Prof. Dr. Alim YILDIZ
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü
Muhsin; Arapçada hüsn kökünden türemiş bir sözcük. Hüsn yani güzel. Muhsin ise; iyilik eden, güzel işler yapan demektir. İşte bu kelimenin hüviyetinin tezahürüdür Yazıcıoğlu. Her zaman ismiyle müsemma bir karakter portresi çizmiştir.
Sultanşehir Sivas’ımız tarih boyunca nice güzel insan yetiştirmiş nadide bir şehirdir. Şemsettin Sivasiler, Âşık Veyseller, Muzaffer Sarısözenler… Muhsin Yazıcıoğlu da bu kültür dairesi içinde önemli bir yere sahiptir. O sadece bir siyaset adamı değil, aynı zamanda bir gönül eri olmuştur. Yazdığı şiirlerden de anlaşılacağı üzere bir şairdir. Türk-İslam şuuruyla çıktığı davasında çok çileli bir hayat yaşayan Yazıcıoğlu, hep doğrudan yana olmuştur. Onun bu dik duruşu, tanka bile selam durmayan tavrı akıllara Mehmet Âkif’in şu mısrasını getiriyor: Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:/ Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek. Âkif’in bu mısrası Yazıcıoğlu’nun kişiliğini anlatmaya yetecek bir hüviyete sahiptir.
Al bayrağın gölgesinde yiğitçe yaşamış yalnız Sivas’ın değil, yediden yetmişe herkesin sesi olmuş, sadece Hakk’a dayanmış ve yaşamının son anına kadar devletine hizmet etmiş mütevazı bir insan. Şarkışla’dan çıkıp tüm dillerde bir türkü olmuştur Muhsin Yazıcıoğlu. Davası uğruna nice fedakârlıklar yapmış, 80 darbesi sonrası cezaevinde yatmış ama devletine hiçbir zaman küsmemiştir. Onun bu vakur duruşu Türk halkının gönlünde taht kurmasına vesile olmuştur. Yaptığı her işte, girdiği her ortamda samimidir.
Tarihler 2009’un Mart ayının 25’ini gösterdiğinde Muhsin Yazıcıoğlu’nu Keş dağlarında, Kanlı Çukur denilen yerde kaybettik. Karlar kor olup düştü yüreklere. Bir dağ göçtü, dağların eteklerinde. Kazanın üstünden 11 yıl geçmesine rağmen hâlâ zihinlerde olan bir isim, bir dava adamı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Şairin de dediği gibi: “Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti / O iyi insanlar, o iyi atlara binip gitti." Mekânı cennet olsun.
