zorlandı. Orta alanı çabuk geçmekte zorlandılar.
Maç boyunca iki kez Erdoğan’la bu fırsatı yakalamasına rağmen Erdoğan’ın kahraman olma hevesi yüzünden net pozisyonları gole çeviremediler. Tahmin ediyorum bu maçta en çok üzülenlerin başında Erdoğan geliyordur.
Rıza hoca oyuncu değişikliklerini yerinde yaptı. Ne var ki Yatabare’nin oyundan çıkış anı görülmeye değerdi. Avına kilitlenmiş bir avcı gibi çıkana kadar kenar yönetimine bir bakışı vardı ki, uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek bir bakıştı. Hiçbir oyuncu, olağandışı bir durum olmadığı müddetçe oyundan çıkmayı istemez. Hele hele önem düzeyi yüksek maçlarda, ruh dünyaları farklı çalışır. Takımı adına atacağı gol, yapacağı asist veya yaptığı önemli bir katkı yıllar boyu anlatılır. Efsane olma adına genellikle bu tür maçlar konuşulur. İşte futbolcu bu tip maçlarda oyunda kalmak ister. Futbolcu tarafından bakıldığında kendine göre haklı sebeplerdir. Ne var ki, teknik adamlar kenarda büyük tabloyu gördüğü için, gerek performansından dolayı, gerekse taktik anlamda hiç umulmadık zamanlarda, hiç tahmin edilmeyen oyuncu değişiklikleri yapabilir. Profesyonel futbolcuların yapması gereken ise bu değişikliğe saygı göstermektir. O zaman şu sorunun sorulması gerekir. Kenarda bekleyen futbolcuların ruh dünyaları yok mu?
Bu gecenin özeti; tadı tuzu olmayan bir geceydi. Büyük umutlarla ekran karşısına geçen her iki takım taraftarlarının beklentileri boşa çıktı. Kabul etmek gerekir ki, her iki takım içinde oldukça önemli bir maçtı. Hele Beşiktaş için belki de dönüm maçıydı. Son haftalarda kaybedilen puanlardan dolayı takım üzerinde ki olumsuz psikoloji ve motivasyonunun bir an önce düzlüğe çıkması gerekiyordu. Ne var ki yine puan kaybına engel olamadılar.
Sivasspor’un yenilmezlik serisi 13 maça çıkmış oldu. Bugün gördüğüm en değerli sonuç;
“ Sivasspor gerçek anlamda süper ligin en iyi futbol oynayan ekibi görünümüne bürünmüş ”
Yine bu gece bir kez daha gördüm ki, Ali Şaşal eski günlerine dönmüş durumda. Bir kaleci için en büyük avantaj olan esneklik ve estetik görünüme kavuşmuş. Hiçbir yan topta hata yapmadı. Her çıktığında herkesin üzerinden rahatça topa sahip oldu. Her geçen gün daha da iyiye gidecek gibi görünüyor.
Belki 3 puan alamadık ama bugün kazanamasak bile kaybetmemeyi öğrendiğimizin en güzel örneğini sergiledik. Sivasspor Avrupa kupalarına katılacak güçtedir. Bunu sezon sonunda ispatlayacaktır. Kalan maçlarda en az puan kaybıyla tamamlayacaktır. Önemli olan gelecek sezon takımı koruyup yapılacak iki üç takviye ile neler yapabileceğimizi hayal bile edemiyorum.
Sağlıkla ve hoşça kalın…