Bir duruşu olmalı insanın!
Sokak lambaları gibi dimdik!
Işık vermeli dibine ve etrafına..
Yine de ödün vermemeli mum misali kendinden.
“Gurur” sözcüğünü “Onur” ile değiştirmeli lügatından.
Eğer kuralları hiçe sayıp kuralsız yaşamaksa idol, bir onurunu, bir de şapkasını yanından hiç ayırmamalı insan.
Günümüzde, dogrularimiz ve yanlışlarımız çıkarlarımıza göre değişkenlik gösterebiliyor.
Ne kadar acı bir durum değil mi? Dün siyah dediğimiz bugün beyaz, bugün beyaz dediğimiz bir sonraki gün siyah olabiliyor.
Oysaki net bir duruşa sahip olmak o kadar da zor olmasa gerek.
İşte bu nedenle diyoruz ki; düşüncelerini menfaatlerine göre şekillendiren insanlardan uzak durun.
Ne duruşları belli, ne söylemleri, ne de bu söylemleri ile örtüşen eylemleri.
Tavırlar başka, tarzlar başka, ama kişi özünde bambaşka.
Bu sebeple söylemler üzerinden değil, eylemler üzerinden yola çıkarak bir kanaat oluşturmamız en önemli vazifemiz olmalıdır.
Olduğu gibi görünemeyen, görünmek istediği gibi olmaya çalışan insanoğlunun günümüzdeki hali maalesef ki içler acısı.
Oysa ki; Özündeki niceliklerin ölçütünü ayarlayabilen değer yargıları…
Kendine saygısını muhafaza edecek sağlam ağlardan örülmüş kozası olmalı…
Aynadaki aksine bakarken saçındaki akları değil, gözbebeklerindeki kişiliğini görebilmeli…
Yarın yoktur diye bu günü yaşarken, sizsiz yarınlarda, adının başına ya da sonuna eklenecek sıfatlarla anılacağını hesap edebilmeli…
Kendi zekâsına güvenmeli, ama başkalarının da aklıselim olabileceğini idrak edebilmeli insan.
Tavrı baska, Tarzı baska, Özünde bambaska olanlardan sana sığınırım Allah’ım.
Selam ve Dua ile