Prof. Dr. Gülşen Kocaman: Türkiye’de Her 6 Kişiden Biri Migren Hastası
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülşen Kocaman, Türkiye’de migren hastalığı ile ilgili önemli bilgiler ve uyarılar paylaştı. Prof. Dr. Kocaman, migrenin toplum sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir rahatsızlık olduğunu belirterek, Türkiye’de her 6 kişiden birinin migren hastası olduğunu vurguladı. Migrenin Toplumdaki Yaygınlığı Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar kişi, Türkiye’de ise 13.1 milyon […]

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülşen Kocaman, Türkiye’de migren hastalığı ile ilgili önemli bilgiler ve uyarılar paylaştı. Prof. Dr. Kocaman, migrenin toplum sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir rahatsızlık olduğunu belirterek, Türkiye’de her 6 kişiden birinin migren hastası olduğunu vurguladı.
Migrenin Toplumdaki Yaygınlığı
Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar kişi, Türkiye’de ise 13.1 milyon kişi migren hastası. Kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülen migren, her yaşta ortaya çıkabilen ancak genellikle 50 yaşından sonra nadir görülen kronik bir nörolojik hastalık olarak öne çıkıyor.
- 5 kadından biri,
- 16 erkekten biri,
- 11 çocuktan biri migrenle mücadele ediyor.
Migren Nedir?
Prof. Dr. Kocaman, migrenin tekrarlayan ve genellikle şiddetli baş ağrılarıyla kendini gösterdiğini ifade etti. Müdahale edilmediğinde ağrıların 4-72 saat boyunca devam edebileceğini belirten Kocaman, şunları ekledi:
“Migren, başın bir tarafında yoğunlaşan zonklayıcı bir ağrı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti gibi belirtilerle kendini gösterir. Yaşam kalitesini derinden etkileyen, hastayı fiziksel ve psikolojik açıdan yoran bir hastalıktır.”
“Migren, başın bir tarafında yoğunlaşan zonklayıcı bir ağrı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti gibi belirtilerle kendini gösterir. Yaşam kalitesini derinden etkileyen, hastayı fiziksel ve psikolojik açıdan yoran bir hastalıktır.”
Migreni Tetikleyen Faktörler
Migren ataklarını başlatabilecek tetikleyiciler arasında şunlar yer alıyor:
- Fiziksel ve çevresel faktörler: Stres, yorgunluk, uyku düzensizliği, açlık, yetersiz sıvı alımı, lodos, parlak ışık, soğuk hava, hava kirliliği.
- Beslenme alışkanlıkları: Fermente gıdalar, küflü peynir, çikolata, kuruyemişler, enerji içecekleri, alkol, işlenmiş gıdalar.
- Hormon dalgalanmaları: Özellikle kadınlarda adet dönemlerinde artış görülebilir.
Teşhis ve Tedavi Yöntemleri
Migren teşhisi, hastanın ağrı özelliklerini anlatmasıyla konuyor. Fiziksel ve nörolojik muayene ile gerekli durumlarda MRI veya BT gibi ileri görüntüleme teknikleri kullanılabiliyor.
Migren tedavisinde ise üç temel yaklaşım uygulanıyor:
- Atak tedavisi: Atak sırasında ağrıyı durdurmayı hedefleyen ilaçlar.
- Önleyici tedavi: Atak sıklığını ve şiddetini azaltmaya yönelik düzenli ilaç kullanımı (tablet veya enjeksiyon).
- Yaşam tarzı değişiklikleri: Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, stres yönetimi ve tetikleyicilerden uzak durmak.
Erken Teşhis ve Yaşam Kalitesine Etkisi
Prof. Dr. Kocaman, migrenin kalıcı fiziksel zarar vermediğini ancak felç riskini artırabileceğini belirtti. Sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi ek risk faktörlerinden kaçınmanın önemine değinen Kocaman, şu sözlerle açıklamalarını sonlandırdı:
“Erken teşhis ve uygun tedavi ile migren sorun olmaktan çıkarılabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, psikolojik destek ve nöroloji uzmanının yönlendirmesiyle hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.”
“Erken teşhis ve uygun tedavi ile migren sorun olmaktan çıkarılabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, psikolojik destek ve nöroloji uzmanının yönlendirmesiyle hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.”
Migrenle mücadelede toplumsal farkındalığın artırılması ve profesyonel destek alınması büyük önem taşıyor.