“CUMHURİYETİ ANLAMAK”

27 Eki 2025 - 13:44 YAYINLANMA

Öyle zamanlar olur ki, yıllar geçse bile bize verdiği hazlar aynı kalır. 

İşte bu anlamda 28 Ekim günü, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal’in söylediği gibi. 

Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.” 

Cumhuriyet, 102 yıl sonra bile Türk gencinin karakterini, temsil ettiği gibi, her zaman bizlere cesareti öğretmeye devam edecektir. 29 Ekim sabahı yurtta özgürlüğün kokusu vardı. Türk insanında bir heyecan, toprağında bir ahenk saklıydı. Yüce Türk bayrağı rüzgarla ilk dansına kalkmıştı. Bu yurttaki güzellik, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlamış, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri, 4 Eylül 1919 da Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları tarafından Sivas Kongresinde atılmıştı.

Osmanlı Devleti zamanında yitip giden özgürlük ve bağımsızlık duygusunun fidanları Samsun’da dikilmiş, Osmanlıdaki sinsi düşmanlar yavaş yavaş Türk halkındaki bağımsızlık anlayışını bastırmaya çalışıyordu o zamanlar. Türk halkı esirliğin ve haksızlığın karşısında bitap düşmüştü. Sizler zannetmeyiniz ki, bizler Cumhuriyeti kolay kazandık! 

Cumhuriyeti bizler, haksızlıktan hak doğurarak, karanlığa mahkum olan bir millete ışık tutarak doğurduk. Bizler için Cumhuriyet özgürlük demekti, bağımsızlığa giden yoldaki meşaleydi. 

23 Nisan 1920’de meclis açıldı ardından insanların damarlarında bağımsızlık sevdası şaha kalktı. Türk insanında da ufak bir kıvılcımla sevdamız alev alev büyümekteydi. Bizler hasretiyle yıllardır yanıp tutuştuğumuz sevdamıza kavuşuyorduk artık. Kurtuluş Savaşı da sürmekteydi bir taraftan. Kanında asalet ve cesareti taşıyan milletim elbet bu onurlu mücadeleden de alnının akıyla çıkacaktı. 

Çıkmıştı da. Büyük Taarruzla birlikte düşman büyük bir yenilgi aldı. Yurdun dört bir tarafında anlı şanlı Türk bayrakları dalgalanıyordu. Mustafa Kemal gençlik yıllarından beri düşlediği bağımsızlık ülkesini yaratabilirdi. Lozan Barış Antlaşması ve Büyük Türkiye Meclisi’nin açılması ile birlikte, 29 Ekim gününe ilerliyordu adım adım. Davasında haklı olduğunu herkese kanıtlayacaktı ulu önder! 

28 Ekim günü, Atatürk’ün Cumhuriyet’, ilan edeceğini söylemesi ile birlikte, 29 Ekim günü Türk milleti yıllardır özlemini çektiği Cumhuriyetine kavuştu. 

Cumhuriyet, Türk milletidir. Toprağın rengi, damarlarımızda akan kanın ahengidir. Rüzgarın fısıltısı, kalbimizdeki bağımsızlık aşkı uğruna atan yüreğimizdir. Elimizden almaya çalışanlarda olacak, oluyorda. Ama bilmiyorlardır ki, bizler halen 29 Ekim 1923 yılında heyecanla bizlere seslenen Mustafa Kemal Atatürk’üz. Bizler bu Cumhuriyet’in ölmeyen fertleriyiz, ben biliyorum ki, bizler hala Atatürk’ün “Ey yükselen nesil İstikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu devam ettirecek olan sizlersiniz.” sözlerinde saklıyız. 

Cumhuriyet bayramını kutladığım 29 Ekim günü sadece bir ülkenin kuruluşu değil aynı zamanda kurtuluşu, ulusumuzun bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından ilan edilen Cumhuriyet’in doğum günü olarak ta adlandırabiliriz.   

Devletin laik ve bilime bağlı hale gelmesi Cumhuriyet’in ilanı ile hızlanmıştır. İnsanlar dini vecibeleri kullanarak her şeyi mubah hale getirerek devlet yönetmeye alışık olduğundan bu biraz garipsenmiş ancak Atatürk tüm halka Cumhuriyetin ne kadar doğru bir yönetim biçimi olduğunu anlatarak benimsetmiştir. 

Cumhuriyetimizi korumalı ve onu ilelebet ülkemizin yönetim biçimi olarak değişmemesini sağlamak biz vatandaşların görevidir.

“CUMHURİYETİ ANLAMAK”

Cumhuriyet, ulusun egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimidir. Cumhuriyet aynı zamanda kişilerin de birey olarak bağımsızlaştığı ve özgürleştiği bir rejimdir. Cumhuriyet rejiminde halk eşit haklara sahip, vatandaş ya da yurttaştır.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE.

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere;

Hoşçakalın.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: