https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/4447420466fcd78ad433d39bce89aade-728d5a26f56ed4827c35.jpg
Kadir COŞKUN

24 ve 25 NİSAN'DA UNUTULMAMASI GEREKENLER

01-05-2024 09:02

24 ve 25 Nisan tarihleri pek çok olaya şahitlik yapmış olsa da bunlardan ikisi bizler için çok önemlidir. 
24 Nisan, ülke dışında Ermeni Diyasporası'nın tüm dünyaya Ermeni Soykırımı algısını yerleştirmeye çalıştığı gün, 25 Nisan ise Çanakkale'yi denizden geçemeyenlerin aynı akibete uğrayacakları Kara Savaşlarını başlattıkları gün.

I. Dünya Savaşı'nın en hararetli günlerinde bağımsızlık, isyan ve devlete başkaldırı şeklinde pek çok cephede savaş devam ederken Ermeni çetelerin Rus, İngiliz ve Fransızların askerî, ABD'nin maddî ve diplomatik desteğiyle Türk İnsanına karşı planlı bir saldırısı ve devam etseydi sokırıma dönüşecek katliam girişimleri sonucunda zamanın hükümetince her türlü insanî uyarı ve girişimlere rağmen Türk nüfusu ve coğrafyasının yok edilmesini önlemek için ortaya koyduğu mücadeleyi fırsat bilenlerin, herkesin Çanakkale müdafaası ile meşgul olduğu bir ortamda, bazı Ermeni ileri gelenlerinin toplumu kışkırtıcı faaliyetleri nedeniyle İstanbul'dan Ankara'daki iki yerleşim bölgesine 24 Nisan 1915'te nakledilme gününü Soykırım Günü olarak kabul ettirmek istemelerine denk gelen gündür. 
Burada her yurtseverin şunu iyi bilmesi gerekir:
Son 250-300 yıllık süreçte kaybedilen toprakların bu coğrafyada yaşayan ayrılıkçılara verdiği umut ve şımarıklık dönemin İttihat ve Terakki yönetimini bu tedbiri almaya zorlamıştır.
Ne yapsalardı? 
Vatan toprağına sahip çıkmasalar mıydı? Anadolu'nun her köşesinde Türk nüfusu katletmelerine, binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce insanımızın katline göz mü yumsalardı? Kendi coğrafyasında yer değiştirme kendi iç meselesi olup sevkiyat anında yaşanan bazı münferit  durumları da
kimse, zaten tasvip etmemektedir.

Ermeni destekli Rusların 14 Mayıs'ta Van'a girip Ermeni Vali atayıp kadın, çoluk çocuk demeden katliam yapmaları, bölgeyi Türk ve Müslüman nufusa zehir etmeleri, Akdamar Adası'na götürdükleri kadınlarımızın, kızlarımızın, çocuklarımızın yaşadıkları, tecavüzden kurtulmak için kendilerini feda edip göle bırakmaları, adadaki tecavüz ve katliamları, 24 Mayıs 1915'de Amerika'daki Ermeni gazetesi Gochnak, Van'da 1600 Türk'ün kaldığını, diğerlerinin tamamının öldürüldüğünü büyük bir zafer sarhoşluğu ile ilan ediyordu.
Bölgedeki diğer Türk katliamları ve bu durum üzerine ilk yer değiştirme 27 Mayıs'ta yapılıp, 30 Mayıs 1915'te de TEHCİR (Yer değiştirme) kanunlaştı. Çünkü Ermeni destekli Ruslar  doğuda, yine Ermeni destekli Fransızlar güneyde, Filistin Cephesinde İngiliz destekli Araplar, Batı'da müttefiklerle mücadelenin zorluğu Anadolu'nun kaybedilmesine ve devletin tamamen yok olmasına sebebiyet verecekti.
Tehcirin sadece isyan bölgeleriyle sınırlı tutulması soykırım yalanını çürütmeye yeterlidir. Antalya, İzmir, İstanbul, Kastamonu bölgelerinden tehcir yapılmamıştır. Bu bilgileri bize aktaran eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na kulak verelim:
ABD ve Birleşmiş Milletler'de yayınlanan belgelerden yola çıkarak 1922 Kasım'ında dünyadaki tüm Ermenilerin sayısı 3 004 000,
Bunların 817 873'ü Türkiye'den Amerika'ya göç eden Ermeniler.
Artı, Ermeni kadın ve erkeklerden Müslüman olup Türkiye'de yaşayan Ermenilerin sayısı 95 000. Artı, aynı tarihte İstanbul'da 148 998 Ermeni, 
Artı, Anadolu'da aynı tarihte 131 500 Ermeni yaşamakta olup, toplam, yaklaşık 1 194 000 kişi.
Ölen Fransız askerlerinin yarısı Ermeni.
1917'de doğudan çekilen Ruslardan sonra Kazım Karabekir'in savaştığı askerler Ermeni ve Gürcülerden oluşup ölenler Ermeni ve Gürcü askerleri.
1914'te savaş öncesi Osmanlı coğrafyasında yapılan nüfus sayımında Ermeni Nüfus 1 294 000. 
Yaptığımız savaşlarda ölenler nasıl olur da bizim tarafımızdan soykırıma uğratılmış Ermeniler  olarak belirtilir?
Ayrıca Doğu Anadolu'daki pek çok Ermeni yine nakledilmiyor. Çünkü savaş nedeniyle Ermenistan'a veya Rusya'ya kaçıyorlar. Ayrıca bu belgeleri yayınlayan Ermeni Arasafyan. Nakilde yine ABD arşivlerine göre ki bu şu bakımdan önemli, Halep (Jackson) ve Mersin (Edvard Newton) konsoloslarının ABD'ye gönderdiği belgede 500.000 Ermeni'nin sağ salim Halep ve civarlarında hangi şehre, köye yerleştirildiklerini sayılarıyla açıkça bildiriyor. Ben de (Halaçoğlu) Suriye Savaşı'ndan önce buralarda yapmış olduğum incelemelerde Hama, Humus, Mağra, Bab, Münbiç ve Deyrizor bölgelerini gezdim. Aynı konsolosların belirttiği gibi en fazla yerleşimin 300.000 Ermeni ile Deyrizor'da olduğunu tespit ettim. Bunlar için çöle sürüldü, deniliyor. Halbuki buralar tamamen Fırat Nehri'nin vahası olup yemyeşil, ziraata elverişli alanlar. 

Yönetimlerimizin bu sorunu doğru ifade edememeleri ve yetersizlikleri ABD ve AB'yi üzmek istememeleri sorunu gittikçe içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Halbuki Atatürk zamanında kimse Ermeni soykırımından bahsedemiyordu. Hatta Lozan'da İnönü'ye bu gündeme gelirse derhal çekil, emrini bizzat kendisi vermişti. Sadece Van bölgesinde Ermenilerin yapmış oldukları soykırımda 120.000'i aşkın Müslüman Türk'ün öldürüldüğü görülmekte. Rus, İngiliz, Fransız, Amerikan desteği sürmekte, Osmanlı'daki tüm kiliseler, yabancı basın mensupları, konsolosluklar, Ermeni isyanlarının eğiticisi ve destekleyicisiydi. Robert Koleji, Beyrut, Fırat, Merzifon, Tarsus, Kayseri Talas, Sivas ABD kolejleri isyanlara büyük siyaset ve eğitim desteği sağlıyorlardı. 
Böyle bir ortamda İttihat ve Terakki Hükümeti son Türk yurdunu da kaybetmemek için aldıkları bu kararla yok oluşa dur demişler ve akabinde verilen Millî Mücadele'nin temellerini atarak hem fikir hem de kadrolarıyla destek olmuşlardır. Bu uğurda Ermeni kurşunlarına hedef olup şehit olmuşlardır. 
Selam olsun bu kahraman vatan evlatlarına. 

Savaş yıllarının Ermeni boyutunun yanında aynı tarihlerde batıda Çanakkale'de ise ayrı bir varoluş mücadelesi veriliyordu. 18 Mart 1915'te denizden geçemeyenlerin 25 Nisan'da karadan başlattıkları harekât, yine Türk'ün azim ve kararı ile püskürtülüp, erinden komutanına, Mehmetçiğinden Ezineli Yahya Çavuşuna, Esat Paşa'sından Cevat, Enver Paşa'sına, Türk'ün tarih sahnesine bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal Paşa'sıyla mümkün olmuştur. 
Bugünkü varlığımızı sağlayan kahramanlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunarken yeni kuşak ve gençliğimizin verilen mücadelenin kutsiyetini tüm hücrelerinde hissederek varlığımızın buna bağlı olduğunu unutmamalarını diliyorum.
Tanrı Türk'e yâr olsun. Milletimiz var olsun. 
Ne mutlu Türk'üm diyene!

Neler Söylendi?

Ali Aruğaslan

izlerini silme çabalarını üzüntüyle izliyorum. Ancak bu yöndeki her girişimin , Türk Ulusu'nun gönlünde Atatürk sevgisini daha da pekiştirdiğini görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bugün de kurtuluşumuz Atatürk etrafında birleşmektedir. Makalenizdeki görüşlerini paylaşıyor, teşekkür ediyorum. 2 hafta önce

Ali Aruğaslan

2 hafta önce

Ahmet

2 hafta önce

Ahmet Torun

Hocam kalemine sağlık, Atatürk döneminde niye soykırımdan söz edilemiyordu sorusu ve devamında ABD senotosu dahil olmak üzere Müslüman ülkelerde dahil yüzelliye yakın ülke nasıl meclislerinde bu kararı aldı son yirmi yılda ABD senatosu ve başkanları bu noktaya nasıl geldi birileri bu konuda hatamı yapıyor yoksa gaflet ve delalet içinde bilerek mi birşeyler yapıyor,bizler bile isteye anlayarak yaşayarak Ne Mutlu Türküm Diyene demeye devam edeceğiz inşallah 2 hafta önce

Ahmet

2 hafta önce

Ahmet Torun

Hocam kalemine sağlık, Atatürk döneminde niye soykırımdan söz edilemiyordu sorusu ve devamında ABD senotosu dahil kimse diyemezken senotoda görüşülemezken nasıl olduda son yirmi yılda Müslüman ülkeler dahil yüzelliye yakın ülke nasıl meclislerinde bu kararı aldı ABD senatosu ve başkanları bu noktaya nasıl geldi bütün mesele bu birileri bir yerde hatamı yapıyor yoksa gaflet ve delalettemi.Ne Mutlu Türküm Diyene,demeye bile isteye devam Allah yardımcımız olsun inşallah. 2 hafta önce
sanalbasin.com üyesidir