ÜNİVERSİTEYE BİR GÖZ ATALIM DEDİK

İnsanı diğer canlı varlıklardan ayıran en temel özelliği aklı ile düşünüp, hareket etmesidir. İnsanlardan düşünme özelliğini kaldırdığınız da diğer canlı varlıklar gibi, yiyecek, içecek, boşaltacak, yatacak ve uyuyacaklar.

Düşünen ve sorgulayan, aklı ile doğruyu bulabilen ve hesap sorabilen insanlar, diğer canlı varlık âleminden farklı olacaktır. Öküzlerden de!

Farklı olduğumuzu göstermeliyiz. İnsan olmanın gereğini yapmalıyız. Sorgulamalı, akıl ile yol bulmalı ve gerekiyorsa hesap sorabilmeliyiz.

Şimdi bu minval de bir hususu buradan ifade etmek istiyorum. Sivas Cumhuriyet Üniversitesin de neler oluyor, niçin oluyor, neden problemlerin çözümüne dönük bir eylem yok, onu yazmak istiyorum.

Üniversite, bir şehrin gelişiminde ve geleceğinin inşasında çok önemli bir yere sahiptir. Şehrin kimliğinde ana karakteristik özelliklerdendir. Yani, diğerlerinden ayırt edici temel özelliklerden dir.

Cumhuriyet Üniversitemiz kuruluşuyla birlikte maalesef beklenilen, olması gereken bir konumda değil. Zaman zaman doğru adımlar ve manevralar ile atak yapsa da, siyasetin arka bahçesi gibi görülüp, bilimden ziyade, politikacıların istihdam kapısı gibi çalıştırılmasından dolayı önemli bir gelişim sağlanmadı.

Üniversite yöneticilerinin zihin altlarındaki tatmin edilememiş duyguları ve nepotizme yatkınlıkları da, işin tuzu biberi olarak yanlış yönetimin, Sosyo psikolojik sebepleri olarak karşımız da duruyor.

 Kuruluşundan bugüne Üniversitemizin en önemli referans merkezi Tıp Fakültesi hastanemizdir. Üçüncü basamak hastane olarak yıllardır Sivas ve çevresine güzel hizmetler verdi. Gerçi yönetim değişiklikleri ve yapılan yanlış yönetim politikaları sonucu eskisi kadar popüler olmasa da şehirde önemli bir boşluğu doldurduğu aşikar.

Duyuyoruz ki Çocuk acil kapatılmış. Yeterli hoca ve uzman hekim olmamasından dolayı Sivas için çok önemli olan ve dışarıya hasta sevklerinin önüne geçen Pediatri Acil servisi kapatılıyor.

  Yaa Allah aşkına siz ne iş yapar ve ne ile ilgilenir siniz pek muhterem C.Ü yöneticileri?

Yeterli Pediatri uzmanı olmamasından dolayı bir hastamız Tokat Tıp Fakültesine sevk edilmiş, bu durumu nasıl açıklarsınız arkadaşlar? Üç beş yıllık geçmişi olan Komşu şehir Tokat’a bile Sivas’tan hasta sevki yapılıyorsa, Üniversite yöneticilerinin derhal görevi bırakması gerekir.

Bu durumdan ders çıkarmayan siyasetçilerin de bu işte vebali vardır, onun da hesabı günü gelince sorulmalıdır.

Bizden bir yıl sonra açılmış Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi bizi fersah fersah geçmiş durumda. Şimdi Tokat geçiyor.

Çocuk yan dalların da, erişkin yan dalların da, girişimsel işlemler ve yetişkin hastaların üçüncü basamak gerektiren hastaları, Kayseri’ye, Malatya’ya, Ankara ve diğer illere gidiyorlar.

 Milyonlarca lira harcanarak yapılan ve gururla da törenle açılan, içerisinde yoğun bakımı, ameliyathanesi olan hepafilitrelerle donatılmış bölgenin tek yanık merkezi kapatılıyor. Yanık yüzdesi %20 üzeri hastalar Samsun, Trabzon ve Ankara’ya gitmek zorunda kalıyorlar.

Yeterli hoca olmamasından dolayı plastik cerrahi kapatılmak üzereymiş?

 Yıkımcılar burada da işin başında!

 240 bin metre kare kapalı alanı olan eski hastaneyi yıkmaya hazırlan, 165 bin metre kare kapalı alanı olan, pediatriye, yemekhaneye,  morfolojiye,  arşive yer bulunamayan yeni bir hastaneyi gardaşların dibine yap.

Daha yeni Kadın Doğum hastanesi yap, beş on yıllık kalp damar hastanesi, onkoloji hastanesi elinde var iken buraları kapat, yık, dağıt, yeni bir hastane yaptık diye ortaya çıkıp hizmetten bahset!

 Nasıl olacaksa?

Geçtiğimiz aylar da bir Sosyal Medya Gazetesinde habere konu olan Yabancı Öğrenci alımında dövizle rüşvet karşılığın da değişik bölümlere öğrenci alındığı ve soruların satıldığı haberi gerçekten çok sıkıntılı bir durum. Bu konuda açılmış bir soruşturma veya yürütülen hukuki bir süreç var mı bilmiyorum. Ama yenilir yutulur bir iddia değil, mutlaka araştırılıp, soruşturulmalı ve kamuoyu aydınlatılmalı.

Ya Mühendislikler de durum farklı mı? Tam bir problem kaynağı. Her yıl öğrencisi olmadığı için kapatılan bölümler, öğrencisi olmayan ve yedi sekiz öğrencisi olan bölümler ile ful öğrencisi olan ve Üniversitemiz için tercih edilen Elektrik Elektronik ile Bilgisayar Mühendisliği bölümlerine hoca atamaların da ve kadro oluşturmadaki işgüzarlığı tam bir skandal.

Kapatılacak Kimya Mühendisliğinin 9 Profesörünün yanına onuncu profesörlük kadrosu için ilana çıkan rektörlük, ful öğrencisi bulunan, bu yıl Samsun da yapılan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla ödüllerin dağıtıldığı Teknofest Festivalin de ödül kazanan öğrencilerin bölümü, bir tane bile profesörün olmadığı, bu nedenle de doktora öğrencilerinin eğitim alamadığı Elektrik-Elektronik Mühendisliğine Profesör kadrosu açmamak hangi aklın ürünüdür bilinmiyor?

Ayrıca bu bölüm de Profesörlük kadrosunu hak eden ve kadro açılmasını bekleyen tek doçent hocanın olmasına rağmen, hangi adalet ve adil yöneticilikten bahsedilecektir? Sizin Edebiyat Fakültesine “Atcılık- Baytarlık” şartını koyarak adrese teslim çıktığınız elaman alımı ilanı, ulusal medya da yine trajikomik bir olayla bu şehrin önemli bir bilim yuvasını gülünç duruma düşürdü.

Yapmayın, etmeyin, yazık oluyor koskoca bir Üniversiteye. Siz Teolojiyi biliyorsunuz. Allah’ın adaleti hiç şaşmaz ve en doğru hükmü verir.

 İlahiyatta Yönetici sorumluluğu ateşten bir gömlek gibidir. Hak ve hukuktan, adaletten ve adil bir yönetimden uzaklaşanlar için Allah’ın hükümleri açık ve şaşmaz.

Seküler yaşamın ihtişamı, servet, şehvet ve şöhret üçlemesi, kapitalist pazarın biriktirme hastalığı ile buluştuğunda maalesef insanlara Ahireti unutturuyor.