Türkiye Asrın Felaketini yaşıyor.
1992 yılı Erzincan ve Ramazan ayı, Teravih namazında hissetmiş olduğum 6,8 şiddetinde yaşadığım deprem ;
Kocaeli Gölcük'te 17 Ağustos 1999'da 7,4 şiddetinde bizzat gidip görmüş olduğum Gölcük’teki deprem;
24 Ocak 2020 tarihinde yerel saatle 20.55'te 6,7 şiddetindeki Elazığ’da yaşadığım deprem ile birlikte;
6.Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'tan gelen depremin sarsılmasıyla birlikte, Sabah Saat 04.17'de depremin büyüklüğü 7,7 ve yine günün Öğle saatlerinde Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 şiddetinde bir depremle bizzat evde yaşayan birisi olarak bu yüzyılın depremini kalemime alayım dedim.
32.000’e yaklaşan Can kaybı ve 80.000’i aşan yaralı sayısı ile mahvolduk.
Acı bilanço, isteme sekte artıyor.
Tam tamına 1 haftayı geçti deprem olalı ve enkaz altından Rabbime Şükürler olsum kurtarma ekipleri 184 saati aşan zaman sürecinde canlı İnsanlar çıkartıyor.
Bu bir mucize.
Ebediyete göçmüş vatandaşlarımıza Allah C.C.Rahmet, yakınlarına Sabır, Yaralı vatandaşlarımıza Rabbimden Acil Şifalar ve tüm Türkiye’min güzel insanlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyoum.
Asrın felaketi desek, yanlış olmaz.
Balina’ların deniz kıyısına vurması,
Deniz suyunun İskenderun’u sular altına alması,
Gökyüzündeki uçan kuşların, birden kaybolması,
Gökyüzünden yayılan ışığın yeryüzünü kaplaması,
500 Km.lik geniş bir alanın ve 10 İlin etkilenmesi.
Türkiye genelinde yaşadığımız kuraklığın, yağmayan yağmurun, yağmayan kar ın yağmasıyla birlikte.?
Bizleri neyle yüzleştirmek istiyor.?
Bu depremde, her depremde olduğu gibi farklı bir ders ve Uyarı olmalı.
Aslında her depremden ders alıyoruz ancak, dersten kural çıkartamıyoruz.
Kural;
Bilim İnsanları üstüne basarak düz ovaya Konut yapmayın diyor.Adamlar haklı.Zemin etüdü topraksa, düz bir ovaysa (Tarla) , dere yatağına, sulak alanlara, su havzası alanı ve yakınlarına, deprem uzmanları buraya bina için imara açmayın, konut yapmayın diyorlar.
Zemin sakat.Altı yumuşak diğer bir anlamıyla sulak.
Mesela Konya obasında oluşan Obruklar.
O zaman zemini kaya olan, diğer anlamıyla dağ olan yerleri düzenleyip buralara konut yapalım diyorlar.
Üstelik görseliyle bunu ispatlıyorlar.
Gelelim Yazımızın başlığına.
YÜZLEŞMEMİZ GEREKEN GERÇEKLER.
Gerek Kuzey Anadolu fayı ve Güney’den geçen Fay.
Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay bu İllerin Doğu Anadolu fay hattının üzerinde olduğunu biliyoruz.
Burada neden İmar’a açılan yerlerin zemin etüdü ciddiye alınmadı.?
Depremi yaşayan İllerimizde kaç bina İmar affıyla yapı kullanım iznini aldı veya Affedildi.?
AFAD bu depreme maruz kalan bölgede gerekli ve ihtiyaç olan teçhizat la birlikte konaçlanmış olsaydı, acil müdahale de daha başarılı olmaz mıydı.?
Acil olarak deprem bölgesi kapsamında olan illeri kapsayan, AFAD Bölge Müdürlükleri kurularak, tekrar yapılanmanın yerinde olacağı kanısındayım.
Öyle ya bu alan deprem bölgesi.
Gelelim Deprem bölgesine olan yardımlarımıza.
Yabancı Ülkeler, her türlü afet te yardımlaşmayı Türkiye^de görmüşlerdir.
Çünkü yardımlaşma konusunda Dünyada birinciyiz.Çok örnekler var ama hangisini yazayım diye düşünüyorum.?
Ben en son örneği yazayım,
COVİT-19 salgınla mücadele desem yerinde olur.
“Türk Milleti Yardımsever bir Millettir.”
Elindeki Varını, Yoğunu bağışlayan Ülke sevdalıları, Evine Ekmek alamayan sade vatandaşımızın ben bugün aileme 4 ekmek değil 2 ekmekle idare ederim deyip, 2 ekmeğini Deprem bölgesine bağışlayan sade vatandaşım her zaman olmuştur ve olacaktır.
Ancak bunun yanı sıra reklam peşinde koşan saygı değer efendiler.
Ülke olarak deprem bölgesine yardım göndermek için yol alırken, Kış şartlarında meydana gelen depremlerin yol açtığı büyük yıkım, dayanışmanın önemini bir kez daha Ruhumuzda hissederken, Ülkenin, hatta dünyanın dört bir yanından insanlar depremzedelere yardım etmek isterken, Reklam peşinde koşan lar.?
İnanınız parmaklarım tutuldu.?
Kalemim Yazmaz Oldu.?
Deprem bölgesine gitmek için led ışıklarla yardım amaçlı malzeme götürüp, reklamını yapanlar;
Oda yetmez gibi arabasını giydirip, Boy, Boy flama asanlar.
Hani Veren el, alan eli görmezdi.?
Ancak ben bu elin birisini gördüm.
Yüzleşmemiz gereken gerçeklerse onu da yazarım.
Ben bu İşletmeyi, diğer anlamıyla bu Şirketi iyi tanırım,
İsmini vermeyeyim dedim.Versem gerçekten bu İşletme sahibi üzülür ve bana da kırılır.
Bu Şirket sahibi, Gıda ve bunun gibi ihtiyaç duyulan malzemeleri Tır’larına yükletiyor, yükleme bittikten sonra Firma ismini Tır’dan sildiriyor ve deprem bölgesine gönderiyor.
Tesadüf gördüm ve şahit oldum bu olaya.
Ne diyeyim, Özü doğru, Sözü doğru, Kazancı helal olan, Reklam peşinde koşmayan İnsanlar.
Allah razı olsun, yardımlarınız kabul olsun İnşallah.
Şimdi ben bu şirket sahibini Şapkamı çıkartıp Selamlarken, siz Sivas’ımın güzel insanları ve köşe yazımı okuyan değerli okurlarımızda bana eşlik eder bu hayır sever kardeşimizi de ayakta alkışlar diyorum.
Birde deprem bölgesinde durumu fırsat bilip, hemen depremin ardından talan yapan, yıkılan binalara girip kıymetli eşya alanlar ve oda yetmez gibi deprem bölgesine yardım götüren tır’ların önünü kesip,kılık değiştirip yardım malzemelerini gasp eden, el koyan Kansız Hırsızlar, Ahlaksız Namussuz, Vatan Haini Alçaklar.
Siz zaten bittiniz.
Bu arada Marketlerde faaliyette, boş durmuyor,basıyorlar satış etiketlerine, Kasada sorarsan kasiyere bu ne zammı.? Cevap hazır. Güncelleme var diye.
Hele,hele Millet enkaz altında Can derdindeyken, Ekranlarda Siyaset yapanlar.?
Pes doğrusu size.!
Ya arkadaş ne oluyor bize.?
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere;
TÜRKİYE YASTA.
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN –GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM.