GELECEĞİMİZ EĞİTİM

Ali DAĞ

25-03-2024 11:45

Her ülke, vatandaşlarına kendi ülkesinin rejimine, milliyetine, dinine, diline, kültürüne, gelenek ve göreneklerine göre eğitim verir. Bireyin vatandaş olmasını sağlar. Aslında eğitim, bireyin yeniden üretimidir.

     Bu süreci çok iyi bilen Atatürk, eğitime ve genç nesillere çok büyük önem vermiş, Cumhuriyet rejiminin eğitim yolu ile Osmanlının kullarından, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını var etmeyi sağlamıştır. Türkiye’de eğitim tamda Atatürk’ün istediği gibi uygulanmış, Özellikle Dünyada başka bir örneği olmayan, Köy Enstitüleri ile Dünyaya da örnek teşkil etmiştir.

    Dünyada eşi benzeri olmayan ilime, bilime, sorgulamaya dayalı bu eğitim sistemi 1945’ten sonra, bu eğitim devrimi önce yavaşlatılmış, sonra da tersi bir eğitim sistemi uygulanarak Cumhuriyet’e ve Demokrasiye bağlı olmayan, tam tersine ilgisiz kuşakların yetiştirilmesine vesile olmuştur.

     Hemen hemen herkesin dilinden düşmeyen cümle olan “Gençler geleceğimiz” deriz. Tartışmasız doğru söz fakat geleceğimizi nasıl yetiştiriyoruz sorgulamamız gerekmiyor mu?

     Atatürk Cumhuriyeti 22 yılda (1923 – 1945) kurdu. 1945’te dünyayı etkisi altına alan soğuk savaşla, genç Cumhuriyetin temelleri henüz tam sağlamlaştırılmamış ve yıpratılmaya başlandı. Sovyetler Birliği’ne karşı oluşturulan Antikomünist dinci ve milliyetçi cephenin “ileri karakolu” olan Türkiye'de 100 yıllık Cumhuriyet’in temelleri yozlaştırılıyor.

     Bilimden, çağdaşlıktan, uygarlıktan geriye dönüş Ülke vatandaşlarının her kesimine egemen kalınmaya çalışılıyor. Burada en kritik alan da eğitim yani geleceğimiz ülkenin geleceği. Köy Enstitüleri ile başlayan büyük atılım, ne yazık ki 1945’ten sonra durduruldu, yurt içindeki feodal kalıntılarla, dışarıdaki Antikomünist dinamiklerin işbirlikleriyle ülkeyi güzel olan her alandan özellikle de eğitimde geriye götürüyorlar.

     Günümüzde artık bütün dünya biliyor ki, eğitimin amacı, bağımsız düşünme yeteneğine sahip, sorgulayıcı, irdeleyici yeteneğe sahip gençlik yetiştirmek. Bunu başaran ülkeler gelişiyor, kalkınıyor, başaramayan ülkeler ise geri kalıyor hızla Ortaçağ karanlığına doğru sürükleniyor.

     Dinci eğitimi Bilimsel eğitimden ayıran temel öğe, dinci eğitimin ezbere ve dogmatizm, sadece radikal akımlara bağlı, gerektiğinde kendini inandırıldığı uğurda, sorgulamadan, araştırmadan canlı bomba olarak bile kullandıran insanlar yetiştirmekle kalmıyor, bütün toplumun araştırma, sorgulama ve bağımsız düşünme yetisini de yok ediyor.

     Türkiye'de günümüzde tam da bu doğrultuda Mili eğitimin durumu ortada. Tarikatlar ve cemaatler ilkokullara girmiş, Mili eğitimi adeta medrese eğitimi verme yolunda hızla ilerliyor. Eğer geleceğimiz gençlerimiz diyorsak; araştırmayan, sorgulamayan, İlimden, Bilimden uzak bir gençlik yaratmamak için çocuklarımıza birey olmayı vatandaş olmayı, araştırmayı öğretmeliyiz…

DİĞER YAZILARI DEVRİMCİLİK 01-01-1970 03:00 CUMHURİYETTEN ÖNCE 01-01-1970 03:00 MİLLİYETÇİLİK 01-01-1970 03:00 DİNİ ÖZGÜRLÜKLER 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE ve LAİKLİK 01-01-1970 03:00 DİN ve DİNCİ EĞİTİM 01-01-1970 03:00 DEMOKRATMIYIZ 01-01-1970 03:00 TÜRK MÜSLÜMANLIĞI 01-01-1970 03:00 DİN ve LAİKLİK 01-01-1970 03:00 TÜRKLER VE İSLAM 01-01-1970 03:00 TURANCILIK 01-01-1970 03:00 TÜRK KADINI 01-01-1970 03:00 DEMOKRATİK DEVRİM 01-01-1970 03:00 CUMHURİYET 01-01-1970 03:00 KÜRT SORUNUNUN KÖKLERİ 01-01-1970 03:00 KÖY ENSTİTÜLERİ – 3 01-01-1970 03:00 KÖY ENSTİTÜLERİ – 2 01-01-1970 03:00 KÖY ENSTİTÜLERİ -1 01-01-1970 03:00 ÇIKARLAR DEĞİŞMİYOR ABD ve DP ( Demokrat Parti) 3 01-01-1970 03:00 SANKİ GÜNÜMÜZ SİYASETİ ABD ve DP ( Demokrat Parti) 2 01-01-1970 03:00 ABD ve DP (Demokrat Parti) 01-01-1970 03:00