BU BAYRAMIN AMACI, NE OLMALI
Yaşadığımız ekonomik sıkıntı, özellikle gıda sektöründeki tavan yapmış pahalı gıda maddelerinin raflardaki hemen, hemen her gün zamlanan pahalı fiyatları, geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlarımızın, hayatta kalma mücadelesi ile ülkemizde yaşayan insanlarımızın yüzde 55’ ine yakın “yoksulluk sınırında” yaşarken, oturmakta olduğu evin kira parasını ödeyemez durumda olurken, kredilere, faizlere gömülmüşken, evini ve ailesini geçindirmek için çırpınırken ve aldığı para ile karnını zor doyururken, yaklaşan Kurban Bayramında, Kurban kesememe düşüncesiyle manevi olarak çöküntü içerisinde yaşayan insanlarımız durumunu, kaleme alıp, sizlerle paylaşmak istedim kıymetli dostlar.
Bu konuyu ele almam, Kurban kesimi ile ilgili yazdıklarımda sadece ülkemin ekonomik durumunu bilen, çektiği zorlukları yakinen izleyen, yaşayan ve borçlanarak, sırf sevaptır diyerek kurban kesmeye kalkanları da bildiğim içindir.
Din İşleri Yüksek Kurulu, “Kimler kurban kesebilir” açıklamasında bakın ne diyor.
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş, temel ihtiyaçları ve borçlarından başka nisap miktarı mala sahip olup seferi olmayan her Müslüman’ın yerine getirmekle yükümlü olduğu malî bir ibadettir. Bu malın artıcı (nâmî) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip geçmediğine bakılmaz. Buna göre yukarıda zikredilen şartları taşıyıp, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80,18 gr. altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir.
Peki emekli, asgari ücretli ve birde evi kirada olan nasıl “Kurban” keser.?
Ben demiyorum bakın Din İşleri Yüksek Kurulu!nun bu açıklamasına göre Kurban kesemez anlamında bir şeyler diyor.
Kurban kesilip dağıtılmasındaki adaletsizliklere, ayıplara, adı “kurban kestim” olsun diye kesilen ve buzdolaplarını doldurulup, sonra yemek için muhafaza altına alınan kurban etlerinde, sanki bir sıkıntı var gibi geliyor bana.
Hatırlarız hepimiz, çocukluğumuzda da kurbanlar kesilir ve kesilen kurban etlerinin üçte biri akrabaya, üçte biri fakirlere dağıtılır, kalan üçte biri de kurban sahibine kalırdı.
Özellikle, Kurban etinin dağıtımında, öncelikli olarak fakir ve ihtiyaç sahibi olan kişilere verildiği gibi, Kurbanın en güzel ve en kaliteli kısımları bu kişilere verildiğini, Bu, kurban ibadetinin paylaşma ve yardımlaşma amacına uygun bir şekilde yerine getirildiğini gözlemlemiş birisi olarak büyüklerimizden böyle gördük.
Yapılması gerekende bu olmalı.
Öyle ya , hali vakti yerinde olan kurban kesecek ve paylaşacak.
Yıllarca çoğu kandırılan vatandaşımız, sorgu, sualsiz, , kime, ne diye ve nereye verdiğini bilmeden, kurban’lar bağışladı, yeri geldi derisi dahil, yeri geldi parası nakit.
Kime.?
Bir ucu Amerika’ya uzanan hainlere.
Ya gelin bu seferde bu bayram, et yüzü görmemiş, ekmek almakta güçlük çeken gerçek mağdurlarla kurbanınızı paylaşın.
Bunlar senin evladın, akraban, bunlar senin komşun ve bunlar senin fakirin, fukaran ve yoksul halk’ın.
Rabbim, maddi durumu yerinde olup, Kurban’ını kesip paylaşanların Kurban’larını kabul etsin.
"Bayramlar, paylaşmanın ve sevginin en güzel vesilesidir. Mübarek Kurban Bayramınız kutlu olsun!"
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere;
Hoşça kalın.
Cemalettin DOĞAN.