https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/4447420466fcd78ad433d39bce89aade-728d5a26f56ed4827c35.jpg
Kadir COŞKUN

ÇANAKKALE'DEN GELECEĞİMİZE ÖNEMLİ BİR ÇIKARIM

21-03-2024 16:42

Eğitimcilik hayatımın ilk 4 yılını Çanakkale ve ilçesi Bozcaada'da geçirdim. Tarihimizin dönüm noktalarından birisi olan Çanakkale Destanı'nın geçtiği Anadolu ve Gelibolu Yarımadası'nın tamamını gezme, inceleme olanağı buldum. Her karışında bir kahramanlık destanının izlerini görmenin mutluluğunu ve buna bağlı şanslılığımı ifade etmek isterim.
Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir vatan savunmasının yapıldığı alanları her Türk çocuğunun görmesi, anlaması ve ders çıkararak geleceğe güvenle bakmasının önemini düşünerek bu yazıyı kaleme almayı uygun gördüm.

Zamanın başbakanı Turgut Özal'ın Japon heyeti ile bir görüşmesinde Çanakkale konusunda heyetin söylediği sözleri yaşı 40'ın üzerinde olan hepimiz hatırlarız. "Biz, çocuklarımızı öncelikle Nagazaki ve Hiroşima'ya götürür orada bize yapılanları anlatır, son teknolojik gelişmelerimizi bizzat yerinde gezdirir ve gösteririz. Size reva görülenler, yapılanlar bunlar. Bizlerin de yaptığı ve yapmakta olduğumuzu görün. Korkusuz, güvenli yaşamak istiyorsanız sizler daha iyilerini yapmak ve her alanda en iyisi olmak zorundasınız," deriz. Bizim heyete dönerek "Zengin bir tarihiniz ve kültürünüz var, çocuklarınıza Çanakkale'yi gezdirin, anlatın yeterli. Nasıl büyük bir millet olduğunuzu görüp gereğini yapacaklardır,"der.

Evet, kültürümüzü tarihimizi gelecek kuşaklara tam olarak aktarabiliyor muyuz? Bu bilinci aşılayabiliyor muyuz? Sorun burada!

Yıl 2004, Sivas Vali Reşit Paşa İlköğretim Okulu'nda okul müdürü olarak çalışıyorum. Bakanlık Çanakkale konulu şiir, kompozisyon, resim, slogan ve afiş yarışması düzenlemiş, okulumuzdan da katılımlar olmuştu. Seçilen bir öğrencimizin şiiri yarışmaya gönderilmiş, değerlendirme sonucu Türkiye birincisi olup öğrencimizle birlikte Çanakkale'ye davet edilmiştik. 

Savaşın geçtiği tüm alanlar gezilip notlar alınmıştı. Öğrencimiz 7-B sınıfından Mesut TEMEL'in şiiri tören alanında okunduğunda büyük bir coşku ve beğeni ile karşılanmış, bizler de gurur duymuştuk. Gezdirilen savaş alanları ve şehitliklerdeki yaşananları anlatmak sayfalara sığmayacağından sadece birinde yaşanılanlarla yetinmeyi, Çanakkale'yi anlatmada önemli olacağını düşünüyorum.

Gezimizin bir bölümü Çanakkale Boğazı'nın girişinde, soldaki Seddülbahir Kalesi ve hemen yanındaki Ertuğrul Koyu'nda yaşananlarla ilgiliydi. Dünyanın en büyük donanması 18 Mart'ta deniz yoluyla Çanakkale'yi geçemeyince, 24-25 Nisan 1915'te Kara çıkartmasının başlangıç günlerinde Seddülbahir Kalesi'ni denizden toplarla dövmesi, kalenin kahramanca direnmesi ancak atılan toplardan birinin şarapnel parçasının kalenin cephanelik bacasından içeri düşmesi ile infilak edip askerlerimizin şehit olması sonucu hemen yanındaki Ertuğrul Koyu'na rahat asker çıkaracaklarını düşünen İtilaf Devletlerinin burada yaşadıkları dramın Türk tarihine altın harflerle yazılacak kahramanlık ve öngörünün ürünü olması bakımından önemliydi. 

Günün erken saatlerinden itibaren Ertuğrul Koyu'na asker çıkarmaya çalışan düşman bir türlü başarılı olamıyordu. Çıkmaya çalışanlar  anında yok ediliyordu.  O günün İngiliz keşif uçakları birliklerine şu notu geçiyorlardı. "Gün boyu Koy'daki deniz yüzeyi kıpkırmızı kana bulandı." Düşman büyük bir kuvvetle karşı karşıya olduklarını düşünüyor, halbuki orada kahraman bir Ezineli Yahya Çavuş ve inanmış 66-67 askerinden başka kimse yoktu. Akşama kadar düşmanı sahile çıkarmayıp denizi kan gölüne dönüştürmüş, bu sürede arkadan gelecek kuvvetlerimizin zaman kazanmalarını sağlamışlardı. Burada bugün bir Anıt ve üzerinde şu dörtlük yazıyor:

Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuştular.
O gün dev gibi bir orduyla gönülden vuruştular.
Düşman, tümen sanırdı bu kahraman erleri.
Allah'ı arzu ettiler, akşama kavuştular.

Geriden gelecek kuvvetlerimize zaman kazandıran bu kahraman erlerin tamamı akşama doğru Yahya Çavuş'la birlikte şehitlik mertebesine ulaştılar. Burada görevini yerine getirmenin huzuru ile yatmaktalar. Rehberimizin bu anlatımından sonra bizlerde ve öğrencilerimizde gözler yaşarmaya başlamıştı. Bu duygu sağanağının zirve yaptığı bir anda rehberimiz Mustafa DOĞAN, bizden izin alarak öğrencilerimizi Koy'un üst uç noktasına toplayıp halka yaparak, "Fazla söze gerek yok. Gördünüz burada nelerin yaşandığını. Atalarımız bizler için nelere katlanıp hangi destanları yazdılar? Sizler pırıl pırıl gençlersiniz, atalarımıza layık evlatlar olarak çok çalışacaksınız, üreteceksiniz. Hangi mesleği seçerseniz seçin en iyisini yapıp, bizi kimseye muhtaç etmeyeceksiniz. İlimde, fende, teknolojide Ulu Önder Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin en üst noktalarında olmak zorundayız. Bize bu vatanı armağan eden şehitlerimizin huzurunda bu hedef için söz verir misiniz? -Söz.  
Söz mü? 
-Söz. 
Söz mü? 
-Söz, yanıtlarıyla oluşan atmosferde hepsinin gözlerinde bu arzu, istek ve canlılığın izlerini görmemek mümkün değildi.

Çanakkale Savunması'nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Anafartalar  Komutanı olarak verdiği kararlardaki isabet ve öngörülerinin anlatıldığı savaşların çocuklarımız üzerindeki etkisini bizzat yerinde anlatımlarla adeta yaşanmasını sağlatmakla amacın hasıl olduğunu görmenin mutluluğundaydık.

Bizi büyük bir liderle tanıştıran ve akabinde Milli Mücadelemizle hür ve bağımsız yaşamamızı sağlayan Rabb'imize hamd ve şükrümüzü ifade ederek Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, askerlerimize, komutanlarımıza ve Gazi Mustafa Kemal Atatürkümüze rahmet ve minnet duygularımızı iletiyoruz. 
Tanrı Türk'e yâr olsun,
Türk milleti var olsun.


Yazımız, rehberlerin anlatımlarındaki gerçeklik veya olağanüstülüklerin değerlendirilmesi ve birinci olan şiirimizle devam edecek.

Neler Söylendi?

Fatih

Sayın Kadir hocam, ellerinize, yüreğinize ve aklınıza sağlık böyle güzel, gerçeklerle ve duyguyla yüklü bir yazıyı paylaştığınız için. Güzel ve aydınlatıcı yazılarınızın devamı dileklerimle... 1 ay önce

Kadir Coşkun

Çok teşekkür ederim Ali Bey, Ebubekir Bey, Ahmet Turan Bey ve Olcayto Bey. 2 ay önce

Olcayto Şahin

Sayın Kadir Bey,
Çok güzel bir yazı olmuş. Okurken duygulanmamak Mümkün Değil....Bu ülke arkadaşlarına zaman kazandırmak ve vatanları için hayatlarını hiçe sayan Ezineli Yahya Çavuş ve 68 arkadaşını yetiştirmiş. İnanıyorum ki Her zaman yine yetiştirecek. Kaleme aldığınız bu yazı için Sizi kalpten kutlarız. Selamlar 2 ay önce

Ahmet Torun

Değerli hocam çok güzel bir konuyu yazmışsınız çok teşekkür ederim.Ben sizin gibi dört yıl orada kalmadım ancak dört günlük bir geziye katıldım rehberimiz sizin gibi değerli bir öğretmendi hemde bölge insanı olan savaşta yakınlarını kaybetmiş emekli bir tarih öğretmeniyle gezdik ve dinledik işini milli bir aşkla yapıyordu adeta,belki abartılı olacak ancak hacda şunu gördüm anlatılmıyor yaşanıyor Çanakkale'de iyibir rehberle adeta yaşanıyor başta Atatürk olmak üzere hepsine kıyamete kadar şükran 2 ay önce

Ebubekir AKBULUT

Çanakkale bir destandır Bu destanı tekrar yaşattığınız için teşekkür ederiz 2 ay önce

Ali Aruğaslan

Nasıl bir mirasın üzerinde oturduğumuz ve nasıl kıymetli bir vatana sahip olduğumuz bilince varmamız gerektiğini hatırlatan bu değerli makale için teşekkür ederiz. Her yere para bulan merkezi ve yerel yönetimlerin ilk ve orta okul öğrencilerini mutlaka Çanakkale'ye götürmeleri gerektiğini düşünüyorum. Vatan ve Ulus bilincinin yok edilmesi gerçek bekâ sorunudur. 2 ay önce
sanalbasin.com üyesidir