Kendisine göre Siyaset bazı akımların ve bazı düşüncelerin, aynı zamanda, (Oportünizim) fırsatçılık ya da çıkarcılık, olaylardan bencil avantajlar edinen bilinçli politika ve uygulamadır.
Prensiplere ve diğer bireylerin karşılaşacağı sonuçlara asgari önem verir der bu tanım.
İlkesiz ve belkemiksiz siyaset tarzına karşı reflekslerinin ilk ve en yaygın sonucu her akımın veya grubun kendi ilkelerini esas ilke olarak görerek herkesin, en azından birlikte şu ya da bu merhaleye kadar yol yürümeyi düşündükleri herkesin bu ilkelere uymasını beklemek olmaktadır.
Doğrusu herhangi bir siyasi akımın benimsediği ilkelere ve görüşlere sıkı sıkıya bağlı kalmasında ve başkalarını da bu tutuma çekmek istemesinde tuhaf ve şaşırtıcı bir şey yoktur. Siyasi mücadelenin önemli bir boyutu da bunu gerektirir zaten.
Genel olarak propaganda çalışması ve aynı zamanda polemikler vb. de bu eksen üzerinden yürür. Ama bu çalışmaların esası söz konusu akımların kendilerine taraftar kazanmak üzere yürüttükleri çalışmaları ifade eder.
Oysa bu ortak noktanın tarifi çok zor değildir.
Önceden belli tutumları vardır; bunlar sadece yazılı beyanlardan ibaret olmayıp somut pratik deneyimler içinden de çıkmaktadır. Böyle bir gelişme bu ortak noktalar üzerinden bir araya gelip, bu ortak güzergâhta ne zaman nasıl ve ne müddetle bir arada olunacağının tartışılacağı platformlara eylem birliklerine hayat verir. Bu takdirde esasen konu da ilke de bellidir;
Kendi ilkelerini kendileri icat etmek yerine, bazı düşünce kuruluşlarının hepsinin üzerinde hem fikir olduklarını ilan ettikleri temel referansları ayırdedip, bu referansları kendilerine ve başkalarıyla ilişkilerinde asıl mihenk taşı olarak tarif ve ilan etmiştirler.
Zaman zaman bu referansların sık sık hatırlatılmasını doktrinerlik diye yorumlayanların sandığının aksine, bu referanslara göre siyasal faaliyet yürütmek doktrinerlik hastalığına karşı en etkili aşıyı ifade etmektedir.
Ancak siyaset bilimci olmaya gerek yoktur.
Seçimler yakın ve teknoloji aldı başını gidiyor.
Siyaseti artık yediden, yetmişine kadar az çok herkes biliyor.
Siyasiler ise sahaya inmiş, 31.Martta oy bekliyor.
Seçmen ise hayattan ders almış, asıl aşının sandıkta olduğunu söylüyor.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Hoşça kalın;