Ligin son iki maçına çıkmadan hesaplar kitaplar yapıldı. Hangi şartlarda ligde nasıl kalınır düşünceleri hafta başından bu tarafa masaya yatırıldı. Olası Giresun ve İstanbul galibiyetleri ve Sivasspor’un Konya mağlubiyeti bütün sinir sistemlerini alt üst edecekti. Şükür düşünülen olmadı. Giresun ve İstanbul mağlup, Sivasspor’da galip gelince yönetim, taraftar ve teknik heyet derin bir ohhhh çekti. Oh çekti çekmesine ama yönetimle hoca arasında ki kavga bitmedi. Takım kümede kalmayı garantileyince rehavetin getirdiği sakinlikle herkes kucağında ki taşları dökmeye başladı.
Özellikle dün Başkan vekili Erdal Sarıların maç çıkışı basın mensuplarına verdiği demeç, içerdeki kavganın hangi boyutta olduğunu bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Sarılar o kadar dolmuş ki, sesinin titremesinden bunu herkes anladı. 26 yıldır Sivasspor’a hizmet vermiş bir yöneticinin belki de ilk kez kamuoyu önünde bu tür bir açıklamasına şahit oldum. Sarılar ifadelerinde özetle; “ Biz kendi içimizde bunları konuşuyoruz, ben bu konuştuklarımızı hocanın yüzüne de söylüyorum. Bir teknik direktör, yönetimi taraftarın önüne koymaz. Bu statta ilk kez taraftar yönetimi istifaya çağırıyor. Bu istifanın yegâne sebebi hocanın açıklamalarıdır. Biz hepsini sineye çektik ama bizde dolduk. Şimdiye kadar kamuoyuyla bunları paylaşmadım ama artık bizde dolduk. Bundan sonra kamuoyunun da bilmesi gerekir. Hoca daha sezonun ilk maçında en az 10 tane futbolcu lazım diyor. Bu takım kupa almış. Çıkıp sezonun 6 haftasında bu sene takımdan ayrılacağım açıklamasını yapıyor. Bu düşünceler takımı değersizleştirmez mi? Futbolcu ne düşünür? Taraftar ne düşünür?” Evet, Sarılar cidden çok dolu. Haklılık payı var mı? Var.
Yine yönetim kurulu başkanı Mecnun Otyakmaz yaptığı açıklamanın özeti olarak “yorulduk” diyor. Yorgunluğu ve kırgınlığı çok açık. Tekrar aday olmayacağı konusunda açıklama yaptı. Zaman ne getirir ne götürür bilmem ama bildiğim bir gerçek var ki, Sivasspor’a çok ciddi katkıları olmuştur.
Rıza hocanın en dikkat çeken açıklaması ise, “ bizi yalnız bıraktılar” oldu. Bu yalnızlıkta ki kasıt sadece taraftara olmadığı kesin. Bu açıklamanın içine her şeyi sığdırabilirsiniz. Rıza hoca taraftara küskün ve kırgın. Haklı olarak böylesi bir maçta boş tribünlere oynamak oldukça üzücü. Geçtiğimiz haftadan itibaren yazdık çizdik konuştuk. Finallerin finali niteliğinde iki maç var, bu maçlarda taraftar mutlaka statta yerini almalı diye bangır bangır bağırdık. Gel gör ki, trajediden öteye gidemedik.
En çok üzüldüğüm taraf Sivas’ta yaşayıp Sivasspor’un en kritik maçında tribünleri yalnız bırakan binlerce taraftar ne yazık ki, Galatasaray’ın şampiyonluğunu, konvoy oluşturup çılgınca kutlamaları oldu. Gönülden bağ kurduğu takımlarının sezonu zirvede bitirmesi elbette ki alkışlanacak bir durumdur. Ancak böylesine hayati önem taşıyan bir maçta şampiyonluktan daha ziyade kendi yaşadığı şehrin takımını yalnız bırakmamak gerekirdi. Çünkü Sivasspor küme düşecek olsa çok sevdiği gönülden bağlandığı hani o “Büyük” diye nitelendirdikleri ne Galatasaray’ı, ne Fenerbahçe’yi ne de Beşiktaş’ı bu şehre açılış maçlarına dahi getiremezsiniz.
Sezon öyle ya da böyle bitti. Son virajda bir kazaya uğramadan kapattık. Önümüzde olağan genel kurul var. Mevcut yönetim kurulu başkanı Mecnun Otyakmaz tekrar aday olacak mı muamma. Ama ne olursa olsun kim olursa olsun Sivas’a ve Sivasspor’a sahip çıkmak lazım. Sadece oluşacak yeni yönetim kurulu değil, Sivas’ın siyasileri, bürokratları ve Tüm sivil toplum kuruluşları bu takıma sahip çıkmak zorunda. Yeni oluşacak yönetim kurulunun da işi oldukça zor. Sil baştan yeni bir teknik adam ve birçok futbolcu lazım. Tribünlere küskün olan bu taraftarı tekrar stadyuma çekmek için yeniden yapılanma şart.
Gerek başkan, gerek başkan vekili ve gerekse teknik direktörün, Konya maçı sonrasında yaptıkları açıklamalardan çıkan özet, Rıza çalımbay’ın seneye artık olmadığıdır. Bizlerde bu açıklamalardan birçok çıkarım elde ettik. Görünen o ki, yeni sezonda bambaşka bir Sivasspor bizleri bekliyor.
Sağlıcakla kalın…
