SİYASET
Giriş Tarihi : 05-04-2023 15:42

Akşener kürsüden mermi attı…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Çıkmışsın; bana, 'utan, utan' diyorsun… Evet utanıyorum! Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin, zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan, ben utanıyorum!

Akşener kürsüden mermi attı…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Çıkmışsın; bana, 'utan, utan' diyorsun… Evet utanıyorum! Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin, zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan, ben utanıyorum! Küfür bulaşmış dilinden, fitne saçan sözlerinden, söylediğin yalanlardan, attığın iftiralardan, biz utanıyoruz! Milyonlarca vatandaşına düşman gözüyle bakmandan, biz utanıyoruz! Ama belli ki sen, hiç ama hiç utanmıyorsun!" dedi. İYİ Parti binasına kurşun olayında Erdoğan'ın kendisinden özür beklemesine değinen Akşener, "Recep Bey utanmasan, mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden, özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin!" diye konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nın kurşunlanmasına tepki gösterdi. Emniyet’in “saldırganın hırsız kovalarken havaya ateş açtığı” yönündeki açıklamasıyla ilgili, “Gerek fizik gerek de geometri kurallarına göre imkansız. Yani ya ifade yanlış ya da bu bekçi kardeşimiz bir aksiyon filmine özenmiş olacak, ‘mermiye falso vermiş’ ve olağanüstü bir nişancılık sergileyerek ‘yanlışlıkla’ binamızı vurmuş” diyen Akşener, kendisinden özür bekleyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da, “Recep Bey utanmasan, mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin!” dedi.

Akşener, kürsüye getirdiği mermileri de yere fırlatarak, parti grubuna seslendi.

 ‘NEYDİN, NE OLDUN RECEP BEY’

Konuşmasında öncelikle eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine dikkat çeken Akşener, şunları söyledi:

“Düşünün ki Emniyet teşkilatımız, cinayeti planlayan şahsı bir milletvekilinin evinde yakalıyor. Buna ilişkin, tutanak tutuyor. Nasıl oluyorsa oluyor, o tutanak, ortadan kayboluyor. Ve bugün, o tutanak, dava dosyasında yok. Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle devlet yönetilir mi? Hey gidi hey… Neydin, ne oldun Recep Bey? “Cesaretin sembolüyüm” diye geldin; giderayak, esaretin sembolü oldun. “Milletin adamıyım” diye geldin; giderayak, mafyaların, simsarların, kuklası oldun. Bir zamanlar, geçmiş iktidarların hatalarından, ders alırdın. Şimdiyse, kendi hatasını göremeyecek kadar kör, doğruları duyamayacak kadar da, sağır bir adam oldun. “Neredeeen, nereye?” değil mi Recep Bey? Görüyorum ki, artık sende; Ayşe Ateş’e verdiği sözü tutacak, basiret yok! Babasız kalan Banuçiçeğin, Bengüsu’nun karşısına çıkacak, yüz yok! Elindeki sınırsız yetkiye rağmen katillerden hesap soracak, cesaret ise, hiç yok! Hiç merak etmeyin! Recep Bey’in yapamadığını, biz yapacağız! Onun tutamadığı sözü, biz tutacağız! Ne olursa olsun; Sinan Ateş’in kanını, yerde bırakmayacağız! Katiller, cezasını çekecek! Azmettirenler, cezasını çekecek! Yataklık edenler, cezasını çekecek! Bu işin üstünü örtmeye kalkışanlar da, cezasını çekecek!”

‘RECEP BEY ‘GERGİNSİN’ DEYİNCE…’

“Siz sakın kürsülerde, ekranlarda, mangalda kül bırakmayan Recep Bey’e bakmayın” diyen Akşener,  “Artık o da bu seçimi kaybedeceğinin farkına vardı. Bu yüzden de son zamanlarda oldukça huysuz, aksi ve gergin… Aslında hoş görmek lazım. Sonuçta gelmekte olan hezimeti hazmetmek kolay değil. Yalnız buradan kendisine küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum: Recep Bey ‘gerginsin’ deyince, bana ve arkadaşlarıma kızmak, tehdit etmek, hakaret etmek, sandıktaki kaçınılmaz sonunu, değiştirmeyecek. Çünkü; İçinde bulunduğu bu acınası durumun, tek sorumlusu sensin sen!” diye konuştu.

‘ÇIKMIŞSIN BANA ‘UTAN, UTAN’DİYORSUN, EVET UTANIYORUM’

Erdoğan’ın kendisine yönelik “Utan, utan” sözlerine atıfta bulunan Akşener, özetle şöyle konuştu:

“Bak, tam 21 yıl oldu. Ama sen hâlâ, asgari düzeyde bir devlet insanı olamadın. Dile kolay. Koskoca 21 yıl…Kim olsa, bir şeyler öğrenirdi. Ama sen, maalesef, hiçbir şey öğrenemedin. Bir de üstüne, geçtiğimiz hafta, çıkmışsın; bana, ‘utan, utan’ diyorsun… Evet utanıyorum! Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin, zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan, ben utanıyorum! Küfür bulaşmış dilinden, fitne saçan sözlerinden, söylediğin yalanlardan, attığın iftiralardan, biz utanıyoruz! Milyonlarca vatandaşına düşman gözüyle bakmandan, biz utanıyoruz! Ama belli ki sen, hiç ama hiç utanmıyorsun! Bu yüzden de, nefret saçmaya, öfke kusmaya tam gaz devam ediyorsun.

‘SEN KUPONCU OLDUĞUNDAN VATAN TOPRAĞININ KIYMETİNİ BİLEMEZSİN’

“Hatta muhalefeti, Cudi’ye Gabar’a gömmekten bahsedecek kadar şirazeden çıkıyorsun. İnanabiliyor musunuz? Aynen böyle söylüyor. Arkadaş bizi, Cudi’ye, Gabar’a gömecekmiş… Bak Recep Bey Cudi ve Gabar senin için vatan olmayabilir. Ama bizim için Rize ne kadar vatan toprağıysa Cudi de o kadar vatan toprağıdır! Kocaeli ne kadar vatan toprağıysa; Gabar da o kadar vatan toprağıdır! Sen kuponcu olduğundan, vatan toprağının kıymetini bilmezsin. Ama biz gayet iyi biliriz. Al bayrağımızın gölgesinin düştüğü her yer, bizim için cennettir, cennet!

‘BİR ASLAN MİYAV DEDİ, MİNİK FARE KÜKREDİ’

“Değerli dava arkadaşlarım Recep Bey’in geçen haftaki, sayısız hezeyanlarından biri vardı ki, gerçekten evlere şenlik… Neymiş? Kiminle uğraşacağımı, çok iyi bilecekmişim… Neymiş? Kendisini benimle uğraştırmayacakmışım… Vay vay vay… Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi… Recep Bey! Sen hiç merak etme. Ben kiminle uğraşacağımı, çok iyi bilirim. Mesela ben kul hakkı yiyenlerle uğraşırım. Mesela ben teröristin mektubunu devletin televizyonunda okutanlarla uğraşırım. Mesela ben; Emekliden, memurdan, işçiden, çiftçiden esirgediği, milyarlarca lirayı yandaşların, rant şebekelerinin, ayaklarının seren, yağmacılarla uğraşırım. Mesela ben Milletine yalan söyleyen, milletinin sesini duymayan, üstüne de, utanmadan, saraylarda keyif çatanlarla uğraşırım. Anaları mutfakta, babaları da evlatlarına karşı, çaresiz bırakanlarla; Emekçileri, memurları, enflasyon canavarına ezdirenlerle; Vatandaşı yokluk içindeyken, faizcilere, 200 milyar lira aktaranlarla uğraşırım. Gençleri itip kakanlarla; Kadınlara, hayatı zindan edenlerle; Milletin helal aşına, ekmeğine, el uzatanlarla uğraşırım! Ve hiç kusura bakma; Sen sevsen de, sevmesen de, uğraşmaya devam edeceğim!

İYİ PARTİ BİNASINA KURŞUN: HOLLYWOOD PRODÜKSİYONLARINA TAŞ ÇIKARTACAK…

“Recep Bey’in bu tehdidinin, yansımasını hemen ertesi gün gördük. Biliyorsunuz, İstanbul İl Başkanlığımıza, silahlı bir saldırı yapıldı. Devlet ciddiyeti olan bir iktidar, böyle bir durumda, sizce ne yapar? Konunun araştırılması için, hemen harekete geçer, değil mi? Peki Recep Bey ve arkadaşları ne yaptı? Bize kızdılar. Kamera önüne geçip laf attılar. Sosyal medyadan hakaret ettiler. Neymiş efendim? İnşaat bekçisi bir kardeşimiz, hırsız kovalıyormuş. Hırsızları kaçırmak için de, havaya ateş etmiş; Ne hikmetse, kurşunlar gelmiş, İYİ Parti’yi vurmuş. Bakın siz şu işe… Allah’tan il binamız Kabataş’ta değil… Bilmeyenler için söyleyeyim; İstanbul İl Başkanlığımız, sanılanın aksine, havada değil, yerdedir. Üstelik ateş edilen yer ile, binamız arasında, belediyenin reklam panoları ile, koskoca bir E5 karayolu var. Yani; Binamızın girişi, E5’in altında kaldığı için, ateş edilen yerden, bina girişinin vurulma ihtimali, gerek fizik, gerek de, geometri kurallarına göre, imkansız. Yani; ya ifade yanlış, ya da bu bekçi kardeşimiz, bir aksiyon filmine özenmiş olacak, ‘mermiye falso vermiş’ ve olağanüstü bir nişancılık sergileyerek, ‘yanlışlıkla’ binamızı vurmuş.

‘ÖZÜR DİLEYECEĞİM ÖYLE Mİ? HADİ ORADAN BE!

“Ayrıca; İddiaya göre, bu bekçi kardeşimiz hırsızlığı engellemek için defalarca ateş etmiş. Ama ne hikmetse; bu kadar ciddi bir hadiseyi, şirketteki üstlerine bildirmemiş. Tutanak tutmamış. Polise haber vermemiş. Hatta bunları yapmadığı gibi; Üstüne de; Sanki hırsızlık hadisesi, normal bir olaymış gibi; Hırsızlara ateş etmek de, bu Teksaslı kardeşimizin, günlük rutiniymiş gibi gitmiş evine bir güzel yatıp uyumuş. Yaa… Hollywood prodüksiyonlarına, taş çıkartacak, bu fantastik açıklamanın, sonunda ise, Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş… Çünkü, kendisi çok kırılmış. Duyguları incinmiş. Rencide olmuş. Vah vah… Yazık ki ne yazık. Recep Bey utanmasan, mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden, özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin!”

AdminAdmin

Admin