KIZILIRMAK GÜZELLEMESİ - İsmail Hakkı KONAR

Anadolu topraklarında doğup ve bu toprakları terk etmeden en uzun yol alarak, denize dökülen nehirdir Kızılırmak. Kızıldağ’dan başlayan yolculuğunda, irili ufaklı önemli sayılabilecek nitelikte, otuz beş ırmağın bileşkesidir aslında. Bu otuz beş ırmağın on ikisini, Sivas topraklarından alan Kızılırmak, Sivas’ın Karadeniz’e dökülen gözyaşlarıdır aslında. Türkiye’nin onda birlik bir alandan daha fazlasını kapsayan Kızılırmak vadisinde, on […]

23 Ara 2024 - 12:49 YAYINLANMA

Anadolu topraklarında doğup ve bu toprakları terk etmeden en uzun yol alarak, denize dökülen nehirdir Kızılırmak.

Kızıldağ’dan başlayan yolculuğunda, irili ufaklı önemli sayılabilecek nitelikte, otuz beş ırmağın bileşkesidir aslında. Bu otuz beş ırmağın on ikisini, Sivas topraklarından alan Kızılırmak, Sivas’ın Karadeniz’e dökülen gözyaşlarıdır aslında.

Türkiye’nin onda birlik bir alandan daha fazlasını kapsayan Kızılırmak vadisinde, on iki ilin topraklarının kapsadığı göz önüne alınırsa ve de, bu havzada yedi milyondan fazla insanın yaşadığı düşünülürse, Türkiye’de yaşayan her on kişiden birinin yaşamında kendisini hissettiren bir zenginlik diyebiliriz.

Kızılırmak,Sivas için ayrı bir öneme sahiptir.Sivas’ta doğmaktadır.Sivas il merkezinin kurulduğu yerde Kızılırmak,beş tane kolu ile kucaklaşmaktadır. Kızılırmak üzerindeki en önemli tarihi köprüler olan Boğaz köprüsü,Eğri köprü,Kesik köprü Sivas’ta dır.

Çevresindeki topraklarda bulunan tuz oranının yüksekliği nedeniyle suları tuzlu olan Kızılırmak, sulamada pek kullanılmaz. Tarihteki adı da bu nedenle acı su anlamında olan HALYS tır.

Kızılırmak’ın ismi konusunda değişik söylenceler bulunmaktadır. Kimisi taşıdığı toprak renginin kızıl olmasından, kimisi doğduğu dağdan adını aldığı söylenirse de, kimilerince Kızılırmak havzası etrafındaki topraklarda Türkmen nüfusunun yoğunluklu yaşadığından ve Türkmen ağzında” Kızıl” sözünün “Altın” olduğu bilindiğinden ırmağa verilen öneme izafeten bu adın verilmiş olduğu söylenmektedir.

Kızılırmak’ın Hititliler döneminde ismi Marassantiya olarak geçtiğini görmekteyiz.Bir Hitit destanında Kızılırmak ile ilgili şu satırlar vardır.

“Eskiden Marassantiya gelişigüzel akardı.Fakat Fırtına Tanrısı onu çevirdi.Güneşe doğru akıtarak Nerik’ın yanından geçmesini sağladı…

Fırtına Tanrısı Marassantiya ırmağına seslendi;Senin için ant olsun;salın yatağını değiştirme”

Marissantiya sözcüğünün anlam trasformasyonunu çözümlendiğinde “Rabbin olan Güneşin yolunda giden”anlamını taşıdığını görmekteyiz.

Kızılırmak’ın doğudan batıya giden ırmak olması böyle isimlendirildiğini doğrulamaktadır.

Kızılırmak’ın daha önce iç deniz olan bugünkü Konya ovasına aktığı ancak Kapadokya’da patlayan volkanların oluşturduğu yükseltiler sonucu doğuya giden yönünü kuzeye çevirerek Karadeniz’e yöneldiği anlaşılmaktadır.

Yine bazı tarihi söylencelerde ise, adını Lidya kralı Krezeus tan aldığı ve onun ırmağı anlamındaki bir sözün bozularak kızıl adını aldığı söylenir. Bu söylenceye göre Lidya kralı Krezeus’a ” Kızılırmak’ı geçmemesini, geçtiğinde devletinin yıkılacağını “söylerler. kral bu söze uymaz ve Medler ile olan savaşında ırmağı geçer ve devleti de bu olaydan sonra yıkılır.

Kızılırmak tarih sahnesine, M.Ö.28 Mayıs 565’te Lidyalılarla, Medler arasında yapılan HALYS BARIŞI ile çıkar. İki devlet arasında uzun süredir sürmekte olan savaş, güneş tutulması üzerine “tanrılar savaş istemiyor” denilerek sona erdirilir. Kızılırmak sınır kabul edilerek yapılan bu barış yazılı bir belgesi olmasa da, Anadolu topraklarında bilinen ilk barış anlaşması olması nedeniyle ayrı bir tarihi önemi haizdir.

Kızılırmak, çevresinde yaşayanlarca genelde acı olaylarla anılır. Selleri, köprüler yıkması, gelinleri, kızları, gençleri boğması ile birçok türküye ya da söylenceye konu olmuştur.

“Kızılırmak nettin allı gelini” diye başlayan bir ağıt, bu olayları türküleştirmiş bir örnektir.

Kızılırmak, Türk edebiyatında da birçok şairin konusu olmuştur. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Kızılırmak kıyıları” şiiri, Behçet Kemal Çağlar’ın “Kızılırmak duruşması” bu konuda önemli örneklerdir.

Kızılırmak halk ozanlarına da konu olmuştur. Ali izzet Özkan, ve

Âşık Veysel bu konuda güzel örnekler vermişlerdir. Aşık Veysel;

“Daima bulanın, asla durulman

Nedir bu sendeki hal, Kızılırmak

Çağlayıp akarsın, hiç mi yorulman

Seni zapt edemez göl,Kızılırmak” diyerek adeta Kızılırmak’ın özelliklerini özetlemiş bulunmaktadır.

Kızılırmak üzerindeki köprülerin hepsi tarihi açıdan mimari açıdan önemli özelliklere sahip olması yanında Sivas’ın 10 km doğusundaki eski ipek yolu üzerindeki(Tebriz yolu)Boğaz köprüsü, giriş ayaklarında bulunan odaları ve kente giren kervanların yüklerinin sayıldığı, geçiş ücreti alındığı bir nitelikte olması nedeniyle de Türkiye’de belki de bu nitelikte ilk ve tek örnek olarak önemi haizdir.

Çevresindeki toprakların suyunu toplayan Kızılırmak, bugün başta Sivas olmak üzere, 12 ilin 70 ilçenin atık sularını toplayarak üzerinde kurulu barajları ile enerji ve sulamada, kum alınarak inşaata, toprak alınarak tuğla ve çömlek yapımında ve de tatlısı balıkçılığında yararlı bir ırmak olarak akıp gitmektedir. Kızılırmak olmasa idi ne Avanos’ta çömlekçilik olurdu ne Osmancıkta pirinç ekimi, ne de bereketli Bafra ovası olabilirdi.

Kızılırmak Anadolu’nun ırmağı olsa da adını da tadını da Sivas’tan alan bir ırmaktır. Kızılırmak, Sivas’la bütünleşmiştir.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: