DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Resul TOPRAK
Resul TOPRAK
Giriş Tarihi : 26-02-2024 11:12

ŞAİR İSMAİL SAFA

ANARIM İSMİNİ, AĞLAR YANARIM, SIZLANIRIM

Anarım ismini, ağlar yanarım, sızlanırım

Dem olur kendi gözümden seni ben kıskanırım.

Görecekler, sevecekler, kapacaklar sanırım

Dem olur kendi gözümden seni ben kıskanırım.

 

Âh gördüm, hele gördüm yine rüyada seni

Görebilsem ne olur böyle alelade seni

Görmesin kimse derim ben göreyim sâde seni

Dem olur kendi gözümden seni ben kıskanırım

 

Seni gördüm de hayatımda safâlar gördüm

Senden ayrı yaşamaktan iyidir bence ölüm

Başkasıyla seni görmek ölümümdür ölümüm

Dem olur kendi gözümden seni ben kıskanırım.

                                 

                                                       “İsmail SAFA”

 

             Şair İsmail SAFA ile tanışmamız Sivas’a gelen misafirimi tarihi yerleri ve camilerimizi gezdirirken, Ali Ağa Camisini gezdirdikten sonra caminin kıble tarafında bulunan mezarlığı misafirime göstermek ve orada kabri olanlara bir fatiha okumak, Şair İsmail SAFA ‘nın kabrini de ziyaret ederek ayrıldık.

Bunun üzerine araştırma yaparak Şair İsmail Safa’yı tanımaya, tanıtmaya ve hatırlatmaya ilk olarak Peyami SAFA “Peyami Safa, 02 Nisan 1899’da İstanbul’da doğdu, 15 Haziran 1961’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Psikolojik romanlarıyla tanınan Peyami Safa, şair İsmail Safa‘nın oğludur. Babası Sivas’ta sürgünde yaşamını yitirdi. Yoksulluk ve 9 yaşında yakalandığı kemik veremi nedeniyle düzenli bir eğitim almadı. Bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. Posta Telgraf Nezareti’nde memur olarak çalıştı. 1914-1918 arasında öğretmenlik, 1918-1916 arasında gazetecilik yaptı. Hayatını yazıları ile kazandı”    ile yakınlığını araştırırken babası olduğunu öğrenince daha derinlemesine araştırdım nasıl ki baba oğul bu kadar benzerlik olur mu, yakalanılan hastalık erken yaşta hayata atılma ilk memuriyet ikisin de Telgraf Nezaretinde başlamaları v,s. bunlar benim daha çok ilgimi çekti fakat sizlerle kısa olarak Şair İsmail SAFA’ nın hayatı ve birkaç eserini hatırlatmak, ileri ki günlerde mart ayında hem doğum hem de ölüm yıl dönümü .

 “DOĞUMUNUN:21 MART 1867-157. YILI

      ÖLÜMÜNÜN:24 MART 1901-123. YILI”

 

ŞÂİR-İ MÂDER-ZÂD İSMAİL SAFA

Şâir-İ Mâder-Zâd (Anadan doğma Şair)
Şair-i kavâfi-pîrâ" (Kafiyeleri süsleyen şair)

                                 Muallim Naci

İsmail Safa (21 Mart 1867, Mekke - 24 Mart 1901, Sivas), Türk şair, yazar, eleştirmen. Yazar Peyami Safa'nın babasıdır. Zaman zaman "Kâmil" takma adıyla da şiir ve yazılar yazmıştır.

HAYATI

19. yüzyıl şairlerinden olan İsmail Safa, Türk edebiyat tarihindeki "Tanzimat" ile "Servet-i Fünûn" dönemleri arasındaki kuşaktandır. Dedesi Trabzonlu bir tacir olan İsmail Efendi, babası ise şiirler de yazmış olan Mehmed Behçet Efendi'dir. Anne tarafından aile soyu Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin'e kadar ulaşan İsmail Safa, babasının görevi sırasında 1867'de Mekke'de dünyaya geldi.

Annesini altı yaşında, babasını ise on bir yaşında kaybetti. 1878'de kardeşleri ile birlikte Mekke'den İstanbul'a geldi. Aile büyüklerinin yardımıyla, erkek kardeşleri Ahmed Vefa (1869-1901) ve Ali Kâmi Akyüz (1871-1945) ile Darüşşafaka'ya kaydedildiler. Okulda başarılı bir öğrenci olmasına rağmen, bir yandan öksüz olmanın getirdiği hüzün, diğer yandan kardeşlerinin kendisine yüklediği sorumluluk, o yılların sıkıntılar içinde geçmesine neden oldu.

1886 yılında Darüşşafaka'yı bitirerek Evkaf Nezareti'nde bir memuriyete girdi. Az bir zaman sonra da İstanbul Telgrafhanesi muhabere memuru oldu, 1887 yılında da 'Mekteb-i İdâdî-i Mülkî' son sınıf edebiyat öğretmenliğine getirildi. Ardından 1890 yılında Meclis kaleminde göreve başladı. Bu arada 1893 yılında veremden ölen ilk eşi Refia Hanım'ın kaybı, şairi derinden etkiledi.

İkinci evliliğinin hemen sonrasında, 1895'te bu defa kendisi verem hastalığına yakalandı. Doktorların önerisi ile Midilli'ye hava değişimine gitti. İstanbul'a dönüşünde hastalığının iyileştiği düşüncesindeydi.

İsmail Safa, II. Abdülhamid baskısına cephe alan o dönemin aydınlarındandır. Kendi görüşünde olan Ubeydullah Bey, Hüseyin Siret, Tevfik Fikret, Abdullah Cevdet gibi arkadaşlarıyla sık sık toplantılar yapıyordu. O günlerde yazdığı "Ey Halk Uyan" ve "Sultan Hamid'e" adlı şiirleri büyük ilgi, bir o kadar da tepki uyandırdı. Diğer arkadaşları gibi o da, devlet yönetimi tarafından devamlı gözaltında tutuldu.

Sonunda 29 Nisan 1900 tarihinde Sivas'ta bir anlamda sürgün olarak bir göreve atandı. Bu yaşamın getirdiği sıkıntıların üzerine şair, o tarihlerde kızları Selma ve Ulya'yı kısa aralıklarla kaybeder. Acılarını ilk eşinden dünyaya gelen Selâmi, ikinci eşinden dünyaya gelen İlhami ve Peyami ile dindirmeye çalışır.

Bu sıkıntılar üzerine hastalığı yeniden ortaya çıkar ve 24 Mart 1901 tarihinde Sivas'ta vefat eder. "Garipler Mezarlığı"'na gömülür. Ancak, sonraki yıllarda, bir dönem Sivas milletvekilliği yapmış olan Ziya Başar'ın çabalarıyla cenazesi Garipler Mezarlığı'ndan alınarak, Paşa Camisi Mezarlığı'na aktarılır. Bir süre sonra bu defa Paşa Camisi'nin yıkımına karar verilmesi ile, aynı yıllarda Sivas Lisesi'nde öğretmenlik yapmakta olan, halkbilimci Eflatun Cem Güney'in çabaları ile cenazenin yeri ikinci defa değiştirilerek Ali Ağa Camisi Mezarlığı'na gömülür.

Muallim Naci’nin “Şair-i maderzad” (anadan doğma şair) dediği İsmail Safa içli şiirleriyle Tanzimat’tan Servet-i Fünûn dönemine geçiş dönemi şairlerinden sayıldı.

 

 

 

 

 

 

Eserleri

Şiir kitapları

Sünühat (1889)

Huz mâ Safâ (1891)

Mağdûre-i Sevdâ (1891)

Mevlid-i Peder-i Ziyâret (1895)

Mensiyyât (1896)

Hissiyât (Ölümünden sonra, 1912)

İntâk-ı Hakk'ın Tahmisi (Ölümünden sonra, 1912)

Edebi eleştiri kitapları

Mülâhazat-ı Edebiyye (1897)

Muhâkemât-ı Edebiyye (Ölümünden sonra, 1913)

 

Çeviri kitabı

Vehâmetli Sevdâlar (Kardeşi Ahmed Vefa ile birlikte, Emmanuel Gonzales'ten çeviri)

 

ÂH

1       Hudâ bilir ki aşkının cehennemi azabı var

          Yakar, yıkar gönülleri belâlı ızürâbı var

2        Güneşde varsa câzibe senin yüzünde yok mudur

          Cemâline gönül gibi cihanın incizâbı var

3        Seherde kalbime doğan cemâlinin hayâlidir

          Cihân-ı kalbimin aman ne parlak âftâbı var

4        Ziyâ-yı mihri setr eden siyâh sehâbı andırır

          Cemâl-ı tâb-dânnın bir incecik nikâbı var

 5      Leyâli uykusuz geçen zavallı sâde ben miyim?

          Felekde hangi âşıkın Safâ, huzûr u hâbı var?

 

 

ÂH (Günümüz Türkçesi)

1.   Allah bilir ki aşkının cehennemi azabı var,

 Gönülleri yakar, yıkar belâlı ıstırabı var.

      2.   Güneşte çekicilik varsa senin yüzünde yok mudur?

            Güzelliğin gönüle nasıl cazib geliyorsa, cihana da çekici gelmektedir.

      3.   Seher vaktinde kalbime doğan güzel yüzünün hayalidir.

            Kalbimin cihanının aman ne (kadar) parlak güneşi var.

      4.     Parlayan güzel yüzünün güneş ışıklarını örten siyah bulutu andıran

            İncecik bir peçesi var.

      5.    Geceleri uykusuz geçen zavallı yalnız ben miyim?

            Ey Safa, dünyada hangi âşığın huzuru ve uykusu vardır?

 

ÂH MEKKE

1         Ey Kabe matâf-ı enbiyâsın! Ey Kabe medar-ı evliyâsın!  Ey Kabe matâfsın yegâne Sükkân-ı zemîn ü âsmâne Zahirde eğerçi bir binâsın Reşk-âver-i Cennet-i alasın Kudsiyyetine olur mu pâyân? Bir beyt-i muazzam-ı Hudâsın

2         Bir beyl-i Hudâ'dır ol hafâ-gâh. Esrârına kimse olmaz agâh Mahkûk hayâli, şekli kalbe Mersûm bu Kabe’ye o Kabe.Hep nûr -ı siyeh midir nedir âh!.Ol şekl-i mehîb-i Kabetullâh Mehcûr olalı dokuz yıl oldu Sad hayf.Hezâr kene eyvah!

3         Ey hayme-nişîn kabileler siz.Olmuşsunuz öyle derbeder siz. Tenhâ dereler, garîb çöller Elbette size kifayet eyler Hep olduğunuz cihetle yersiz. Mahzun oluyorsanız eğer siz Mesudsunuz şunu bilin âh İndimde benim cihan değersiz

 4        Üftâde-i şûriş-i gavâil, âlâyiş-i dünyevîye mâil Olmak medeniyetin esâsı! Hayfâ ki esîr eder bu nâsı; îcâd olunur nice rezâil. Olmaz bedevî o hâle kâil Malûm değil o zümreye hiç Arz eylediğim gibi mesâıl

 5         Ey cilvegah-i ilâh Mekke... Ey âleme kıble-gâh Mekke... Oldum gam-ı firkatinle pür-ye's . Oldun bana çünkü maskat-ı re's Gelmekde hayâle gâh Mekke. Tütmekde gözümde âh Mekke Ümmîd ederim olaydı bari Son demde bana penâh Mekke

 6        Bilmem nedendir ihtirâzım. Olsam ne olur Hicaz'a âzim Bedbaht! Hemen bu çille dolmaz Kısmet yok ise o mümkin olmaz Pek doğru sözüm yalan ne lâzım. Müştâk-ı arâzî-i Hicazım Ben Mekke’ye gitmek isterim ben ya Rab buna münhasır niyâzım

7        Mehdimdir o bence mu’teberdir. Her makberi câlib-i iberdir Bir yer ki o hâtırımda hâlâ Bir yer ki o: Cennet-i Muallâ. Bir yerki o mevlidim o yerdir. Bir yer ki o: Medfen-i pederdir, Şimdi şu benim tahassürümden Şerhtim demem ki bî-haberdir.

 8        Gözler nihânî? Giryân görüyorsunuz cihanı Bir ebr-i bahar gördü müydü Kalbin yine canlanır ümîdi Guya kı Hicaz iken mekânı. Tayyetmiş o dûd-ı âsmânî Sen Mekke'de kaldın ey peder âh Sen hâksin ey cihân-ı fâni

9         Hülyama gelir hayâl-i Mekke. Ruyâma girer misâl-i Mekke Ey Mekke'de gezdiğim o feyfâ Yakdın beni hasretinle hayfâ Âlîsiniz ey cibâl-i Mekke. Kudsîsiniz ey mahall-i Mekke Âciz kalacaksın ey Safâ sen Tasvir olunur mu hâl-i Mekke

 10      Gâhî geliyor hayâle Tâif. Pek hoşdur o mecma’-i letâif Çıkmaz hele hatırımdan asla Ol Şûbre, Selâme, Leyye, Mesnâ Elbette olur bu hâle vâkıf. Koynunda yatan o zât-ı ârif Ey Medfen-i pâk-i İbn-i Abbâs! Ey mesken-i câmiü'l ma'ârif!

 11      Eyvah ki bilmiyor idim ben. Mes'ûd imişim meğer sabiyken Şen geçdi o devre-i hayâtım Ruşen görünürdü kâinatım Geçmez mi hayât bence pek şen? Olmaz mı bu kâinât rûşen? Mevcûd idin ey peder cihanda Bir vakt idi ber-hayât idin sen!

12        Geçmişlerimi tezekkür etsem. Mâzîyi biraz tefekkür etsem Hep karşıma sen gelir gidersin .Bâlâlara yükselir gidersin Her hâlini tek tahattur etsem. Andıkça seni teessür etsem Her şeb bana hâbda görünsen Ta’dîl-i gam-ı tahassür etsem.

 (Huz Mâ Safâ, s.87-92.)

 

 

ÂH MEKKE “Günümüz Türkçesi “

1. Ey Kabe, peygamberlerin tavaf etliği yersin. Ey Kâbe, evliyaların tavaf ettiği yersin. Ey Kâbe, gökyüzü ve yeryüzü sakinlerinin tavaf ettiği tek yersin. Gerçi görünürde bir binasın. Cennet-i âlâyı kıskandıracak (kadar güzel bir yersin). Kutsallığına son olur mu? Allahın ulu bir evisin.

 2. O gizlenme yeri, bir Allah evidir. Sırlarını kimse bilemez. (Kabe'nin) hayali ve şekli kalbe çizilerek kazınmıştır. Bu Kâbe'ye (kalbe) o Kâbe resmedilmiştir. Kâbetullah'ın o heybetli şekli hep siyah nur mudur nedir âh!.. Ayrılalı dokuz yıl oldu yüzlerce binlerce eyvah.

 3. Ey çadırda oturan kabileler, siz öylece derbeder olmuşsunuz. Tenha dereler, garip çöller size yeter. (Eğer siz), hep yersiz (yurtsuz) olduğunuz için hüzünleniyorsanız şunu bilin ki, siz mutlusunuz. Bana göre dünyanın hiç bir değeri yoktur.

 4. Dertlerin, sıkıntıların keşmekeşliğine düşmek ve dünyaya ait gösterişlere meyletmek medeniyetin esası olmuştur. Ne yazık ki, bu (durum), insanları köle yapar. Birçok rezillikler, icad edilir, bedevi o durumlara boyun eğmez (razı olmaz). Anlattığım meselelerin hiçbirini arz ettiğim şekliyle bedeviler bilmezler (onlar bu tür meselelerden haberdar bile değillerdir).

5. Ey Allahın tecelli ediği (yer olan) Mekke! Ey âleme kıble olan Mekke! Senin ayrılığının üzüntüsüyle ümitsizliğe düştüm çünkü sen benim doğduğum yersin. Mekke, bazen hayalime gelmekte. Ah! Mekke, gözümde tütmekte. Ümit ederim ki, Mekke son anımda bari bana sığınacak yer olsun.

 6. Bilmem ki çekinmem nedendir? Hicaz'a gitsem ne olur. Bedbaht, bu çile hemen dolmaz. Kısmet yok ise Hicaz'a gitmek mümkün olmaz. Yalana ne gerek var, sözüm pek doğrudur ve ben Hicaz topraklarının âşığıyım. Ben Mekke'ye gitmek isterim. Ya Rab, özellikle bu dileğimin gerçekleşmesini niyaz ediyorum.

7. O (Mekke), doğduğum yerdir (beşiğimdir) ve bence değerlidir. Orası Cennet-i Muallâ'dır. Bir yer ki, orası doğduğum yerdir. Orası (Mekke), babamın mezarının bulunduğu yerdir. Şu benim özlemimden merhum (peder) habersizdir diyemem.

 8. Gözler! Bu gizliden gizliye ağlayış nedir? Cihanı ağlayarak (ağlayan gözlerle) görüyorsunuz. Bir bahar bulutu görünce kalbin ümidi yine canlanır. Gûya, o dumanın (pederin ruhu) mekânı Hicaz iken gökyüzünü dolaşıp (buraya gelmiş). Ey baba, sen Mekke'de kaldın âh. Ey fani dünya sen de topraktan ibaretsin.

9. Mekke'nin hayali hülyama gelir. Mekke'nin misali rüyama girer. Ey Mekke'de gezdiğim o çöller, eyvah beni hasretinizle yaktınız. Ey Mekke’nin dağlan yücesiniz. Ey Mekke'nin semtleri kutsalsınız. Ey Safa, sen (Mekke'yi tasvir etmekle) aciz kalacaksın; hiç Mekke'nin hâli tasvir olunur mu?

10. Bazen Taif hayale geliyor. O güzelliklerin toplandığı yer pek hoştur. Hele Şûbre, Selâme, Leyye ve Mesnâ asla hatırımdan çıkmaz.  Koynunda yatan o irfan sahibi (muhterem) kişi elbette bu durumu anlar. Ey ibn-i Abbas'ın temiz mezarı! Ey bilgilerin toplandığı ev!

11. Meğer ben çocukken mutluymuşum; ne yazık (o zamanlar) bunun farkında değildim. Hayatımın o dönemi (çocukluk yılları) şen geçti. Kâinat bana parlak görünürdü. Hayatım (yeniden) şen, şakrak geçmez mi? Kâinat (bana yine) parlak görünmez mi? Ey baba, sen bir zamanlar hayatta idin, dünyada yaşıyordun.

12. Geçmişlerimi ansam, geçmişimi biraz düşünsem, karşıma hep sen gelir gidersin, yükseklere çıkar kaybolur gidersin. Tek (hiç olmazsa), her hâlini hatırlasam ve seni andıkça üzülsem, her gece bana rüyada görünsen de senin özlemin sebebiyle duyduğum üzüntüyü (bir an) gidersem.

 

Kaynak: Alâattin KARACA, ŞÂİR-İ MÂDER-ZÂD İSMAİL SAFA, Kültür Bakanlığı, 1990, Ankara

         Şair İsmail SAFA ‘yı hatırlatmak Şairler, Aşıklar, Ozanlar şehri Sivas’ın bağrında yatmakta sen rahat uyu.  Ölümünün 123 yılında rahmetle anıyorum. Sivas’ın bir parçası ve değeridir Şair İsmail SAFA.

Saygılarımla.

NELER SÖYLENDİ?
@
Ahmet Torun 2 ay önce
Kardeşim kalemine sağlık,yazın vasıtasıyla bu konuda ne kadar bilgisiz cahil olduğumu anladım ve bilgi sahibi oldum.

İyiki varsınız.
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY3596
  • 2FENERBAHÇE3590
  • 3TRABZONSPOR3558
  • 4RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ3555
  • 5BEŞİKTAŞ3554
  • 6CORENDON ALANYASPOR3549
  • 7KASIMPAŞA3549
  • 8ÇAYKUR RİZESPOR3549
  • 9EMS YAPI SİVASSPOR3548
  • 10BITEXEN ANTALYASPOR3545
  • 11YUKATEL ADANA DEMİRSPOR3544
  • 12YILPORT SAMSUNSPOR3542
  • 13MONDİHOME KAYSERİSPOR3541
  • 14MKE ANKARAGÜCÜ3539
  • 15VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK3537
  • 16TÜMOSAN KONYASPOR3537
  • 17GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ3535
  • 18ATAKAŞ HATAYSPOR3534
  • 19SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL3533
  • 20İSTANBULSPOR3516
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA
sanalbasin.com üyesidir