“ŞİMDİLİK HÜSRANA UĞRAYAN EMEKLİ”
2025 Yılının sonuna doğru yaklaşırken, 2025 yılında olduğu gibi, başta Emekli sandığı emeklileri, SSK ve Bağ-Kur Emeklileri aylıklarına gelen Maaş zamları bir önceki senede olduğu gibi tüm çalışanları hüsrana uğrattı.
Ne oldu.?
Nihayet zamlar açıklandı ve özellikle Emekliler beklediği zammı 2025 yılında da alamadı.
2002 yılında bir emeklinin maaşı Asgari Ücretin yüzde 142’sı iken şimdi Asgari ücretin altında kaldı.
Ülkemizde bugün yürürlükte olan ekonomi politikası artık gizli saklı değil. Açıkça bir “kemer sıkma”, daha doğru ifadeyle “vatandaşa tasarruf yaptırma” sistemine geçildi.
Sistem, “talep düşerse enflasyon da düşer” mantığıyla işliyor. Peki, kimlerin talebi düşecek? Elbette sabit gelirlinin. Elbette emeklinin. Elbette küçük esnafın. Elbette ay sonunu getiremeyen milyonların.
Kısacası Fatura Başta Emekliler olmak üzere dar gelirlinin.
Bu tasarruf neden paylaşılmaz.?
Vatandaşa tasarruf hemen yansıtıldı, Ancak kamuya tasarruf nerde.?
Kısacası Yoksulluk tavan yaptı.Emekli ve dar gelirliler ise yoksulluk sınırı altında kaldı.
Enflasyon durmak bilmez yanlış politikalarla tam gaz yol almış, yelkenler Fora deyip, gidiyor.
Olan kime oldu.Tabiî ki Emeklilerle birlikte, herkese.
Emeklinin sadece gıda ve barınma konusu üzerinde, özellikle Medya da tartışmalara konu başlığı olurken, Bu emeklinin sosyal hayatı ve tatil hakkı yok mu diye konuşan bir kişi dahi olmadı.?
Emekli sadece ne diyor.?
Karnını doyurmak ve yaşamak için nefes almak istiyorum diyor.
Yıl 2025 Aylar dan Eylül ayı ve Emekli benim bir oyum var, Erken seçimi beklerim, bu kullanacağım oy, diğer seçimlerde sandıkta kullandığım oy gibi olmayacak, çünkü ben mağdurum, nefes alamıyorum diyor.
Emekliler neden bu kadar görmezden gelinip, kaile alınmıyorlar.?
Aslında bu sorunun cevabı oldukça net.
Suskunluğun bedelini ödüyorlar.
Çünkü örgütsüzler. Çünkü yüksek sesle talepte bulunmuyorlar. Çünkü oy pazarlığı yapmıyorlar.
Bu insanlar hayata karşı saygılarını kaybetmemiş; çığlık atmak yerine sabrı, isyan etmek yerine, sakin olmayı ve sonuç olarak algının kurbanı olmuş, suskunluğun bedelini ödemiş oluyorlar.
Ama herkes şunu bilmeli ki; sessizlik her zaman boyun eğmek değildir.
Bugün susan milyonlarca emekli, günü geldiğinde sandıkta konuşmasını bilir. Tarih bunun sayısız örneğiyle doludur.Hele bir parti var ki sormayın.
1987 Genel Seçimlerde Sivas’tan 6-1 Anap’ın Milletvekili götürdüğü gibi.
Sonrası, hüsrana uğrayan ve silinen kim olmuştur.?
Tabiî ki iktidar Anavatan partisi.
Şimdilik Hüsrana Uğrayan Kim.?
Tabiî ki bizim gariban Emekli.
Yokluk bir kader değil, Tercihtir.
Buda böyle bilinmeli.
Aklında olsun Emekli, Dar gelirli ve Asgari Ücretli.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere;
Hoşça kalın.