ECZACI GÖZÜYLE PANDEMİ

Gülersin KESİCİ

20-01-2021 14:58

Covid19 Küresel salgını nedeniyle Sivas Kızılırmak yazarı Coşkun Gökkuş Sivas Gülerisin Eczanesi sahibi Gülersin Kesici ile bir röportaj yaptı. Muhabirimizin Pandemi ve aşı hakkındaki düşüncelerine Gülersin hanım aşağıdaki güzel makaleyle cevap verdi

 

Coşkun Gökkuş sordu Eczacı Gülersin Kesici  cevap verdi.

Öncelikle kendinizi ve nasıl eczacı oldunuz? 1957 senesinde Sivas’ta doğdum. İlkokulu, ablamın da öğretmen olarak görev yaptığı, İstanbul-Şişli Okmeydanı İlkokulunda okudum. Ortaokulu ve Liseyi Nişantaşı Kız Lisesinde tamamladım. Sonrasında 1974 senesinde İstanbul Üniversitesi – Eczacılık Fakültesini kazandım. Zor koşullar altında, üniversitelerde öğrenci olaylarının yoğunlaştığı yıllarda, eczacılık eğitimi alarak 1979 senesinde üniversiteden mezun oldum. 1980 senesinde Sivas’a gelerek “Gülersin Eczanesi”ni açtım.  

O yıllarda aynı zamanda Sivas’ta kendi eczanesini açan ilk kadın eczacılardan biri olarak özellikle kadın meslektaşlarıma örnek olmak istedim.

Şu an meslekte 42’nci senemdeyim.

Aslen Zaralıyım ve iki oğlum var. Röportaj için Kızılırmak muhabiri olarak size teşekkür ederim.

 

Dünyada ve Türkiye’de Covid 19 sürecini değerlendirebilir misiniz? COVID-19, dünyayı sarsan ve tüm öncelikleri değiştiren bir felakettir. Dünyadaki hemen hemen tüm sistemler ve yapılar COVID-19’un salgın koşullarına göre uyarlanmıştır. COVID-19 salgının başlamasıyla beraber, bütün dünyanın öncelikleri değişmiş; bütün, devletler, özel kuruluşlar ve tüm halklar kendi koşullarını COVID-19 şartlarına göre adapte etmek durumunda kalmıştır. Bazı  hükümetler bu süreci başarılı bir şekilde yürütürken diğerlerinin başarılı olamadığı görülmüştür. Bazı ülkeler çok katı karantina uygularken, bazı ülkeler neredeyse çok hafif önlemlerle bu süreci yönetmeye çalışmıştır.

Öncelikle, COVID-19’un ne olduğunu incelemek gerekir. Aslında, virüsün tam adı “SARS CoV-2”dir . COVID-19 ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün bu salgına vermiş olduğu isimdir. CO- Corona, VI- Virus, D- Disease(Hastalık) kelimelerinin kısaltmasıdır. 19 denmesinin sebebi ise, doğruluğu tespit edilen ilk vakanın 31 Aralık 2019 tarihinde Çin Vuhan’da görülmüş olmasıdır.. Bu doğrulanmış vaka, bilinmeyen bir nedenden ötürü görülen ve yayılan bir dizi viral pnömöninin(zatürre) incelenmesinden sonra fark edilmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti, büyük bir kararlılıkla, ilk tespit edilen vakadan 23 gün sonra, Vuhan şehrini komple karnatina altına almıştır. Lakin bu alınan önlem salgının global olarak yayılmasını önleyememiştir. Aslında, bu hastalık insanlığın 1960’lı yılların ortasından bu yana tanışık olduğu koronavirüsün yeni bir mutasyonudur.

11 Mart 2020 tarihinde, DSÖ bu salgını bir pandemi olarak nitelendirmiştir. İlginçtir ki ülkemizde görülen ilk vaka da aynı tarihtedir. T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 15.01.2021 itibariyle Türkiye’de 2.373.115 toplam vaka sayısı, 23.664 ise toplam ölüm sayısıdır. Dünyanın en saygın ve COVID-19 salgını süresince en çok takip edilen kuruluşlarından biri olan John Hopkins Üniversitesinin verilerine göre, Türkiye toplam vaka sayısı bakımından dünyada yedinci sıradadır. Bu veriler, Türkiye için alarm niteliğindedir. Nitekim, Türkiye, alınan önlemler çerçevesinde vaka sayısında, geçtiğimiz on beş gün ila bir aylık sürece göre pozitif bir noktaya doğru evrilmiştir. Lakin bu pozitifleşen durum ne bizi ne de yöneticilerimizi rahatlığa sevk etmemelidir. Aynı kararlılıkla ve tedbirlerle süreç sürdürülmelidir.

İnsanlığın, bu süreçten çıkışının en önemli ümitlerinden biri aşı olarak görülmektedir. Şu an dünyada onaylanan ve yapılan beş ayrı aşı vardır. Bunlar: “Pfizer - Biontech, Sputnik-V, Moderna, AstraZeneca – Oxford University, Sinovac” aşılarıdır. Burada, Türkiye’nin 50 milyon doz alması hasebiyle Sinovac aşısı bizim için ayrı bir önem taşır. Geçtiğimiz günlerde, başta Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımız olmak üzere pek çok siyasi lider aşı olarak topluma örnek olmuştur. Bu aşı, gerek üretim metodu gerek güvenilirliği itibariyle muhtemel endişeleri gidermektedir. Çünkü, Çin menşeili olan Sinovac firmasının geliştirdiği CoronaVac aşısı “viral-vektör” aşıdır. Bu aşı teknik olarak, ciddi bir hastalık tepkisi veya riski olmadan vücudun bağışıklık sistemini virüse maruz bırakmak için öldürülmüş viral partikülleri kullanarak çalışır. Bu metot, insanlığın daha önce pek çok virüse karşı geliştirdiği aşı yönetimidir. Yukarıda belirtildiği gibi geleneksel ve güvenilirdir. Bir karşılaştırma yapıldığında, Batı'da geliştirilen Moderna ve Pfizer aşılarının mRNA aşıları olduğu görülür. Bu, teknik olarak, koronavirüsün genetik kodunun bir kısmının vücuda enjekte edildiği ve vücudun viral proteinler üretmeye başlamasını tetiklediği, ancak bağışıklık sistemini saldırmak için eğitmek için yeterli olan tüm virüsü tetiklemediği anlamına gelir. mRNA aşıları yeni bir aşı türüdür ve henüz uzun vadeli sonuçları bilinmemektedir. İlaveten, bazı kaynaklar vücutta üretilen antikor miktarı ve yeni bir teknoloji ile hastalıklara karşı hızlı çözüm üretilebilme imkanı nedeniyle mRNA aşılarını takdir etse de bazı kaynaklar ilk defa uygulandığı için çekinceli bakmaktadır.

​Devletimiz, bizleri de buluşuyla gururlandıran,  Özlem Türeci ve Uğur Şahin isimli Türk kökenli bilim insanlarının geliştirdiği, yukarıda bahsedilen Pfizer-Biontech aşısının teminiyle ilgili de görüşmeler yapmaktadır. Bir miktar doz aşı da ülkemize getirilmiştir. Burada bize düşen görev, sıramız geldiğinde aşı olmaktadır. Böyle karışık ve sonu belirsiz bir süreçte şahsi sağlığımız ve toplum sağlığını korumak için atacağımız en önemli adım, “TMM” olarak kısaltılan “Temizlik, Maske, Mesafe” önlemlerinden taviz vermeden sıramız geldiğinde aşı olmak ve elimizden geldiğince sağlık çalışanlarımıza destek vermektir. Umuyoruz ki bu küresel salgın bir an evvel biter ve insanlık bir kez daha böyle bir krizle karşı karşıya kalmaz. Lakin, biz bu noktada salgının bir an evvel bitmesi için yukarıda bahsedilen önlemleri almalı ve güzel günlere dair inancımızı kaybetmemeliyiz.

DİĞER YAZILARI SAYIN ECZACI MÜJGAN ÜÇER’E YAŞAM BOYU HİZMET ÖDÜLÜ VERİLDİ 01-01-1970 03:00 KAYBETTİK GALİBA? NEYİ ? ZERAFETİ... 01-01-1970 03:00 Doğru Karar Çin Aşısı Mıydı? 01-01-1970 03:00