Cumhuriyet de Bizim, Osmanlı da

29 Eki 2025 - 09:06 YAYINLANMA

 

Biz Türklerin tarihi, tam olarak başlangıcı bilinmese de yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişe dayanıyor. İslam’la tanışmadan önce de Mete Han’dan bu yana savaşçı, adil, korkusuz, disiplinli ve merhametli bir millet olarak dünya tarihinin her döneminde iz bıraktık.

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde, “Türkler size dokunmadıkça siz Türklere dokunmayın. Zira benim dinime en çok onlar hizmet edeceklerdir.” buyurmuştur. Nitekim Türk milleti, bu sözün tecellisi olarak altı asırdan fazla bir süre boyunca İslâm’ın sancaktarlığını yapmış, adaletiyle mazlumun yanında olmuş, İslam’ı dünyanın dört bir yanına taşımıştır.

 

Tarih boyunca 16 büyük devlet kuran bu millet, 17’ncisini Türkiye Cumhuriyeti adıyla ilan etmiş ve biiznillah kıyamete kadar da var olacaktır.

 

Son bin yıllık tarihimize bakıldığında; Selçuklu, Moğol zulmüne karşı mazlumun sığınağı olmuş, Osmanlı ise Bizans’ın zulmünü yıkarak insanlığa nefes aldırmıştır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek sadece bir çağ kapatıp yeni bir çağ açmamış; aynı zamanda Peygamber müjdesine nail olmuş bir lider olarak tarihe geçmiştir.

 

Osmanlı’nın son dönemlerinde zayıflayan imparatorluk, birer birer toprak kaybederek Anadolu yarımadasına sıkışmıştı. Tam da bu esnada, iç ve dış düşmanlar bu topraklardan da bizi söküp atmaya çalışırken, bu milletin bağrından bir Osmanlı subayı çıktı: Mustafa Kemal Atatürk.

 

Erzurum, Sivas ve Amasya’da düzenlenen kongrelerle bir milletin yeniden dirilişine öncülük etti. Halkı örgütledi, topyekûn bir kurtuluş mücadelesi başlattı ve sonunda düşman işgalini sona erdirerek bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

 

Unutulmamalıdır ki, milyonlarca kilometrekare toprağı Atatürk kaybetmemiştir; aksine, daha fazlasının kaybedilmesine izin vermemiştir.

 

Bugün geldiğimiz noktada, kimimiz Osmanlı’yı “kardeş katili” gibi ağır ithamlarla suçlarken, kimimiz Atatürk’ü “dini hassasiyetleri zayıf” olmakla eleştiriyoruz. Oysa tarihe bakarken her dönemi kendi şartları içinde değerlendirmek gerekir.

 

Sonuç olarak; Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir.

Bizim vazifemiz, şanlı tarihimize kara çalmak değil, geçmişten bugüne kendi değerlerimize sahip çıkmaktır.

 

Bir şiirimde şöyle demiştim:

 

> Fatih’tir senin atan, Atatürk yine öyle,

Beş yüz seneden beri soy ağacıdır böyle,

Sen yine çık dağlara, çık da türkünü söyle,

Şucu bucu derseler, kafana takma oğul.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin 102. yılını kutluyor, bu aziz milletin kıyamete kadar şanlı bayrağımızın gölgesinde hür ve onurlu yaşamaya devam etmesini diliyorum.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: