Devenin Sabrı
İki senedir Ege’de bir köyde yaşıyorum. Doğa cennet: deniz, zeytin, incir, güneş… Köylülerle çok vakit geçiriyorum. Onların anlattığı eski hatıralar var: tütüncülük, pamukçuluk, zeytincilik…..
O günlerin yokluğunda bile her hanede bir deve olurmuş. Ulaşım, yük taşımak, hatta gündelik hayat bile develerin sırtında dönerdi.
Geçenlerde köy kahvesinde bana anlattıkları bir hikâye, zihnime mıh gibi çakıldı.
Yaşlanmış bir deve, sahibini çağırıp helalleşmek ister. “Bana verdiğin otları çoğu zaman kısmana rağmen, aç kaldım ama helal olsun” der. “Gücümün üstünde yük yükledin, canım çıktı ama ona da helal olsun.” Hatta “Yıllar içinde büyüttüğüm yavrumu kestin, dostlarına ikram ettin; gözyaşımı içine akıttım ama buna da helal olsun” diye ekler.
Sonra durur ve asıl dert yandığı noktayı söyler:
“Bütün bunları affettim ama bir şey var ki asla helal etmem. Yükümü sırtıma yükledin de, o eşeği önümde yürüttün ya… İşte onu asla affetmem!”
Bu hikâyeyi neden anlattım?
Çünkü biz de ülke olarak 25 yıldır her şeye katlandık. Aç kaldık. Devalüasyonlara, enflasyona, işsizliğe, eğitimsizliğe göğüs gerdik. Yolsuzluğun en kralını, rüşvetin en alasını gördük. Ahlakın çöküşüne, tarikatların hoyratlığına, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına şahit olduk. Komşu ülkelerde milyonların ölümüne yol açan maceralara destek verildi, parçalanmalara katkı sağlandı. Sağlıktan spora, eğitimden din işlerine kadar her şey yerle bir edildi.
Bir deve gibi biz de birçok şeyi sineye çektik. Ama bir nokta var ki, ne düzeltilebilir ne de helallik verilebilir:
Kırk yıldır on binlerce şehit vermiş bu ülkenin gözünün içine baka baka, bir terör örgütü liderine “önder” demeniz.
Bunu hiçbir vicdan, hiçbir şehit ailesi, hiçbir gazi affetmez. Terörü başlatanla masaya oturmak bile ağır gelirken, ona sıfat yakıştırmak… İşte orada yükü sırtımıza yükleyip, eşeği önümüze katıyorsunuz.
Biz terör sevici değiliz, savaş çığırtkanı hiç değiliz. Ama her şeyin bir usulü vardır. Önce ağır bedel ödemiş şehit ailelerinden, gazilerden ve Türk milletinden açık bir özür dilemek gerekir. Helallik istenecekse, yol buradan geçer.
Çünkü deve bile sahibine hakkını helal eder; ama onuruyla, gururuyla oynandığında, işte onu asla affetmez.
Biz de öyleyiz.
Ve artık sabrımız bitti.