Alternatifsizliğin önemli bir boşluk doğurduğunu, alternatifi olmadan yola devam edenler için de, bu durumun önemli dezavantajlar oluşturduğunu hep ifade etmişimdir.
Aynı görüşlerimi sürdürmekle beraber bu durumun uzun vade de devamı, demokrasinin de farklı alanlara kaymasına neden olabilecek bir ortam oluşturacağını düşünmeye başladım.
Doğa boşluk kabul etmiyor.
Doğanın bir parçası insanların oluşturduğu yönetme mekanizması, siyasette bu boşluğu bir türlü kabul etmiyor.
O sebeple alternatifsizlik eğer bir boşluğun doğmasına neden oluyorsa kişiler mutlaka ortaya bir alternatif çıkarmalıdır.
Alternatifin halkın kendi toplumsal tercihiyle çıkması en doğal ve kabul edilebilir olanıdır.
Suni alternatifler de çare değil! Aksine diğerine güçte katabilir bu suni alternatifler.
Şuan da alternatifsizlikle tek başına iktidar olan AK parti, her ne kadar avantajlarını kullanıyor olsa da ilerleyen süreçte bunun sıkıntılarını da yaşayacaktır.
Notlarım arasın da geçmiş yıllar da yapılan bir anket gözüme ilişti, kaç yılında yapılmış bilmiyorum, fakat seçmen tercihini ortaya koyduğunu düşündüğüm için faydalanmak istedim.
Yapılan bu ankette ortaya çıkan sonuç, insanların oy verilen partilerin tercih edilme sebeplerine bakıldığında “Alternatifin olmaması” cevabı yüksek çıkmış.
Siyasi görüşüne göre oy veriyorum diyenlerin oranı bu ankette %12 çıkmış.
Hatta neden AK partiye oy veriyorsunuz diye sormuşlar buna verilen cevapta %54 olarak alternatifi olmadığı için demişler!
İşte bu durum gerçekten sorgulanması ve değerlendirilmesi gerekendir.
İnsanların sırf alternatifsizlikten verdikleri oylar “Sabun” oylardır ki bu da alternatif çıktığında kaçacak oylar olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
Bu ankette siyasi görüşe göre oy verdiğini söyleyenlerin oranında en yüksek MHP çıkmış.
Bundan şunu çıkarabiliriz, MHP ye oy verenlerin beklentisi günü birlik beklentilerin dışında kalıyor diyebilir ve uzun vadeli hedefler için bilinçli bir tercih olduğu.
Bugün de aşağı yukarı bu anket sonuçları geçerlidir diyebiliriz.
Mevcut tabloya göre değerlendirdiğiniz de, seçmenlerin çoğunluğu artık günü birlik ihtiyaçları ve problemlerinin çözümü için tercihlerde bulunuyor.
Bu oylar yerleşik konuma geçmeyen ve her an rotasının değişmesi muhtemel oylardır. O nedenle de hiç kimse bu fotoğrafa bakıp aldanmasın.
Sosyo ekonomik problemler, yoksulluk, işsizlik, gençlerin gelecek kaygısı gibi önemli sıkıntılar seçmen eğilimini önemli ölçüde etkileyecektir. Hatta siyaseten, ideolojik olarak oy veriyorum diyenlerin oylarında da bir etkilenme olacaktır.
Siyasetin uzun hedefler koyamayıp, günübirlik politikalar oluşturması da ülkenin uluslararası platformda güç kaybetmesine sebep olur ki, bunu da göz ardı etmemek gerektir.
Alternatif oluşturma adına vatandaşların karşısına çıkanlar da maalesef aynı günü birlik politikalarla çıkıyor ve çözümsüzlüğe teşne oluyorlar.
Hâlbuki sistemin açıkları üzerinden yanlış işleyen ve problemlere çözüm üretemeyen tıkanmış siyaseti, bu sıkışıklıktan çıkaracak önemli kurumsal öneriler ile halkın tercihlerini değiştirebilirler.
Geçtiğimiz zamanlar da bir eski siyasetçiyle yaptığım sohbette, siyasetçinin tespitini aklıma not etmiştim.
Şimdi sanıyorum o tespitin sırası geldi.
Sebebi de insanların siyasetçilerle ilgili ne düşündükleri ve neye göre temayül gösterdiklerine güzel bir örnek.
Diyor ki Ahmet Bey; Vatandaşların ülkemizde siyasete soyunanların % 90 meseleye ticari bakıp, zengin olmak için girdiğini,% 9’u zaten zenginler ve mevcut parasını muhafaza etmek için girdiklerini,% 1’de hasbel kader nasip olursa hizmet etmek için giriyor olduklarını düşünüyorlarmış.
Katılır mısınız bilmiyorum ama gerçekten hizmet için girenlerin oranının düşük olduğunu yıllar yılı politik gündemimizin içinde hep “Yolsuzluk ve hırsızlıkların” varlığından anlıyoruz.
Ayrıca demokratik kültür için “Siyaset” alternatifini mutlaka etkin kullanmalıyız. Aksi demokrasiye zarar verir.
Farkında olun istiyorum.
Orta direk bitiyor!