Arşivimden bir başlıkla başlayacaktım bu hafta ki köşe yazıma.Ancak o başlığı atmak yerine yayına girdiği tarih ile yazımın içinde okurlarımızla paylaşmak daha yerinde olacağı kanaatine vardım.
09.04.2022 tarihli gazetemizdeki yazımın başlığı “SİVAS’DA BİR PAZAR GEZMESİ” olarak adlandırmış, Ramazan ayı ve Cuma pazarında iftardan yaklaşık 3 saat önce şöyle bir pazarı gezeyim diyerek gözlemleyip, siz kıymetli okurlarımla paylaşmıştım.
Bugün yaşayacağımızı, sanki o yazımla sinyal vermiş gibi kaleme almıştım.
Ekonominin anormal negatif esintisi pazara yansımış.Ramazan ayı ya alış verişe gelen vatandaşların Poşetleri gerçekten boş ve alış veriş olsa da tıka basa dolu değildi.
Aynı Cuma pazarını bu hafta yine gezdim.Aman ALLAH’IM bir kalabalık, İnne atsan yere düşmez tabiri var ya !. Aynen öyle.
Ancak devamlı gittiğim ve gezdiğim Cuma pazarını iyi bilirim.Pazardan alış veriş yapan vatandaşlarımız çoğu yabancı sanki misafir gibiler.Bu sefer bu pazarda vaktimi yaklaşık 4.Saat gözlemleme noktasında buraya ayırdım.
Çanta, Poşetler dolu olan, diğer anlamıyla tıka, basa fuul olanlar “Gurbetçi kardeşlerimiz.Şaşırmadım.
Ya dedim kendi kendime, bizim bu pazar civarında ikamet eden mahalle sakinleri nerde.
Evet mahalle sakinleri gelmeye başladı.Saat 18.45.Öyle ya Pazar kalkmasına yakın.Fiyatlar düşer düşüncesiyle ellerinde Pazar çantası ve poşetleriyle gelenleri görüyorum.
Pazarı dolanan mahalle sakinleri ilk iki turunda alış veriş yapmıyor, etiket fiyatlarını kontrol ediyor.
Şaşırmadım! tabiî ki pazarda fiyatlar da uçmuş.Garibim üç diş sarımsak, yarım kilo taze fasulye, domates, salatalık, bir avuç sivri biber ve üç, beş tane meyve tarttırıp Pazar çantasına koyuyor.
Yüzü gülen bir vatandaş görmedim ben bu Pazar da.
Pazar Tezgah sahiplerinden çoğunu tanırım.Ben gözlem yaparken bir tezgaha takıldım.Hoş, Sohbet derken domates ve diğer satışa sunulan ürünlerin niye bu kadar pahalı satıldığını sordum.
Direk söylediği konu Akaryakıttı.Kendisi Sivas’ta toptancılar çarşısında pazara satış yapmak üzere aldığı ürünleri aldığı şirketin söylediği maliyeti bana anlattı.
Aynen söylediği şu.Mersin veya Antalya’dan tarladan Domatesi çiftçiden yani üreticiden, ücret ödemeden, yani beleş alıp Sivas’a sadece akaryakıt giderinin bir kilogram maliyetinin 5.25.TL.ye geldiğini söyledi.
İşçilik, KDV, Kar hariç sadece akaryakıt kilo başına 5.25.TL. ve sözün bittiği yerde.
Vatandaş sen sık KEMERİ.
Vallaha kemeri sıkacak delik kalmadı.
Ya sen şu Akaryakıta “ZAM” mı durdur.
Dövize endeksli mevduat hesabını sonlandır.
Faizi, enflasyonun makul seviyesini uygula.
09.06.2023 tarihli Kamu tasarrufu diye önceki yazımda,
Kamu tasarrufunda Temsili ağırlama ve diğer kalemlerinde ödenek üstü harcamaları kısıtla.
“DÖVİZ UÇUŞA GEÇTİ”
Kamu tasarrufunu açıkça belirtmiş ve ivedi olarak uygulanmaya konulması gerektiğini yazmıştım.
Evet hükümet bu yazımdan sonra “TASARRUF GENELGESİNİ UYGULAMAYA KOYDU”
Ben dedim diye değil olması gerekeni gecikmeli uygulamaya koydu.
Şimdi kemer hesabın da uygulamanın eksikliğini yazıyorum.
Şimdi kemeri kim sıkmalı.?
Vatandaş aç, Millet nefes alamıyor.
Ulusal Medya her kanalda 2024 yerel seçimlerin tartışmasını yapıyor.?
Öyle ya.
Milletin halini anlayan yok.Hayır ola.?.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın.