SİZ ALGIYLA BAŞKAN GERÇEKLE YÜRÜYOR…
Şehrin seçilmişlerinin her konuda doğru bilgi vermesi seçmene olan saygılarının vazgeçilmez gereklerindendir. Eğer bir şehrin seçilmişlerinin tamamı mesela iktidar partisinden teşekkül ediyorsa ve şehirdeki muhalefette zayıfsa söylenen her söz doğru gibi algılanır ve sorgulanmaz. Günümüz siyasetinde her şeyin algı üzerinden yürütüldüğünden dolayıdır ki, kim doğruyu söylüyor kim bizi algıyla manipüle ediyor kestirmek daha da zor hale gelmiştir.
Şimdi bu kadar uzun bir giriş cümlesine ne gerek vardı diyebilirsiniz. Lütfen az sabırlı olunuz ve bundan sonra yazdıklarımı daha dikkatlice okuyunuz.
Aylar önce benzer bir yazı kaleme almış ve Sivas’ta akademisyen bir belediye başkanının işinin zorluğundan bahsetmiştim.
Kurulan, devam eden ve hiç sorgulanmayan bir sistemin üzerine “ben bedeli ne olursa olsun hep doğruları söyleyeceğim, bana güvenip seçen halkıma asla yalan söylemeyeceğim” anlayışında olan Sivas Belediye Başkanının geride kalan 1 buçuk yılda ortaya koyduğu performans rakiplerinin uykularını kaçıracak cinsten.
Haliyle gece uykusuz kalanların gündüz hata üstüne hata yapmaları da kaçınılmaz oluyor.
Mesela 13 Temmuz 2021 yılında imzalanan Pusat Özen İsale Hattı projesiyle Sivas’ın su ihtiyacının tamamen bitirileceğinin iddia edilmesi ancak 2 milyar 555 milyon liraya mal edilen projenin finansmanının Sivas Belediyesi tarafından karşılanacağının gizlenmesi normal karşılanabiliyor. Aralık 2025’e kadar projenin 85 milyon liralık ilk taksitinin ödenmesinin gerektiğini yerel iktidar değişmemiş olsaydı bizler asla bilemeyecektik.
Benzer bir durum geçtiğimiz hafta temeli atılan Koç Regülatörü için de geçerli. Pusat İsale Hattının yetersizliğini gören ve alternatif arayışlarla göreve geldiği yılın hemen Ağustos ayında DSİ Genel Müdürü ile görüşüp DSİ Genel Müdürlüğüne resmi yazı ile Koç Regülatörü Projesinin önemini ifade ederek DSİ’yi harekete geçiren Dr. Adem Uzun Koç Regülatörü yapım işinin 2026 yatırım programına dahil edilmesine vesile oldu. Bu konuda ciddi bir kamuoyu oluşturarak iktidar vekillerini dahi harekete geçirdi.
Projenin bugün itibariyle parasal değeri 1 milyar lirayı buluyor. Bu 1 milyar liranın hükümetimiz tarafından karşılanacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ancak tıpkı Pusat Özen İsale Hattında olduğu gibi proje tamamlandığında fatura yine Sivas Belediyesine kesilecek ve belediye kendi kaynaklarıyla bu yatırımı finanse etmiş olacak. Belediye demek Sivas Halkı demek olduğuna göre fatura yine bize çıkarılacak.
Belediye Başkanının ısrarları ve onu seçen seçmeyen tüm Sivas halkının parasıyla yapılan hizmetin algı yönetimini ise iktidar vekilleri yapacak. Telefonlarınıza mesaj gelecek ve Sivas’ın su sorununun halledildiği müjdelenecek.
Gerçek ne peki?
Gerçek her iki projenin yaklaşık 5 milyarı bulan geri ödemesinin belediye tarafından yani bizim tarafımızdan karşılanacak olması.
Örnekler artırılarak çoğaltılabilir. Belediye Başkanının çabalarını görmezden gelmek, hafife almak, değersizleştirmek siyaseten doğru bir yöntemmiş gibi düşünülebilir. Ancak bu düşünce günümüz şartlarında geçerliliğini yitirmiş, yukarıda verdiğimiz su örneğinde olduğu gibi geri dönüşü aleyhte olan bir propagandadan öteye geçemez hale gelmiştir.
Sivas su fakiri şehirlerdendir, Belediye Başkanı bu gerçeği görmüş, daha ilk günden bilimsel metotlarla nasıl bir çare bulabilirimin derdine düşmüştür. Suyun verimli kullanımından, kayıp kaçak oranının azaltılmasına, bilinçli tüketimden yeni kaynak arayışlarına kadar yapılan her çalışma halkın refah ve mutluluk hanesine artı olarak yazılacaktır. Gerisi, Başkan’ın gözünde teferruattan ibarettir.
Şimdi en başa dönelim ve algıyla gerçek arasındaki farkı yeniden düşünelim. Bir şehrin seçilmişleri her geçen gün daha fazla algıya ihtiyaç duyuyorlarsa bir yerde bir şeylerin onlar açısından ters gidiyor olmasındandır. İşin en acı olan tarafı ise onlara ters gelenin Sivas’a iyi geliyor olmasıdır.
Dr. Adem Uzun Sivas’a iyi gelmiştir, iyi ki gelmiştir…