TELEFONLARA BAKMAYANLAR KİM?

Bu aralar sadece bana mı oluyor bilmiyorum ama bir iş için birisini arıyorsunuz meşgule düşürüyor ve hazır mesajlardan bir mesaj atıyor 'Toplantıdayım, en kısa sürede size geri döneceğim'.  Siz dönüyor mesaj atıyorsunuz, mesajınızı görmüş olmasına rağmen bir türlü geri dönüş yapmıyorlar!..

Etrafımdaki insanlarla da konuşuyorum bu konuda aynı durumda olanlarda var.

Aradığınız kişiler ilgisiz diyebilirsiniz. Sizin aramalarınızdan bıkmış sizinle konuşmak istemiyor diyebilirsiniz de durum hiçte öyle değil.

Aradığım kişiler milletvekillerinin danışmanlarında tutunda kamu kurumu özel kalemlerinden çıkın hatta büyük STK'ların yöneticilerine kadar sayarım.

Konuyu da detaylı olarak yazıyorsunuz dönüp 'yapabiliriz' ya da 'yapamayız' da demiyorlar. Sadece sessiz kalmayı tercih ediyorlar.

Şahsen ulaşamayacağım kimse yok ama üstlerine direk yazmadan konuşmadan amirleri, müdürleri, genel müdürleri, başkanları, milletvekilleri ve valilerle halledilmesi gereken işleri savsaklayıp duruyorlar.

Dönüyorsun kim için çalışıyorsa ona söylüyorsunuz. O da dönüyor sizin aradığınız kişiye talimat veriyor. O zaman işler yoluna giriyor fakat dönüp size "Ben hallederdim, neden söylediniz" diye de size de sitemli bir şekilde işinizi halledip size darılıyor.

Kendi duyarsızlığını bırakıp size tavır bile alıyorlar.

Bu kimin sekreteri, kimin danışmanı veya kimin özel kalemi olursa olsun size cevap vermek zorunda çünkü bir makamı temsil ediyorsunuz. Bu da başınıza iş açar demedi demeyin!

Telefonlara bakmamayı adet haline getirenler! Siz çalıştığınız makamları da zor durumda bırakıyorsunuz haberiniz olsun.

Yoksa teknoloji geliştikçe nezaketsizleşiyormuyuz?

Bir tek benim teflonlarıma bakılmadığını gördüğüm içinde seviniyorum. Fakat; bu telefonlara bakmayan insanların yaptıkları yanlış haberiniz olsun. Buradan yöneticilere sesleniyorum; “Bu telefona bakmayan insanlarla çalışmayın. İleride sizin yaptığınız işlerde size sorun teşkil edebilirler. Almaya çalışacağınız oyu etkilerler, ileri bir makamı düşünüyorsanız ilerlemenizi engellerler haberiniz olsun.”

Görevlendirdiğiniz kişileri bir uyarın! Onlara sizin için çalıştıklarını unutmayın. Sonra demeyin bu konuyu bana ulaşmadan da çözebilirdiniz diye.

1. Onu, istediğiniz zaman arama özgürlüğünüz varsa, onun da sizinle sadece istediği zaman konuşma hakkı vardır; bu hakkını da sonuna kadar kullanıyordur.

2. Sadece belli insanların telefonlarını sektirmeden açar; onlar da en sevdiği insanlardır.

3. Çok haz etmediği kişi iki-üç kez aradığında anca öyle önemli bir şeydir deyip telefonu açmaya karar verir.

4. Telefonla öyle uzun uzun konuşmayı hiç sevmez. Konuşma uzayıp muhabbet tıkandıkça afakanlar basar.

5. Arayan kişi daha önceki konuşmalarda eften püften konuşmuşsa, "yine kesin aynı zırvalar" diyerek sallamaz.

6. Ne kadar çok kişi tarafından aranırsa, kendini o kadar değerli hisseden insanlardan değildir.

7. Etrafındakiler "telefonun çalıyor" dediğinde, "çalsın, boş ver" diyebilir aldırmadan.

8. Aynı mantık kapı için de geçerlidir. Gelen kişiyle hiç uğraşamayacaksa evde yokmuş gibi davrandığı olur.

9. Zamanında msn'de de çevrimdışı takılmıştır, şimdi de Facebook'ta öyle devam ediyordur.

10. Arkadaşları da bu durumundan yakınır; onlara "telefon sessizdeydi", "yanımda değildi", "duymamışım" gibi bahaneler uydurur.

11. Kendisi böyle yapıp da, başkasını arayıp ulaşamadığında hiç sitem etmez.

12. Telefonu bazen aramalardan, bildirimlerden susmak bilmediğinde sadece ev telefonunun olduğu 90'lara kaçıp gitmek istediği olur.

13. Yine de arama, bildirim yağmurundan kaçtıkları kısa anlar olur. Evdeyken telefonu sessize alıp bir köşeye fırlatırlar.