TOKİ ve EMLAK KONUT'UN ÇIKMAZI

Mimar Serkan Akın’dan “Gayrimenkul Sertifikası” Eleştirisi: “Ev Değil, Beton Yığını Satılıyor”

31 Tem 2025 - 12:46 YAYINLANMA
TOKİ ve EMLAK KONUT'UN ÇIKMAZI

TOKİ ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı tarafından hayata geçirilen ve “küçük paylarla büyük yatırım” sloganıyla tanıtılan Gayrimenkul Sertifikası Projesi, mimar Serkan Akın tarafından sert şekilde eleştirildi. Akın, kamuoyuna açık yaptığı açıklamada, projenin ev sahibi yapma amacı taşımadığını, aksine zengin yatırımcılara rant kapısı sunduğunu savundu.

Mimar Akın, “Her şeyden önce bu proje ev edindirme değil, yatırım fırsatı olarak sunuluyor. Tanıtım kitapçığında geçen ilk cümle her şeyi özetliyor: ‘Küçük paylarla büyük yatırım’” ifadelerini kulland

 

Mimar Serkan Akın, TOKİ ve EMLAK KONUT Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının birlikte çıkardığı “Gayrimenkul Sertifikası” hakkında soru soran dostlar sebebiyle düşüncelerimi ifade etmek isterim.

 

Her şeyden önce büyük konut edindirme fırsatı diye lanse edilen projenin tanıtım kitapçığında geçen ilk cümle: “küçük paylarla büyük yatırım

 

Yani buradaki asıl amaç ev edindirme değil, bir kısım zengin vatandaşa yatırım fırsatı.

 

Ayrıca yapacakları ve inşa edecekleri şey ev değil apartman. Bildiğiniz betonarme ve ortalama 6-7 katlı binalar. Bir de bunun üzerine Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın politik bir amaçla ilk kez kullandığı ve ilk başlarda ortalama 3-4 katlı apartmanları ifade eden ama gelinen noktada 6-7 katlı binalara da “Yatay Mimari” diyerek sorunu büyüten ve gizleyen bir durum var ortada.

 

Yayınlanan broşürde aşağıdaki metin geçiyor: "Proje, 1.2 milyon metrekareyi aşan inşaat alanında 5.325 konut ve 244 ticari üniteden oluşmaktadır. Yatay mimari anlayışıyla tasarlanmış olan projede; kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, hamam, sauna, geniş peyzaj alanları, yürüyüş yolları, parklar ve dinlenme alanları gibi modern yaşamın gereksinimlerini karşılayan birçok sosyal imkân yer alır" 

 

Alan o kadar büyük olup 5235 konut inşa edilince tabii ki broşürde “mahalle, komşuluk” gibi kavramlar hiç geçmemiş. Zaten kurdukları ve inşa ettikleri mahalle değil, şehir değil, modern bir kent. (Şehir ve kentin aynı anlama gelmediğine dair bkz. https://www.mimarserkanakin.com/post/kentler-rant-putuna-tapılan-yerlerdir ) Broşürde geçen cümlelerde bu toplumun kültürüne dair bir iddia, kavram ya da kelime geçmiyor. Böyle bir yaklaşım hissedilmiyor.

 

Ayrıca yayınlanan broşürde planlanmış alanlarda satışı yapılacak konutlardan başka herhangi bir sosyal donatı alanı görünmüyor. Okul, cami, kültür merkezi, ilk kademe sağlık merkezi vb. hiçbir yapı renkli tanıtım paftalarında düşünülmemiş. Oysa planlı alanlar imar yönetmeliğine göre bu büyüklükte bir alan baştan planlanıyorsa bunları en başında düşünmek doğru değil midir?

 

Zaten yayınlanan broşürde yukarıda saydığım kavramların hiçbiri belirtilmemiş, bununla birlikte satışa konu olabilecek “244 ticari üniteden” bahsedilmiş.

 

Bununla birlikte kiracılık problemi; bu ülkede yeterince ev inşa ederek ve bunu toplumun tüm kesimlerine yayarak ortadan kaldırılması gereken temel bir sorun iken yayınlanan broşürde tam 3 kez “kira getirisi-geliri” olarak belirtilmiş ve toplumun temel sorunu değil, zenginlerin ticari kaygısı öncelenmiştir.

 

Ev insanlar için yatırım aracı değil temel bir ihtiyaç olduğu halde ev konusu üzerinden nasıl ticari bir yaklaşım sergilendiğini anlamanın mümkün olmadığını belirtmek isterim. Ülkemizde enflasyonun ana sebebi: gayrimenkul değer artışı ve imar rantına dayalı kentleşme politikaları olduğu halde, ayrıca siyasetin finansmanının imar rantı üzerinden sağlanmasının toplumu ahlaksızlığa sürüklediği bir ortamda; toplumumuzun yaklaşık %40’ı ev sahibi olamadığı için yüksek kira bedelleri ile boğuşurken böyle bir projeyi değeri artacak ticari bir yatırım ve kira getirisi olan bir proje şeklinde tasarlamanın bu fiyat artış talebini yani enflasyonu güçlendireceği nasıl dikkate alınmaz?

 

Gayrimenkul değer artışı ve imar rantına dayalı ekonomi politikalarının toplumsal adaleti bozduğu, haksız kazancı çoğalttığı, toplumu çaresizliğe sürüklediği nasıl akla getirilmez. Bu sebeple insanların fakirleştiği, evlilik yaşının ve doğum oranlarının geriye gittiği niçin düşünülmez. Evli olanların geçiminin zorlaştığı, insanlar banka kredisi ve konut kirası yükü ile yaşamaya çalıştığı, kiracılığın bir insan hakkı ihlali olduğu ve geri dönülmez bir servet aktarımı niçin hesaba katılmaz.  

 

Bu tür konut projelerinin bir de kamu eliyle yapılmasının nasıl bir "Milli Güvenlik Sorunu" oluşturduğu devlet aklı tarafından niçin öngörülmez.

 

Bu yapılanların bir de İslami iddialar ile iktidara gelen, yerli ve milli politikaları önceleyen kadrolar tarafından yapılması nasıl bir çıkmazdır. Ülkemizde İslamcı muhafazakârların modernizmi ve batı dünyasını eleştirerek yürüdüğü iktidar yolculuğu bu duruma nasıl evirildi bileniniz var mı?

 

Bir devlet kurumu vatandaşları arasında ayırıma giderek kamunun bir kısım arsasını vatandaşın bir kısım zengininin sahip olacağı bir projeyi nasıl hayata geçirir?

 

Bir taraftan enflasyondan, fiyat artışından, konut fiyatlarının yüksekliğinden, kira artışından, ailenin yok olmasından, doğum oranlarının düşüklüğünden, evlilik yaşının gecikmesinden bahsedip, diğer taraftan bu konulardaki sıkıntıyı artıracak projeler devlet eliyle nasıl yürütülür?

 

Bu kaçıncı konut projesi hamlesidir? Haklı olarak hiçbir müteahhide maketten satış yaptırmayıp, olmayan proje için topraktan nasıl para toplarsınız? Bir de temel bir ihtiyaç olan konut meselesini borsa gibi vatandaşın kahir ekseriyetinin anlamadığı başka bir ekosisteme dâhil edersiniz?

 

Rantın faizden ne farkı vardır ki bu kadar kul hakkı içeren bir projeye “faizsiz finans prensiplerine göre İcazet Belgesi” ni hangi kurum verdi açıkçası çok merak ettiğimi belirtmek isterim.

 

Bizim kültürümüzde bir ev bir aileye aittir. Bu çok temel bir inanç, ahlak ve mahremiyet meselesidir. Buna rağmen broşürde geçtiği şekliyle ”Paylı mülkiyet modeli sayesinde birden fazla kişi tek bir konuta ortak olabilir” cümlesi nasıl bir ruh halini yansıtır?

 

Nerede kaldı: Kuruluş felsefesi, Ahlak felsefesi, Adalet felsefesi, Mülkiyet felsefesi, Devlet felsefesi, Evlilik hukuku, Aile hukuku, Komşuluk hukuku, Mahremiyet hukuku, Helal rızık?

 

Türkiye yüzyılı böyle olmaz, olmamalı. Başka iyi niyetler ve düşünceler bu söze ve kervana katılmalı.

 

Not: Sertifika ile ilgili gerekli bilgi linkten edinilebilir. https://www.gayrimenkulsertifika.com

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: