AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA 

Devletlerin ilerlemesi büyümesi ve güçlü olması o devlette yaşayan toplumların sağlam bir aile yapısı ile üremesine çoğalmasına ve Millet olmasına bağlıdır. 
Dünya nüfusu git gide yaşlanmaktadır.
Buna paralel olarakta iş gücü ve üretim ise gittikçe büyük bir problem olmaya başlamış durumdadır.
Özelikle batıda durum çok daha vahim bir hal almakta insanlar evlilikten uzak durmakta bireysel yaşam ön plana çıkmaktadır.
Evlerde çocuk yerine kedi köpek beslemekte başlı başına geleceği tehdit eden bir unsur olarak göze çarpıyor. 
Avrupa'da durum böyle iken gelelim ülkemizdeki duruma ne yazık ki ülkemizde de durum git gide kötüye gitmektedir. 
Bizde de evlilik yaş ortalaması yükselmiş, çocuk sayısı düşmüş, boşanmalar ise rekor sayılabilecek bir oranda artmış durumdadır. 
Bir araştırmaya göre son 20 yılda kaba evlilik hızı %20 oranında düşerken boşanma oranı ise %47 artmış durumda.
Rakamlarla kafa karıştırmak istemiyorum lakin bundan sonraki nesillerimizi bekleyen en büyük iki tehlike birincisi evlenememek ikincisi ise evliliği sürdürebilmekdir. 
Bu konuda ailelere de çok iş düşüyor örneğin eskiden gelin olan kızın ailesi gelinlikle gidiyorsun bu eve ancak kefenle dönebilirsin derdi ama başına bir iş gelirse de evladına tabiki sahip çıkardı. 
Şimdi aileler kızlarına sakın kendini ezdirme diye tembih ediyor böyle oluncada ilk olumsuzlukta kız soluğu baba evinde alıyor.
Tabiki kimse kimseyi ezemez ve ezmesin haksızlık yapılmasın zulüm yapılmasın ama bir ailede zaman zaman kavgada olur büyükler burada arabulucu olmalıdır yoksa ne ev kalır nede evlilik.
Hükümetin yeni evlenen çiftlere 150 bin liralık faizsiz kredi yasasını destekliyorum ve zamanla bunun miktarının ve kapsamının  artırılması da gerekir.
Çocuk sayısının  azalmasında ve evlilik yaşının yükselmesinde etkili olan unsurlar ise sosyo ekonomik şartlar. Kadınların iş hayatında daha fazla yer almaya başlaması  gibi olgular ön plana çıkıyor. 
Elbetteki kadınların iş hayatında ve sosyal hayatın içinde olması yadsınamaz bir gerçektir lakin çalışmak istemeyip de çalışmak zorunda olan hanımlar için devletin desteği bu noktada devreye girmelidir evde çalışma ortamı oluşturulmalı sosyal güvenlik hakları sağlanmalıdır. Çocuk sayına göre annelere maddi destek sağlayarak çocuk yapmak teşvik edilmelidir. 
Ev hanımlarına emeklilik yasasını olumlu olmakla beraber kapsamının  genişletilmesi de gerekmektedir.
Hasılı ailelerimiz çocuklarımız ve geleceğimiz bu konularda büyük bir risk altındadır ve Devleti yönetenlerin bu tehlikeleri görüp tedbirler geliştirmeleri şarttır.