Ünlü düşünür Heraklitos’un da dediği gibi Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
İnsan doğduğu günden bugüne kadar her alanda değişim gösterir. Hiçbir şey aynı kalmaz çok nadir devamlılığını sürdürür. İnsan Doğar büyür gelişir ölümle de son bulur. Canlılar insan başta olmak üzere bedenen değişir duygusal değişir ruhen değişir. Kısacası görünür görünmez her alanda değişim gösterir. Tüketim toplumu olduğumuz içinde yaşadığımız bu dönemde en çok harcadığımız kullandığımız durum değişimdir. Değişime etki eten faktörler genellikle insanların yaşam şekilleridir. Zaman içinde arkadaşlığımız dostluğumuz değişiyor. Dünya görüşümüz değişiyor. Her alanda her şeye karşı (İnsana, doğaya, duygulara) olan inanç şeklimiz güvenimiz değişiyor.
Bu olayları yaşamamızı sağlayan insanın yaşam biçimi, ekonomik durumu eğitimi aile yapısı çevresi, coğrafyası, kültürü, gelenek görenekleri, değer yargıları, arkadaşları yaşadığı şehir hatta iklim gibi hayatımıza etki eden bütün etmenleri sayabiliriz. En çok değişimi tetikleyen insanın kendi yaşam şekli, karşısındaki insanların tutum ve davranışları, istekleri, beklentileridir. Eğer bir çıkara menfaate dayalı yaşam sürüyor ise değişimi hızlı yaşar. Sahip olduğu geçmişinden gelen ne varsa hiçe sayabilir yeni düzene adapte olabilir.
Siyaset için kimseyi kırmaya cephe almaya değmez. Onlar özellikle siyasiler her zaman kısa vadede uzun vadede hep kazanır. Ama sen dostunu arkadaşını sevdiklerini kaybedersin. Asla sevdiklerinle siyasi tartışmaya girme ve onlara kendi fikirlerini kabul etmeleri için zorlama. Her insanın bir düşüncesi var kendine uygun olanı seçer. Bana göre günümüzde Siyasetin temeli çıkar çatışmasıdır. Seçimi kazanmak için insanlar her türlü kimliğe bürünebilir. Vaatler verebilir. Seçim sonrası hiçbir şey olmamış, söylenmemiş gibi yola devam ederler. Sen yaşadıklarınla, kaybettiklerinle kalırsın.
Hangi düşünceye fikre sahip olursanız olun karşınızdaki insana zorla empoze etmeye kalkmayın. Kendi düşünceleriniz kendinize doğrudur. Burada matematiksel doğrudan değil sözlük anlamı doğrudan bahsediyoruz. Doğru göreceli bir kavramdır. Kişiye göre tektir kişinin nereden baktığınıza bağlıdır. Öyle ki doğduğunuz andan itibaren size öğretilen her şey yanlış ya da doğru olarak öğretilir. Toplumdan topluma, kültürden kültüre coğrafi olarak dahi doğru ve yanlışlar farklılık gösterebilir. Bazen insan çıkarına uygun olup olmamasına karşın doğruyu değiştirebiliyor. İşine geldiği gibi kullanabiliyor. Değişmeyen doğru matematiksel doğrudur. Diğer şekilde doğru sizin baktığınız yerle karşıdaki insanın baktığı yer farklıdır. Bu konu gayet uzun ele alınabilir. Farklı bakış açılarıyla değerlendirilebilir. Şimdilik özet olarak ele aldım.
Etrafınızı dikkatlice gözlemlerseniz insanların sizlere yaklaşım şekillerini, amaçlarını gayet net görürsünüz. Çıkarı için size güler yüzlü, sempatik, gayet ilgili yaklaşanları anlarsınız. Bu insanların tek amacı sizin o an için vereceğiniz desteği almaktır. İhtiyacını gidermektir. Daha sonra sizi tanımaz. Hatta yanına yaklaşamazsınız. Etrafındaki kurduğu insan bariyerlerini aşamaz ulaşamazsınız. Siyası amaçlı olan bu yaklaşımlar her seçim dönemi tekrarlar. Siz kapıldığınız ve kaybettiğiniz umutlarınızla, dost ve arkadaşlarınızla kalırsınız.
Hayat çok kısa.
Kimseyi üzmeye kırmaya değmez. İnanın kaybettikleriniz kazandıklarınızdan daha fazladır ve asla geri gelmez yeri dolmaz.
Karar sizin.
