EĞİTİM
Giriş Tarihi : 07-03-2024 10:51

6 Şubat 2023 İkiz Depremleri Sonrası Sivas

 Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı’nda görevli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan Şevki Kavak, 1-7 Mart Deprem Haftası’na yönelik açıklamalarda bulundu.

6 Şubat 2023 İkiz Depremleri Sonrası Sivas

Ülkemiz dünya üzerinde bulunduğu konumu itibariyle deprem açısından en aktif bölgelerden birisi olarak nitelenebilir. Kuzey, Doğu Anadolu Fay Zonları ile Ege Graben Sistemi ve Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı başta olmak üzere Türkiye sınırları içinde deprem üreten yaklaşık 500’e yakın diri fay yer almaktadır. Bu yönüyle de depremler, afete neden olan sonuçlarıyla sahip olduğumuz coğrafyanın kaçınılmaz bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Ekinözü ilçeleri odak olmak üzere 6 Şubat 2023 günü birbirini yaklaşık 12 saat arayla izleyen 7’den büyük iki deprem sonrası etkilenen 11 ile ek olarak, Sivas da deprem bölgesinden kuzeye doğru yüklenen stres transferi nedeniyle özellikle Gürün ilçesi olmak üzere dikkat edilmesi gereken bir bölge haline getirmiştir.

 

 Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı’nda görevli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan Şevki Kavak, 1-7 Mart Deprem Haftası’na yönelik açıklamalarda bulundu.

 

Yaptığı açıklamada Prof. Dr. Kavak, “Ülkemiz, deprem üretebilecek diri faylarla çevrili olduğu belgelenmiş ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından haritalanmış durumdadır. Hem üniversitelerdeki diğer araştırmacılar hem de kendi ülkelerinde benzer davranıştaki fayları inceleyen dünyanın farklı bölgelerinden gelen yer bilimciler bu depremlere neden olan fayları incelemekte olup, sonuçları da saygın bilimsel dergilerde halen yayımlanmaktadır. Ayrıca yer bilimleri hakkında çalışmaların olduğu Türk Üniversiteleri de bölge hakkında ayrıntılı değerlendirme raporlarını yayımlamıştır. Araştırmacıların ilgi alanı özellikle, 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra bölgedeki fayların hareket mekanizmalarının nasıl olduğu ve birinci depremi oluşturan fayın ikinci depremi oluşturan faya stresi transfer ettiği üzerinedir. Bu stres transferi bir anlamda bizimde içinde bulunduğumuz Sivas il sınırları ve civarını da halen etkilemektedir.” dedi.

 

Yaşanılan depremlerinin ardından Sivas’ın güneyindeki sismik hareketliliği değerlendiren Prof. Dr. Kavak, “Özellikle 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra güneyden başlayarak bir stres transferinin Gürün’den başlayarak kuzeye doğru etkin olduğunu söyleyebiliriz. Sivas il sınırlarını etkileyen diri faylardan ilki Koyulhisar, Suşehri, Gölova ve Akıncılar ilçelerinden geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu’dur. Ancak bu bölgede şimdilik sismik bir etkinliği yoktur. Bu zonu etkileyebilecek 7 üzerindeki bir depremin Erzincan-Bingöl arasındaki Yedisu ve civarındaki sismik boşlukta olabileceği ifade edilmektedir. Diğer önemli bir diri fayımız ise Altınyayla civarından geçerek güneybatıda Kayseri’ye, doğuda Tecer’e kadar uzanan Deliler Fayı’dır. Deliler Fayı’nın, Tecer Fayı ile birleşerek Divriği’ye doğru giden ayrı bir fay zonunun da deprem üretebileceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

 

Konuşmasında Kahramanmaraş depremlerinden en fazla etkilenen Gürün ilçesi için ayrı bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Kavak, “Burada en önemli konulardan birisi Kahramanmaraş depremlerinden sonra özellikle Gürün civarında birikmeye başlayan stres transferidir. Gürün ve civarı etkileyebilecek diri faylar Sarız, Ayvalı, Gürün ve Beyyurdu Fayı olarak söylenebilir. 6 Şubat’taki ikinci deprem sonrasındaki stres transferi özellikle Beyyurdu fayından başlamak üzere kuzeye doğru bölgede önemli bir stres birikimine yol açabileceği yapılan çalışmalarda görülmektedir.” dedi.

 

Sivas kent merkezi içinde açıklama yapan Prof. Dr. Kavak, “Kahramanmaraş depremlerinin kent merkezinde gevşek alüvyon birimlerinin bulunduğu Kızılırmak’ın yatağına yakın olan özellikle Kardeşler Mahallesindeki binalarda önemli sıkıntılar yaratabildiğine dair kanıtları bize gösterdi. Özellikle o bölgelerde yaşayan insanların zemindeki su çıkışları ile birlikte binaların temelinde korozyonun neden olduğu sıkıntıları göz önüne almasında ve binalarını kontrol ettirmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.

 

Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Kavak, “Son 11 milyon yıldan uzun bir süre ülkemizin bulunduğu Arap ve Avrasya plakaları arasındaki bu etkileşiminin sonuçlarını güncel olarak yaşamaktayız. Özellikle son 11 bin yıl civarında stres birikimlerinin yarattığı periyotlarla ortaya çıkan bu depremlerin önümüzdeki dönemde de süreceğini söylemekte fayda var. Birçok yer bilimcinin ifade ettiği gibi deniz içinde ve paleosismolojik çalışmaların sonuçlarından görülüyor ki ülkemizde başta Marmara Denizi’nde 7.2 ve üzerinde büyük depremler bekleniyor. Marmara Bölgesi’nin özellikle İstanbul başta olmak üzere bölgenin hazırlanması geldi de geçiyor. Kahramanmaraş depremlerinin ardından geçen süre içerisinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde de diğer diri fayların neden olduğu depremleri izleyebiliyoruz. Bu açıdan tekrar etmek lazım ki ülkemiz diri fayların ve jeolojik olayların etkisinde yüzyıllar sonra da kalmaya devam edecek. “ dedi.

 

AdminAdmin

Admin