BİR ŞEHİR; İKİ FARKLI SİYASET

02 Kas 2025 - 12:28 YAYINLANMA

 

Temel Karamollaoğlu’nun belediye başkanlığı döneminden itibaren Sivas Belediye Başkanlığında yapılan hizmetleri, siyasi ayak oyunlarını, makam hırslarını, koltuk sevdalarını, seçim dönemi entrikalarını görmüş, zaman zaman analiz etmiş, belediye başkanlarını en ağır şekilde eleştirmiş gazetecilerden biriyim.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu dönem kadar siyasi nezaketten uzak bir döneme asla rastlamadım.

Mahalli idareler seçimleri öncesinde başlayan nezaketsizlik seçimlerden sonra yerini hazımsızlığa bırakınca kendimi tutamıyor ve ara ara bu türden yazılar yazma gereği hissediyorum.

“En yakın rakibime 2 kat fark atacağım” kibriyle girilen seçimlerden “en yakın rakibinden 2 kat fark yiyerek” ayrılınca insanın psikolojisinin bozulması doğaldır ancak benim asıl endişem Ak Parti camiasının Sivas’taki yetkili ve etkili isimlerinin neredeyse tamamının bozuk psikolojiyle ortalarda dolanmalarının klinik bir vaka haline geliyor olmasıdır.

YARIM KALAN HİZMETLER TEKER TEKER TAMAMLANIYOR

Efendim, kendi dönemlerinde yapılan hizmetlerin açılışını Dr. Adem Uzun yapıyormuş. Paylaşımlar mealen böyle.

İşin aslı ne peki?

İşin aslı, kendi dönemlerinde başlanılan ancak bir türlü bitirilemeyen, seçim beyannamelerinde açılmış gibi gösterilen, yarım kalmış, terk edilmiş, virane hale gelmiş ne kadar yatırım varsa Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun bunları tamamlıyor ve açıyor. Üstelik her açılışa da hem olgunluk hem de nezaket göstererek tüm Ak Partilileri davet ediyor, onlara teşekkür ediyor.

Yani, “bana ne” demiyor. “Devlette devamlılık esastır” diyerek milyonlarca lira harcanıp bir türlü açılamayan yatırımları yine milyonlarca lira harcayarak hizmete hazır hale getiriyor. Üstelik bunu yaparken dönem ayrımı da yapmıyor. Hem Sami Aydın döneminden hem de Hilmi Bilgin döneminden kalan ne kadar yarım iş varsa hepsini tamamlıyor.

Şimdi düşünün; hani o “gönül belediyeciliği” denilen Ak Parti belediyeciliği gibi yapsaydı ve kendinden önce yarım bırakılan eserleri tamamlamasaydı bugün Şeyh Şamil Spor Kompleksi, Fatih Kültür Merkezi, Şeyh Şamil Sağlık Kültür ve Spor Merkezi gibi yatırımlar çürümeye terk edilir ve bir müddet sonra metruk binalar halini alırdı.

Yine istese, Aquapark, Aksu, Park City ve Kurban Pazarında olduğu gibi önceki dönem yatırımları elden geçirmeyebilir ve buraları da şehre kazandırmayabilirdi.

Şehrin kültüründe ve hafızasında ayrı bir yeri olan Sıcak Çermik’i baştan aşağı yenilemez, otel, banyo ve havuzları kaderine terk edebilirdi. Etmedi, Sıcak Çermik’teki tüm tesisler kapsamlı bir tadilattan geçirildi, kısa sürede yeniden ayağa kaldırıldı ve hatta tamamen yıkılan bay-bayan açık havuzların yapımında sona gelindi.

Osman Seçilmiş döneminde ruhsatlandırılan ve fakat sebebi tarafımca bilinen malum nedenlerden ötürü bir türlü faaliyete geçirilmeyen Tecer Taş Ocağının üretime başlamasıyla yani Başkanın tek bir hamlesiyle belediye her yıl milyonlarca lira kara geçti.

ADEM UZUN’UN FARKI NE?

Kör ve köhnemiş bir siyasi anlayışla geçmişi yok sayabilirdi. Saymadı, çünkü o zaman Dr. Adem Uzun’un da diğerlerinden bir farkı kalmaz ve bugün daha bir buçuk sene olmasına rağmen taraflı tarafsız herkesin gönlünde yer eden bir isim halini alamazdı.

Şimdi tıpkı bir televizyon dizisi izler gibi “bir şehir, iki farklı siyaset” temalı bir dizinin başlangıç bölümlerinde gibiyiz. İyiyle kötünün, güzelle çirkinin, doğru olanla yalanın başrolde olduğu uzun soluklu bir dizinin sonraki bölümlerinde nelerin olacağını merakla bekliyoruz.

İyinin, güzelin ve doğrunun attığı her adım kötüyü, çirkini ve yalanı giderek bunaltıyor. Hata üstüne hata yapmaları da işte bu yüzden. Saha da yoklar, halkın arasında değiller, bir avuç trol ordusuyla yaratmaya çalıştıkları algılar aleyhlerine dönüyor. Giderek işlerinin daha da zorlaşacağının farkındalar.

Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Muhsin-i Duruş olarak adlandırdığı ve Sivaslıların hasret kaldığı bir yönetim tarzıyla ilmik ilmik gönüllere giriyor.

Bugün Sivas’ta olan biteni izlerken insan şunu çok net görüyor: Koltuk için değil, hizmet için gelen kazanıyor.

Ve kaybedenler, aslında sadece bir seçimi değil, milletin gönlünü de kaybediyor.

ALİ FUAT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: