Bir ülkede zayıf olan güçlü olandan hakkını kolayca alabiliyorsa o Devlet adil bir Devlettir.
Adalet sadece mahkemelerde görülen davalarda verilen kararların sonucu değildir.
Ülkede yaşayan bireylerin ülke kaynaklarından ve gelir dağılımından eşit şekilde pay alabilmelerinden tutun da eğitim hakkı sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanabilme hakkına,vergi öderken zengin ile yoksulun aynı oranı ödemesine kadar toplumum gerek sosyo ekonomik gerekse eşit yurttaşlık hakkı'nın sağlanması gibi hayatın hemem her noktasında var olması gereken bir olgudur.
Hele de Devleti yönetenlerin yani hükümet edenlerin bu konuda terazilerinin hassas olması bir tercih değil hem dini hem insani hemde kanuni bir zorunluluktur.
Peki biz özellikle son zamanlarda bu adaleti gündelik hayatımızda görebiliyor muyuz? Bunu bir kaç örnekle açaklayabiliriz.
Örneğin hükümet memuruna %85 zam verebiliyorken emekli vatandaşına %25 zammı hangi haklı gerekçe ile reva görmüştür.Memurlar ile emeklilerin alış veriş yaptıkları yerler ayrı mıdır. Emekli ürünlerini daha mı ucuza alabilmektedir.
Avrupa da ki emekliler Türkiye ye gelip en lüks otellerde tatil yapabiliyorken kendi emeklinizi kuru simite mahkum etmek hangi aklın ve vicdanın ürünüdür.
Veyahut vergi toplarken neden en zengin ile en yoksuldan aynı ve eşit oranda vergi istenmektedir. Üstelik zenginler yani şirket sahipleri aldıkları her ürünü şirket adına alıp kdv yi hiç ödemezken ve milyon dolarlık şirket ve spor kulüplerinin milyonlarca liralık borçları bir kalemde silinirken burada adaletten nasıl bahsedebiliriz.
Seçim öncesi bol keseden dağıtarak huzur ve refah vaatleriyle seçim kazanıp zam üstüne zam yapmak vergi üstüne vergi almak hangi kitapta yazıyor.
Birde topluma tasarruf çağrısı yaparken kamudaki araç ve belediyelerin konser vs gibi etkinliklerinde harcadıkları har vurup harman savundukları milletin paraları'nın hesabını kim soracak ve bunlardan da tasarrufa gidilecek mi yoksa yirmi iki yıldan beri denildiği gibi ıtibardan tasarruf olmaz demeye devam mi edilecek.
Kur korumalı mevduat gibi literatürde bile olmayan bir yöntemle zenginin parasını yoksuldan alınan vergilerle korumak ve çoğaltmakta adalet anlayışınızın bir parçası mı?
Yada aynı suçtan yargılananlar arasında bazıları mahkemeye bile çıkmazken bazıları'nın hapse girmesini neyle izah edebiliriz. Ayrıca mahkemelerde ki bazı dosyaların onbeş yirmi yıl devam etmesi şu meşhur sözü akıllara getirmektedir ki "Geciken adalet adalet değildir ."
Bu gün sokaktaki vatandaşa sorduğunuzda yarıdan fazlası adalete olan güvenini yitirmiş durumda.
Bu ülkeyi yönetenler adaleti parti ismine değil yüreklerine ve vicdanlarına yazmadıkça bu ülkede adaletten bahsetmek mümkün değildir.