Toplum baskısı güçlüdür. Hatta insanların fark edilebildiğinden de daha güçlüdür. Bunun farkında olan toplumlar, gücün üzerindeki iradelerini her daim kendi kontrollerinde tutarak, kendilerinin belirlediği yöneticileri doğru yapmaya yöneltmiştir.
Gücün kontrolünü kaybeden yapılar oligarklara kurban olmuş, sadece olup bitenlere seyirci durumunda, kaderlerine kurban, rıza gösteren kişiler olarak, kalabalık yığınlar şeklinde rollerini yapmışlardır.
Hâlbuki modern dünya aydınlanmayı, doğru yönetilen toplum baskısıyla sağlamıştır. Kendileri üzerinde hastalıklı geleneksel kuralların ve inançların, baskı oluşturan dinamiklerini yanlışlayarak doğruların, hakikatin ortaya çıkmasını sağlamışlardır.
Günümüzde, içinde yaşadığımız toplumda insanlar niçin bu güçlerinin farkında değiller?
Onları, hakikatleri ortaya çıkaracak bu gücü kullanmaktan ne-neler alıkoyuyor?
Niçin doğru düşünmelerinin önünde ki engelleri ortadan kaldırıp eyleme geçmiyorlar?
Geçemiyorlar?
Geçmelerine izin vermiyorlar!
Tam yanlışı görüp gereği için harekete geçmeye çalıştıkları fark edilince, akıllarını kullanmalarının önüne geçip, duygusal, inanç ve geleneksel perdeler ile meseleyi manipüle ediyorlar.
Toplumların sosyolojisini çok iyi analiz eden ve bu doğrultuda siyaset oluşturan oligarklar, dünyanın nimetlerini kendileri için, öbür dünyanın –Ahiretin- cennetini de yoksullaştırılan, olup bitenden habersiz, gücünün farkında olmayan kalabalıklar için lütuf olarak sunuyorlar.
Sokrates; “Aklını kullanan insanlar herkesten, her şeyden öğrenir, sıradan insanlar sadece kendi deneyimlerinden, cahiller ise zaten her şeyi bilirler.” demiş.
O halde düşünmeye, her kesten, her şeyden öğrenmeye ve ortaya bir irade koyup, tutkuyla yanlışlayabildiğimiz ve doğruladığımız hakikatleri yaşantımız üzerinde uygulayalım.
Tamam mı?
Toplum baskısı güçlüdür dedim ya, buna inanın.
Yerel bir istatistik dikkatimi çekti. Sivas ta her geçen yıl yaşayan genç nüfus düşüyor muş? Yani gençler bu şehirde kendileri için gelecek görmeyince, göçüp başka yerlerde imkân arıyorlar.
Doğduğun yer değil, doyduğun yer önemli olan derler ya?
Kandırıyorlar!
Beceriksizliklerine kılıf uyduruyorlar. İnsanlar doğdukları yerleri, doyacakları imkânlara kavuşturacak kadar güçlü ve akıllı olmalıdır. Bunu istemeli ve çaba göstermelidir. Tercihlerini doğru yapmalı, sorgulamalı, akıllarının önüne çekilen perdeleri görüp, gereğini yapmalıdır.
Tamam mı?
Sivas bitiyor farkında olun.