ACİZ HAFIZ

Doğan KAYA

22-09-2020 12:51

  1932 yılında Ulaş’ın Acıyurt köyünde doğmuştur. Asıl adı İbrahim Çaylak’tır. Allahverdi ve Keziban’ın oğludur. Acıyurt’ta ilkokulu bitirdikten sonra Erzurumlu Vaiz Ahmet Yılmaz’ın yanında hafızlığa başlamış, iki sene ara verdikten sonra Trabzonlu Hafız Ahmet Şimşek’in yanında hafız olmuştur (1947). 1950 senesinde Sivas’ta Hoca İmam Camii’nde vekaleten Ramazan ayında imamlık yapmıştır. 1953’te Gelibolu’da (Bolayır-58. Piyade Alayı) askerlik vazifesine başlamış, otuz ay sonra 1956’da Hatay’da (Kırıkhan- Bölük komutanı şoförlüğü) terhis olmuştur. Terhis sonrası iki sene fırıncılık yapmıştır. 1958’de imamlık imtihanına girip başarılı olmuştur. Sivas Bedirli nahiyesinde yedi sene kadrolu imam olarak çalışmıştır. 20 sene Sivas Şehitler Sanayi Çarşısı Camii İmamlığı yapmıştır. 1983’te emekli olmuştur. Şu anda Sivas’ta Bahtıyarbostan Mahallesinde oturmaktadır. 1953’te Sivas esnafından antikacı Ethem Karaer’in torunu Sevim Hanım’la evlenmiş ve evini Sivas’a taşımıştır. Bu evlilikten sekiz çocuğu (Şengül, Canip, Tevfik, Serpil, Hatice, Allahverdi, Keziban, Rabia) olmuştur. 6 Aralık 2004’te vefat etmiştir. Mezarı Sivas’tadır. Gençliğinde sık sık Emrah’ın kitabını okumasının ve Ruhsatî’nin şiirlerini dinlemesinin âşıklığa yönelmesinde önemli rolü olmuştur. Bunun yanı sıra dayısı Mehmed’in saz çaldığı ve şiirlerinin bulunduğunu ifade etmesine dayanarak, âşıklığa yönelmesini irsi bir sebebe de bağlayabiliriz. Mehmet, seferberlikte Rus cephesinde savaşa katılmış, bir daha geri dönmemiştir. İbrahim’in çocuklarından Canip, Allahverdi, Hatice, Rabia’nın ve torunlarından Aynur (Canib’in kızı) da şiirleri bulunduğunu burada belirtelim. İbrahim, şiirlerinde Aciz Hafız, Hafız mahlaslarını kullanmaktadır. 50 kadar şiiri vardır. Şiirlerinde hem döner ayağı hem de tek ayağı başarıyla kullanmış, ölçü ve kafiye hususunda titiz davranmıştır. Sivaslı âşıklar içinde kendisini en fazla Karasarlı Seyit Yalçın etkilemiştir. Şiirleri genellikle dini konudadır. İlk şiiri “Beklersin”dir. Bunu, Eski Sivas Müftüsü Mehmet Özlen’in, bütün ısrarlarına rağmen kendisini Hacc’a göndermemesi, Hac kafilesinin Sivas’tan ayrılırken kalbinde bıraktığı derin hüzün üzerine duygulanarak yazmıştır.   Kaynakça: Doğan Kaya, Acıyurtlu Halk Şairleri, Sivas, 1999, s. 19-32.   Yârim Muhammed Aziz iştiyakın kâr etti cana Yüz sürebilseydim güzel ravzana Bir daha kavuşmak nasip mi bana Kurbanım ben sana yârim Muhammed   Yurdunun kutsaldır toprağı taşı Sana erenlerin durmaz gözyaşı Sensin canım bütün Peygamber başı Feda olsun sana varım Muhammed   Hacılar Revza’nda ağlar dolaşır Mescidini gören gözler kamaşır Gelmezse âşıkın içinde taşır Gece gündüz hep efkârım Muhammed   Âşıkın aşkından mecnundur her an Dil seni anar da titremez mi can Habibim demiştir zatına Sübhan Ümmetin olmaktır kârım Muhammed   Bir gidenler gidiyorlar bir daha Hiç kul usanır mı varmakla Şah’a Âciz Hafız sana varsa bir daha Bu can feda olsun pirim Muhammed   Kelime-İ Tevhid Ne güzel bir lezzeti var Hak’tan gelme kuvveti var Akıl almaz hikmeti var Canım Kelime-i tevhid   Aklı olan ona koşar Tüm kalbin pasını açar Tevhitsiz kalp hasıl yaşar Tenim Kelime-i tevhid   Kapı açık herkes girsin Sohbetimizde otursun Bilmeyenler gelsin görsün Yönüm Kelime-i tevhid   Çekinme görmezsin zarar Hastalığa ilacı var Müslümana tevhid yarar Şanım Kelime-i tevhid   Âciz Hafız kusur etme Yakındır yol uzak gitme Sakın tevhidi terk etme Dinim Kelime-i tevhid   Gülmedim Kardaş Çok cefalar çektim olmadım kardaş Cihanda yaşadım gülmedim kardaş Ömür boşa geçmiş bilmedim kardaş Gitti altın yıllar geri gelir mi   Bütün dostlar seni varlıkta sever İster de vermezsen yüzünü eğer Varlık çok iyiymiş bilmedim meğer Sürüp savurmada varlık olur mu   Ne müşkül bir hale düştün bilmedin Bu dünyadan muradı almadın Ağlamayı seçtin neden gülmedin Daim ağlamaktan sağlık kalır mı   Aciz Hafız acep neden ağlarsın Herkes tatlı sen acıyı söylersin Elli beşten sonra malı neylersin Kazansa da bundan fayda olur mu   Uyan Gönül Uyan deli gönül nedir bu gaflet Etrafını sarmış bütün rezalet Gaflet ile bulunur mu fazilet Eli boş meydanda kalabilirsin   Çalışan yol aldı yok mu haberin Gaflet uykusuna çok dalma derin Gitti öndekiler hani pederin Rüzgâr vurur her an solabilirsin   Sıkı sarıl ibadetin çok eyle Dünyayı koy ahiretin tok eyle Kendine gel masivayı yok eyle Ş’ol yüce divanı bulabilirsin   Söyler Aciz Hafız uyanamazsan Varıp kapısına dayanamazsan Aşk-ı ilahiye boyanamazsan Şeytana oyuncak olabilirsin Azmışlara   İnsanı sömüren bütün soysuzlar Yüzüne tükürsem rahmet zanneder Allah için kılmaz bir vakit namaz Onu vücuduna zahmet zanneder   Batıla meyleder gerçekten kaçar Babanın yanında sigara içer Arsızca en mahrem yerini açar Yaptığı bu işi iffet zanneder   Tespih ile dua gelmez diline Çay olup karışmaz rahmet seline Fikrini bağlamış dünya malına Bu mülkü ebedî servet zanneder   Alamamış gerçek aşkın sesini Silememiş kalbin kirle pasını Biz çekerken müminlerin yasını O bunu bir günlük hasret zanneder   İnançsızca olmuş bağlı bir uşak Ondan daha iyidir yük çeken eşek İpek pijamayla kalın bir döşek Yattığı bu yeri cennet zanneder   Aciz Hafız eder cahili tarif Hakk’ı bulamayan olur mu arif İnanç ibadetten habersiz herif Kendini dünyada şevket zanneder
DİĞER YAZILARI ABDULLAH (Aydoğan) 01-01-1970 03:00 ABDULGAFUR 01-01-1970 03:00 ADNANÎ 01-01-1970 03:00 ABBAS 01-01-1970 03:00 ADEVİYE 01-01-1970 03:00 ADEM-ADEMÎ 01-01-1970 03:00 AGÂHÎ 01-01-1970 03:00