EN FAZLA ÜÇ KUŞAK

 Evet bir insan kaç yıl yaşayabiliyor. Kaç nesil kuşak görüyor. Milyonda bir 110 yaşını, milyonda bir 115 yaşını görebiliyor. Ölen öldürülen çocukları, gençleri, daha hayatının baharında ölen insanları söylemiyoruz. Ortalama yaşlılıktan ölenler 80 ila 95 yaş arası yaşayabiliyorlar. Ecel genç yaşlı, çocuk demiyor. Herkesin ölüm zamanı, yeri ve şekli farklıdır.

Kaderden kaçılmaz elbette. Kimin ne olacağını ömrünü nerede ne zaman nasıl tamamlayacağını yaratan bilir. Kimsenin yarına çıkmaya garantisi yok. Bu bilgi dip not bir beynimizin kenarında dursun.

Şöyle bir düşünün kaç yaşındasınız. Kendinize kaç yıl ömür biçiyorsunuz. Şimdiki halinizi, yarın kaç çocuğunuz olacağını, bu çocukların büyüyüp evleneceğini ve onların çocuklarını. Daha ilerisini görebiliyormusunuz. Ben söyleyeyim hayır daha ilerisi yok. Çoğunuz ben o yaşa gelebilecekmiyim ki diyorsunuzdur. Bunu Allah bilir.

En çok yaşayanlara bakın hatta türküsü bile var ‘’ çok yaşayan yüze kadar yaşıyor’ ’diyor ozan. Sizin en fazla kendi neslinizden birinci kuşak sizsiniz. İkinci kuşak sizin çocuklarınız üçüncü kuşak torunlarınız. Peki kaç kişi torununun çocuğunu hatta torununun torununu göreme şansını yakalayacak. Dördüncü kuşağı görebilecek. Ama asla göremeyeceği beşinci kuşak. Dördüncü ve beşinci kuşağı görebilmek Allah’ın bir lütfudur. Mucizedir.

Kısacası en çok yaşayanın üç kuşak görmelik bir ömrü var. Daha ötesi yok.

Şimdi geriye bir bakın. Kimler gelmiş kimler gitmiş. Neler yapmışlar, yanlarında neler götürmüşler. Kim nasıl hatırlanıyor. Nasıl anılıyor. İnsanoğlunun varoluşundan bugüne milyarlarca insan doğmuş ve ölmüş bu döngü dünya yok olana kadar kıyamete kadar devam edecek. Bir taraftan doğacak ne kadar ömrü varsa yaşayabilecekse yaşayacak ve sonunda ölecek.

Bazı gençler yaşlılara karşı saygısız ve irdeleyici davranışlar gösteriyor. Onlara acaba sen onun yaşına gelebilecekmisin, onun yaşadığı dönemi geçmişi yaşayabilecekmisin? Her insanın kendine göre bir yaşanmışlığı hayat tecrübesi başarı ve başarısızlığı vardır. Bu yaşanmışlıklar dünden gelen yarını aydınlatan ışık gibidir. Size düşen ise o ışığın gücünü ayarlamak aydınlatma alanını düzenlemektir. Dünün ışığının gücünü bugüne ve yarına taşırken gerekli düzenlemeleri yapmaktır. Yanlış gördüklerinin üzerini çizebilir hataları düzeltebilirsin. Yeter ki dersini almış, ödevini yapmış iyi çalışmış ol.

Hayat bir okul bizler öğrencisiyiz. Diğer okullardan farkı sınavı önce yapıyor sonra ders veriyor. Şimdi soru/yorum?

Gözünü bir avuç toprağın doyurduğu insanların bu kadar açgözlü olmasına, çalıp çırpmasına, zulmetmesine değer mi? Dünya senin de olsa yiyebildiğin midenin aldığı kadardır. Oda doktorlar yasaklamazsa. Ne garip zengin diyet yapar hastalıktan yiyemez fakir bulamadığı için yiyemez. İnsanların karnı doysa gözünü doyuramıyoruz. Yaşayabilirse kendisi ile beraber en fazla üç kuşak görebildiği bu yalancı dünyadan giderken kendisinin heybesinde götürebildiği sadece amel defteri. Artık ömrü boyunca ne yazdırdı ise. Ödülü de cezası da orada. Ve orada sayısını bilmediği kuşakları görecek ve kendinden sonra gelecek kuşakları bekleyecek.

Yeter ki unutmayalım bu dünyada görebilirsek sadece üç kuşak…