Sezonun son alkışını da alarak perdenin yavaş yavaş kapanışını seyretti genç oyuncu,alkış yerini uğultuya bırakırken kapanan perdenin arasından ışıkları açılan salonu izlemeye koyuldu; telaşlı telaşlı çıkan bir gencin sırtındaki çantayı fark etti belli ki kalkmasına onbeş dakika kalmış bir trenin yolcusu idi son harçlığı tren biletine yetmiş onu da kaçırmadan memleketine ulaşmalı bir kaç aylık yaz tatiline başlamalıydı gencin arkasında kasketini düzelte düzelte çıkan amcaya dikkat kesildi sonra belli ki en çok o sevmişti Aşığın anlatılan hikayesini zaman zaman türkülere eşlik edişinden de belliydi sağına soluna aldırmadan bırakmıştı kendisini türkünün ritmine öyle ki sahnedeki oyuncular da duymuştu bunu ve gülümsemişlerdi kendi aralarında iyi ki de eşlik etmişti dayı, salonu terkederken hüznü biraz da bunaydı;gel sezona kim öle,kim kala, ağzına sağlık be aşık iyi ki çalıp söylemişsin yoksa bu uçsuz bucaksız bozkırın yakıp kavurduğu toprağın feryadını kimden dinlerdik ağzına sağlık,ağzına sağlık... Amcanın hemen arkasında elindeki not defteri ile yarı dalgın çıkan genç kıza takıldı gözü belli ki yüksek lisansı için gerekli notları tam alamamış aklına takılanları not etmişti defterine
Ah be Shakespeare neden bu kadar zorsun hem neden bunca oyun arasında seni seçtim ki bir yaz boyunca geceleri bunu düşünerek mi geçireceğim neyse yine de iyi ki dedi iyi ki izledim genç kızın arkasında acelesi olmayan bir adam çarptı gözüne,kalın gözlükleri ile nedense bir dedektife benzetti adamı belirgin yüz hatlarından tam otuzdokuz yaşında olmalı bu adam dedi ne kırk ne otuzsekiz hayat basamaklarında tam otuzdokuz telaşsız adımlarla terkedip gitti salonu gene kavuşamadılar dedi teyze yanındaki genç kadına gene kavuşamadılar "ne zormuş bu gavurdağlarında yaşamak be kızım "elini şefkatle okşadı yanındaki genç kız teyzenin öyle teyzecim öyle dedi gülümseyerek bir daha geliriz dedi belki o zaman kaybeder kötüler,kavuşur o karaca çocuk sevdiğine ha?
nasıl uçtu gördün mü dedi yanındaki ikizine seviml bir çocuk fiiiiiuuu diye eliyle işaret ederek uçar tabi oğlum sihirli o adam dedi mutabık oldular bu konuda ve gülümseyere tuttular annelerinin ellerini bu sevimli sahne bitmeden kederli bir genç kadın terk ediyordu salonu yüzü eski fotoğraflardan çıkmış gibiydi durgun ve kederli sessizce terk etti salonu kimbilir hangi acılar kamburunda.
Ben zekadan yana kullandım dedi genç çocuk yanındaki arkadaşına ben insanlıktan yanayım oooolum diye karşılık verdi karşısındaki ve aynı anda ellerini ceplerine atıp aynı anda çıkardılar büyülü ekranlarını ve açıl komutu verdiler yapay zekalarına. Yanındakine sinirli sinirli söylendi genç kız "yine karıştırmışsın!" Zaten herşeyi karıştırırsın hani biz trajedi izleyecektik? İstifini bozmadan yanıt verdi yanındaki " komedi desem gelmezdin,ne oldu kötü mü oldu biraz güldüysen?
Eyvah! ciddiyetin mi kayboldu? kızgınlığı gülümsemeye döndü genç kızın gülümseyerek terk ettiler salonu
Sivas Devlet Tiyatrosu bu hafta perdelerini açıyor.
Dikkat tiyatro iyidir,bir sezon açılışı daha yaklaşırken tiyatro severleri tatlı bir telaş kaplar.
Ekimin hüznüne biraz da böyle katlanılır sanırım
"Sevgili seyircilerimiz oyunumuzun başlamasına beş dakika kalmıştır...oyunumuzun başlamasına beş dakika kalmıştır..."