YAĞDIR MEVLAM SU!

AYDIN DELİKTAŞ

22-09-2022 11:59

Otuz yıl önce gazeteciliğe başladığımda Sivas’ta kronikleşmiş su sorunu vardı; bugün halen gazeteciler su sorunu haberi yapıyor.

 

Üstüne bir de şehrin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayacak 4 Eylül Barajı yapılmış olmasına rağmen…

 

Şimdi geldiğimiz noktada, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ve ekibi sorunu çözmek için gece gündüz çalışıyor; su kesintilerine de maalesef hazırlıklı olun diyor.

 

Çünkü suyu el birliği ile bitirdik!..

 

Öteden beri belediye yönetimlerini eleştiren var, yeterince çaba harcanmadığını söyleyen siyasetçiler var, çözüm olarak tek tük alternatif öneriler ortaya atan var…

 

Şimdi bakıyorum, hepimizin elimizde iğne, kime batıralım diye geziniyoruz.

 

Lâkin şehir, yıllardır “hortum” sıkıntısını çözebilmiş değil.

 

Bir kova suyla yıkayabileceğimiz bir dükkânı, hortum bağlayıp belki yüz kova suyla yıkamaktan vazgeçmiyoruz.

 

Dükkanımızın önünü birkaç dakikada bir süpürgeyle temizlemekten imtina edip, hortumu çeşmeye bağlayıp dakikalarca kaldırım, yol kenarı yıkıyoruz.

 

Üç lira verip bir benzin istasyonunda aracımıza su tutmak bizi kesmiyor. İlle hortum olacak, belki saatlerce su akacak ki, içimiz rahat etsin.

 

Sensörlü musluklar bazı işyerlerinde ve işletmelerde var ama evlerimize lavabolarımıza taktırmayı aklımızın ucundan bile geçirmiyoruz.

 

Bir bardak suyla yapabileceğimiz diş fırçalama işini bile bir sürahi sudan daha fazlasıyla yapıyoruz.

 

Temiz tutamadığımız ve asla tutamayacağımız için umumi tuvaletleri klozetle tanıştıramıyoruz. Girince açıyoruz musluğu, artık ne kadar sürede işimizi görüyorsak, çıkarken kapatmaya bile tenezzül etmiyoruz.

 

Evimizde bile bu konuda aynı hoyratlığı göstermekten imtina etmiyoruz.

 

Boşa akan, taşıp giden kurnalarımız bize zevk verir olmuş. Sivaslı deyimiyle yunup paklanmak için bir arazözün yarısını dolduracak suyu boca etmeyi marifet sayıyoruz.

 

Daha az su harcayan duş sistemi bizi paklamıyor!

 

Dört bir yana yapılan koca koca gösterişli binalara hayran hayran bakıyoruz. Betona dönüşen her yeşilliğin kuraklık olarak döneceğinin farkında değiliz.

 

Hadi bu binaların kendi enerjisini üretmesi için bir sistem kurmayı akıl eden de yok, talep eden de yok…

 

En azından yağmur suyunu toplayacak ve yağışlı günlerde o koca koca binaların bir haftalık, belki bir aylık su ihtiyacını karşılayacak sistemi hiç aklımızın ucundan geçirmiyoruz.

 

Hiç kimse, boşa harcadığımız bir damla suyu çocuklarımızdan çaldığının farkında değil…

“Parasıynan değil mi gardaaşş” zihniyeti maalesef iliklerimize işlemiş.

 

Parayla aldığında bitmeyeceğine kanaat getirmiş zihinlere su sorununu anlatmanın, kavak ağacından meyve beklemek olduğunun farkındayım.

 

Onun için sosyal eğitimin temeli bu olmalı. Bir şekilde suya kesintisiz kavuşabiliriz; yetkilileri ilgilileri farklı projeleri farklı zamanlarda hayata geçirirler.

 

Ama zihniyet değişmeden her beş-on yılda bir su kesintileri başlar ve elimizde iğneler kime batıralım diye dolaşır dururuz.

 

Çıkarın artık şu çuvaldızını da kendinize bir kez batırın…

 

Modernlik, çağdaşlık, gelişmişlik, refah evinizde, işyerinizde suyun şırıl şırıl kesintisiz akması değil…


Sizin ne kadarından tasarruf edebilip ne kadarını çocuklarınıza bıraktığınızdır.

 

Yoksa bir kuşak daha, “Yağdır mevlam su” şarkısını mırıldanıp gezmeye devam eder.

 

Sağlıcakla kalın…

 

 

 

DİĞER YAZILARI BİR DOKUNUŞ 01-01-1970 03:00 GELENEK... 01-01-1970 03:00 NASIL İNSAN? 01-01-1970 03:00 EKİP… 01-01-1970 03:00 AHDE VEFA 01-01-1970 03:00 NASILDI O SÖZ? 01-01-1970 03:00 OMURGA 01-01-1970 03:00 HARA 01-01-1970 03:00 FIRILDAK! 01-01-1970 03:00