https://www.sivaskizilirmak.net/files/uploads/user/76e4c43ab59b6a4670d38335d9e70959-71cae6598d03ed21f852.jpg
Resul TOPRAK

ELİNE BELİNE DİLİNE SAHİP OL

30-04-2024 09:53

Eline beline diline sahip ol !!!

                     Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli

Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin içinde doğup büyüdüğü doğal, kültürel ve sosyal çevresinin, karakteri, kişiliği, düşünceleri ve ortaya koyduğu eserleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle bir insanı tanımanın ve eserlerini değerlendirmenin ve anlamanın önemli yollarından biri de onun doğup büyüdüğü çevresini analiz etmekten geçmektedir.

 Hacı Bektaş Velî’nin felsefî görüşlerini öğrenmek ve anlamak için yaşadığı yer, dönem ve yetiştiği kültüre bakmak yerinde olacaktır. “Hacı Bektaş Velî 1245- 1337 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir. Kabul edilen görüşe göre göçebe bir derviş geleneği içinde gelip yetiştiği, soyağacı ve yaşantısı başvurulacak ilk yapıtın Velayetnâme olduğunu dile getirir.”( İsmail Özmen. “Alevî – Bektaşî Şiirleri Antolojisi 1” (Ankara: Saypa yayınları, 1995): 49)

Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli bu sözü söylemiş ama günümüzü kadar gelen ve kendi içinde farklı anlamlar yüklenerek halk arasında dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiştir.

“Mülk âlimin şeytanıdır.

 Marifet nefsi silmek değil, bilmektir.

Eline, diline, beline, eşine, işine, aşına sahip ol.

Yetmiş iki milletin hepsine aynı nazarla bak.”

”.Bedri Noyan. “Alevî – Bektaşî Şiirleri Antolojisi  “(Ankara: Saypa yayınları, 1995): 66”

Şiirde de anlatmaya çalışmış Hünkar bunu anlamak için ;

Hem bireysel hem toplumsal derin anlamlar taşımaktadır. İnsanın kendine ve insanlığa karşı sorumlulukları vardır.

“Eline diline beline sahip ol.” deyiminin bireysel ve toplumsal anlamlarına bakalım.

El olarak insanın bireysel eli. Eline hâkim ol ki harama el uzatma. Kimsenin canına malına zarar verme. Kimseye el kaldırma. Kirli eller sevilmez. O masum o günahsız ellerinle yol al. Sana ait olmayan bir şeyi alma. İnsan eli her türlü iyiliğin ve kötülüğün uygulayıcısıdır. Günümüzde ve herkesin ilk anda anladığı ama Hünkar bunu söylememiştir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi yaşadığı yer ve dönem önemlidir. 

Eline sahip çıkmak, toprağına malına sahip çıkmaktır. Vücudumuzun bir uzvuna değil. Vatanına toprağına hâkim olmaktır. Eskiden el denilince toprak ve yöre anlatılırmış. Aslında günümüzde de türkülerimizde geçer;

“Bizim eller ne güzel eller, Gitme turnam bizim elden, Allı turnam bizim ele varırsan,” gibi… Yaşadığımız toprak elimizdir. Toprağa tutunmak için köklere ihtiyacımız vardır. Daha derinlere inmek kök salmak için. Vatanımıza yani elimize sahip çıkılmasının gerektiği anlatılmıştır.” Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli Yaşadığı dönem Moğol İstilaları Zoraki göçler v.s den dolayı vatanına sahip olunmasını anlatmaktadır.

Diline sahip ol derken, dedikodudan uzak dur. Gıybet etme. Kötü söz söyleme. Kimsenin ahını alma, ikiyüzlülük yapıp insanları birbirine düşürme. Sır saklamasını bil. Sırrını herkesle paylaşma, düşünerek konuş, ağzına geleni söyleme çünkü dil kılıçtan keskindir denilmektedir. Bizim bildiğimiz anlamı budur ama Hünkar bunu değil toplumsal dili anlatmaya çalışmıştır. Bunun en bilinen örneği Karamanoğlu Mehmet Bey'dir. Karamaoğlu Mehmet Bey, Selçuklu Sarayı’nın Farsça' yı resmi dil yapmasına karşılık; "Bugünden sonra Divanda, Dergâhta ve Bargâhta, Meclis’te ve Meydan’da Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır..." fermanı yayınlamış.

Toplumsal anlamda” Diline sahip ol” derken; söylediğimiz sözler değil Türkçemize sahip çıkmamız anlatılmaktadır. Kullandığın dilin yozlaşmasına, itibarsızlaşmasına engel ol. Dünyada en çok konuşulan beşinci dildir Türkçe, zengindir, melodiktir yazıldığı gibi okunan bir dildir onunla düşünüyoruz, onunla hayal kuruyoruz onunla yaraşıyoruz. Bunun ötesi var mı?

Dilini düzgün kullan, kurallarını çok iyi bil ve onu gelecek nesillere aktar anlamında kullanmıştır. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli çünkü o dönemde halk arasında Arapça Farsça çoğalmaya başlamış kendi dillerini unutmaya başlayacaklarından dolayı Hünkar bunu dile getirmiştir.

Bel olarak da cinsellik tarif edilmiştir. Bireyselleştiğinde edepli olmanın da özetidir. Kimsenin namusuna göz dikme. Tutkularının ve şehvetin esiri olma anlamını biliriz ama aslı böyle değil aşağıdaki gibidir.

Beline sahip ol derken uçkuruna değil, soyuna sahip çıkmak; nesil yani çocuklarımıza, milletimize sahip çıkmaktır. Doğru yoldan ayrılma. Doğan çocuğuna gereken ilgiyi göster, töreni öğret anlamındadır. Çocuklarımız geleceğimizdir. Toplumu oluşturmaktadır. Hünkar’ın asıl gayesi neslimize sahip çıkmaktır.

Yukarıda da söylediğimiz gibi farklı anlamlara taşındığı Türk Tasavvufunda en çok kullanılan “EDEB YA HU” sözünün “EDEB” Kelimesinin baş harflerinin açılımına

Eline- Diline- Beline sahip olmanın baş harfleri alındığında E-D-B “edep” kavramını ortaya çıkarmışlar. Ahlak kurallarının temelidir. Türk Tasavvuf geleneğinde, kişinin kötülülerden sakınması ve iyi bir ahlâka sahip olabilmesi için en fazla dikkat etmesi gereken hususları formüle eden ata sözü haline gelmiş bir cümledir. Cümlede yer alan, ‘Eline sahip olma’ ifadesi, Müslümana, başkasının hakkına el uzatmama, haram kazançtan sakınma ve daima helal kazanç sahibi olma ve eliyle başkalarına zarar vermeme sorumluluğunu; ‘beline sahip olma’ ifadesi, başkasının ırz ve namusuna göz dikmeme, şehvetini asla helalinin dışında bir alanda kullanmama ve iffet sahibi olma sorumluluğunu; ‘diline sahip olma’ ifadesi ise, gıybet, kişilere söz(laf) taşıma, yalan, dedikodu, alay gibi dil ile işlenebilecek kötülüklerden sakınma sorumluluğunu anlatmaktadır. Bu temel sorumluluklar Kur’an ve Sünnette üzerinde çokça durulan hususlardır. Kişinin iyi bir insan ve iyi bir müslüman olabilmesi için bu temel ahlâkî niteliklere sahip olması gerekir.

 Bu konu ile ilgili bazı ayetler “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur” (İsra 17/32-36 )

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; çünkü alay edilenler edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır. Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur. Hucurat, 49/11-12;

 Bu konu ile ilgili bazı hadisler « Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun. "(Buhârî, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, Lukata 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50)

 « .. Ebû Mûsâ radıyallahu anh şöyle dedi: Ey Allah'ın Resûlü! Hangi müslüman en üstündür? diye sordum. "Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse" cevabını verdi. (Buhârî, Îmân 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îmân 64, 65. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 2; Tirimizî, Kıyâmet 52, Îmân 12; Nesâî, Îmân 8, 9, 11)

 « . Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki budu arasındaki (üreme) organını koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm."(Buhârî, Rikak 23. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61 1 İsra 17/32-36 2 Buhârî, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, Lukata 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50 3 Buhârî, Îmân 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îmân 64, 65. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 2; Tirimizî, Kıyâmet 52, Îmân 12; Nesâî, Îmân 8, 9, 11 4)( Tirmizî, Zühd 61; Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12)

«Süfyân İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: Ey Allah'ın Resûlü! Bana kesinlikle yapmam gereken bir iş söyle dedim. Efendimiz: "Rabbim Allah'tır de, sonra dosdoğru ol!" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Resûlü! Hakkımda (zararını göreceğimden) en çok endişe ettiğin şey nedir? dedim. Efendimiz, o güzel dilini eliyle tuttu ve: "İşte budur!" buyurdu. (Tirmizî, Zühd 61; Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12)

Farklı şekillerde anlaşıldığını dile getirmeye çalıştım ama HÜNKAR HACI BEKTAŞ-I  VELİ’ nin söylediği gibi VATANIMIZA,TÜRKÇEMİZE (DİLİMİZE) VE NESLİMİZE SAHİP ÇIKMA ZAMANIDIR.

SAYGILARIMLA.

Neler Söylendi?

Ahmet Torun

Kardeşim hünkarın kıyamete kadar değerini koruyacak sözünün açılımını çok güzel ve net anlatmışsın gönlüne kalemine sağlık. 3 hafta önce
sanalbasin.com üyesidir