Sınıfı bitiren herkes edebiyat türlerinden birisi olan “FALP” diye bilir.
Fabl ya da Öykünce sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öykülerdir. İnsana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesidir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve insanlar gibi davranır. Genellik hikaye, masal ve öykülerde kullanılır. Falp konusunda en iyi hikaye yazarı ise La Fontaine gelir. Hatta kitapları La Fontaine’den Masallar olarak satılmakta ve bilinmektedir. Buraya niye geldik bende çözemedim. Yani diyeceğim Bülbül’ün sesini kısıp video yayınlarsan bu komedi olur. 17 Ağustos D E P R E M Sahi 22 yıl geçti bir arpa yol alabildik mi? Kaç defa imar affı çıkardık? DASK geldi ama deprem hariç diğer afetleri zorunlu sigorta kapsamına aldık mı? Deprem vergisi olarak geçici olarak yaraları sarmak için çıkarılan ÖTV ne zaman kalkacak? Yoksa halen yaralar sarılmadı mı? Kaç acil toplanma alanını yok ettik? Yol kenarlarını acil müdahale yolu yaptık sonra buraları otopark yaptık. Şimdiye kadar illerin otopark sorununu çözdük mü? Yaşadığımız yerlerde siren sistemleri çalışıyor mu, denedik mi? Çeşitli yerlere deprem konteynerleri yerleştirdik, bunlar yerinde duruyor mu? Şimdiye kadar kaç kişiye ilk yardım eğitimi ve deprem eğitimi verdik? İşyerlerinde asılı olan acil durum listeleri güncel mi? Clinton’un burnu sıkan Erkan bebek şimdi nerede? Daha bir çok soru sorabilirim ama asıl soru; SAHİ HAZIR MIYIZ? DERE YATAĞINA EV YAPMAK DİNEN SUÇ Doğal afetlerin “Allahın bir cezası” olmadığını söyleyen Bolu Müftüsü Ahmet Okutan, yetkilileri uyardı: Ölenlerin vebali size ait. Suçu başkalarına atmayın!.. Bolu Müftüsü “Böyle bir değerlendirme, sorumluluktan kaçmak ve suçu başkalarına atıp rahatlamak, afetlerin somut gerçeğinden kaçmaktır. Allah eğer depremleri Müslümanları sınamak için veriyorsa, Japonlar herkesten çok Müslüman. Ayrıca, Japonlar su yerine Zemzem suyu da içmiyor. Yaşanan depremlerde ölen çocuklar, bebekler sizce günahkâr oldukları için mi öldüler?”- Hiç kimsenin yaşanan bir felaketin veya belanın kişi ya da kişilere bağlı olarak meydana geldiğini söylemeye hakkı olmadığını belirten Okutan, depremde üzücü olaylar yaşamamak için işin ehline verilmesi ve depreme karşı her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini anlattı. Okutan, “En önemlisi yaşanan felaketlerin bilimsel gerçekliğini kabul etmeli” dedi. İstanbulda yaşanan sel felaketine de değinen Okutan şunları söyledi:”Şunu belirtmekte fayda var. Ben olaya dinen bakıyorum. Bana göre dere yatağına ev yapılmasına izin vererek insanların ölümüne neden olanlar ve uyarılara rağmen buralara ev yapanlar dinen suçludur. Yaşanan afette yaşamını yitiren masumların vebali onlara aittir. Kuranda bile Allah Kendi evinizi bile bile tehlikeye atmayın diyor.” Bolu İl Müftüsü Ahmet Okutan, dere yatağına ev yapılmasına izin vererek insanların ölümüne neden olanlar ve uyarılara rağmen buralara ev yapanların “dinen suçlu” olduğunu söyledi. Bolu Belediyesi Nikâh Salonunda “Afetler ve İslam” konulu bir konferans veren Okutan, Türkiyenin doğal afetlerin sık yaşandığı bir ülke olduğunu vurguladı. Doğal afetleri Allahın bir kesime cevabı veya cezası olarak görmenin yanlış olduğunu dile getiren Okutan, sözlerini şöyle sürdürdü: Okutan, deprem felaketinin yaşandığı Boluda da bazı ev sahiplerinin hasarlı evlerini üniversite öğrencilerine kiraladığını duyduğunu ifade ederek, “Peygamberimiz diyor ki, Kendisinin tehlikeli gördüğü evi başkasına kiralayanlar Müslüman olamaz. Bir insan bu tehlikenin mevcut olduğunu bilerek evini masumlara bile bile kiralayamaz” diye konuştu. Hasarlı ev kiralanmaz.
2004 BOLU İSLAM VE DOĞAL AFET KONFERANSI