DİNİ ÖZGÜRLÜKLER

  İçinde bulunduğumuz 21. Yüzyılda bile biz hala toplum olarak sırf siyasilerin çıkarları, iktidarda kalmaları uğruna kendi bireysel özgürlüklerimizi bile yok sayıp birçok kavram kargaşası ile karşı karşıyayız. Oysa temel insan hak ve özgürlüklerin, inancın, özgürlüğünün temeli olan laiklik ilkesini bile tam olarak öğrenemedik.

     Maalesef siyasi yöneticiler diyor ki “Devlet laik olur, kişi laik olamaz” diyor. Devleti kim oluşturur? Bireyler, o zaman siyasiler Devlet mi oluyor? Devlet nasıl laik olur? Oysa gerçekte “birey, hangi inançta olursa olsun, laik de olabilir” Müslüman laik olmazmış, oysa tam da inanç özgürlüğünün gereği laikliktir.

     Dünyada yaşayan aynı dinden olan farklı mezheplerin, değişik ülke halklarının dinlerini yaşama biçimleri birbirinden farklı. Örneğin Aynı dinden olan Türkiye, İran, Suriye, Libya Arabistan vs. bu ülkelerde yaşayan Müslümanların dini uygulamalarının hepsi birbirinden farklı. Peki hangi ülke Aslolan, hangi ülke aynı dini, olması gerektiği gibi doğrusunu yaşıyor? Buna kim karar veriyor?

     Din mensuplarının hangi kurallara uyacağı, ne şekilde ibadet edecekleri bile tartışmalı iken, üstüne üstlük bir de devletin kuralları çatışırsa işin içinden çıkılmaz olur. Peki, ne olacak? Çözüm laiklikte. Demokrasileri tam olarak oturmuş laik ülkelerde, bir dinin ya da mezhebin uygulamaları Devlet yönetimine karıştırılmaz. Çünkü Devlet dinlerin tamamına, mezheplere, inananlara ve ya inanmayanlara her zaman aynı mesafede durur ve herkesi kanunlar önünde eşit kılar ve korur.

     Fakat asıl önemli olan ve laikliğin devreye girdiği nokta, belli bir inancın mensubunun devlet yönetimine geldiğinde o inancın mensuplarını korumasıdır. Demokrasi, laiklik, özgürlük herkesin inancını, bir siyasi görüşe ya da liderin inancına göre değil, kendi özgür hür iradesine ve inancına göre yaşamasıdır.

     Dini konularda asıl olan inanç sahibinin kendi vicdanıdır. Çünkü tüm hal ve yaşamının hesabını Allah'a kedisi hesap verecektir. İşte laiklik kişiye bu özgürlüğü tanıyor. Kişiyi mahalle baskısından korur, inandığı gibi yaşar.

     Tüm bu nedenlerden dolayıdır ki laiklik Dinsizlik değildir. Laiklik bütün inançlara ve inanmayanlara da eşit davranan bir devlet öngördüğü için, din devletinden yana olanların öne sürdüklerinin aksine, inanca karşı değildir. Tam tersine bütün inançların hepsini ve inançsızları da koruyan bir sistemdir…