SANDIKLARIN MAĞLUBU MUHSİN YAZICIOĞLU

SANDIKLARIN MAĞLUBU MUHSİN YAZICIOĞLU

Muhsin Başkan’ın yolunda ve izinde gitme iddiasındaki hiçbir siyasal partinin başarılı olabilme şansı yoktur. Farkındayım; çokca can sıkıcı, moral bozucu ve ümit kırıcı bir cümle ama maalesef gerçek budur.

            Muhsin Başkan ömrü boyunca eğilmemiş bir liderdir. Güce yaslanmayan, güçlüden değil haklıdan yana tavır sergileyen bir siyasetçidir. Türk halkının hak ettiği yerde olduğuna inanmamış, zenginliğin ve varlığın küçük bir zümre tarafından paylaşılıyor olmasına itirazını yüksek sesle dile getirmiştir.

            Kendi ifadesiyle, bazı odaklardan defalarca kez teklifler almış, halkına sırtını dönme manasına gelen bu teklifleri hiç düşünmeden reddetmiştir. İş bazen daha da ileriye giderek tehdite kadar uzanmış, her türden tüm tehditlere rağmen satın alınamayacağı ortaya çıkınca da moda tabirle kalemi kırılmıştır.

            Başkan, yalan konuşmaz. İçerde ayrı, dışarda ayrı konuştuğuna kimse şahit olmamıştır. Kapalı kapılar ardında pazarlık yürütmez. Milletinin aleyhine olan her kararın, her oluşumun karşısındadır.

            İmanlıdır, inançlıdır, güzel ahlak sahibidir.

            Mücadele O’nun hayat biçimidir. Seferle yükümlü olduğunu bilir. Durmadan, usanmadan, bıkmadan çalışır. Amacı zafere ulaşmaktır ama zaferin mimarının Yüce Allah olduğuna kesin iman eder.

            Sevgi doludur. İçinden çıktığı toplumun her ferdini ailesinden bilir ve öyle sever. Özellikle çocuklara olan bağı farklıdır. O’nun kucağına aldığı, göğsüne yasladığı bir çocuğun ağladığı görülmemiştir.

            İleri görüşlüdür. Türkiye’yi onlarca kez uçurumun kenarından almış, tek cümlesiyle darbeyi önlediği bile olmuştur.

            Bozgunculuğa, bölücülüğe, ayrımcılığa, halkın düzenini bozan mafyaya, kerameti kendinden menkul adamcıklara karşıdır. Gerektiğinde tek başına bir ordu, gerektiğinde parti ve ocak gücüyle en büyük caydırıcı unsurdur.

            Vicdanlıdır… Anadolu insanının feraseti O’nun vicdanında yoğrulmuş, devleşmiştir.    

            Hayal kurar… Türk Birliği O’nun hayalidir. Kosova’nın bağımsızlığına kavuşmasındaki etkisi çoktur. Çeçenistan, Bosna, Kerkük, Doğu Türkistan, Kıbrıs… Başkan’ı tanır, lider olarak görür.

            Anadolu insanının iktidarından yanadır. Yoklukta, yoksullukta ve savaşta hatırlanan Anadolu insanının varlığa da, zenginliğe de, nimete de ortak olmasını ister.

            İlkelidir, namusludur, fazilet ve feraset sahibidir.

            VE ŞEHİTTİR…

            14 yıldır her gün O’nu anan, O’na dua eden, O’nu özleyen, O’nu arayan yüzbinlerce seveni vardır.

            Şimdi yazının girişindeki cümleye gelecek olursak; Muhsin Başkan’ın yolunda ve izinde politika üretmeye çalışan siyasi yapıların tamamı kaybetmeye mahkumdur. Başkan’a oy vermeyen seçmen size neden oy versin ki?

            Toplumumuzun geneli yukarıda saydığın insani ve ahlaki özelliklerin asgarisine sahip olmadıkça Muhsin Başkan’ın hayal ettiği Türkiye asla kurulamayacak, o tür siyasi yapılar gönüllerde var olacak ancak sandığa gömülecektir.

Zaman zaman sabun köpüğü başarılar olabilir. Dünyalık menfaat ve çıkarlar sizi mutlu ediyorsa ve içiniz de rahatsa kendi açınızdan problem yok demektir. Sizin başarı olarak gördükleriniz, Muhsin Başkan’ın elinin tersiyle ittikleridir.

            Rahmetle anıyorum…

Allah’a şükürler olsun ki seni tanıdık, yine çok şükür ki başka da tanımadık…