Taleplerin Perdesi Arkasında Ne Var?
DEM Parti Taleplerinin Satır Aralarında Gizlenen Tehlike
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı, elindeki metni kaldırdı ve salonu dolduran kalabalığa seslendi:
“Şimdi sizlere soruyorum. Şu ana kadar saymış olduğumuz taleplerin hangisi abartılı? Hangisi uçuk?”
Bu cümleyle meydan okudu Bakırhan.
Ama biz de şimdi aynı soruyu, bu milletin sağduyusuyla yeniden soralım:
Gerçekten uçuk değil mi?
Gerçekten bu istekler “demokrasi” mi, yoksa devletin temellerini gevşeten ince bir planın satır araları mı?
Şimdi bakalım madde madde...
Kim neyi istiyor, kim için istiyor. Hep birlikte görelim.
1. “Herkese aynı nazardan bakan anayasal yurttaşlık istiyoruz.”
İlk bakışta kulağa demokratik geliyor. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesi zaten bunu garanti altına alıyor:
“Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”
Yani burada “Türk” bir etnik kimlik değil, bir hukuk bağı ifadesidir. DEM Parti’nin “anayasal yurttaşlık” diyerek “Türk” kelimesini kaldırmak istemesi, aslında ulusal kimliği silme ve ortak aidiyeti yok etme çabasıdır. İhanet şebekesi, milletin ortak paydasını yavaş yavaş eritmek istiyor.
2. “Keyfilik rejimi değil, hukukun üstünlüğü istiyoruz.”
Güzel bir söz… ama uygulamada kendi mensuplarının işlediği suçlar karşısında “hukukun üstünlüğü” değil, dokunulmazlık talep ediyorlar. Belediyelerinde yaşanan yolsuzluk, teröre finans sağlama iddiaları, bölge halkına yapılan baskılar… Bunlar “keyfilik” değil de nedir?
İhanet şebekesi, hukukun işlemesini değil, kendi keyfince bir hukuk istiyor.
3. “Kayyumların değil iradenin esas alınması gerekir.”
Kayyum atamaları demokrasiye aykırı bir yöntem değildir; terörle bağlantısı tespit edilmiş yönetimlerin yerine devletin bekasını koruyan bir tedbirdir.
Belediye imkanlarıyla dağa lojistik sağlayan, ihaleler üzerinden örgüte para aktaran yapılar var. “İrade” diyerek aslında terörle iç içe bir yerel yapılanma isteniyor.
İhanet şebekesi, halkın iradesini değil, örgütün gölgesini korumak istiyor.
4. “Basın, söz ve örgütlenme özgürlüğü.”
Hiç kimse özgürlüğe karşı değil. Fakat sorun şu: Onların “özgürlük” dediği şey, PKK propagandası yapma özgürlüğü.
“Basın özgürlüğü” bahanesiyle terör seviciliği, “örgütlenme özgürlüğü” bahanesiyle gençleri dağa çağırmak özgürlük değildir.
İhanet şebekesi, fikir özgürlüğü maskesiyle devlet düşmanlığını normalleştirmek istiyor.
5. “Ana dilde eğitim hakkı istiyoruz.”
Bu talep görünürde masum, gerçekte bölünmenin ilk adımıdır.
Amerika’da yüzlerce farklı etnik köken var ama eğitim dili tek: İngilizce. Çünkü ortak dil, ortak vatan bilincinin temelidir.
Her dilde ayrı eğitim sistemi, paralel devlet yapılanmalarının kapısını aralar.
İhanet şebekesi, bir milletin çocuklarını birbirini anlamaz hale getirmek istiyor.
6. “Yerelin sözünün duyulduğu demokrasi.”
Yerel söz elbette kıymetlidir, ama bu ifade “yerel özerklik” anlamına geliyorsa dikkat!
Bu model, zamanla federatif yapıya evrilir ardından ayrışmanın altyapısı olur.
İhanet şebekesi, yerel demokrasiyi değil, yerel devleti kurmak istiyor.
7. “Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Yasası düzenlensin.”
Bu maddenin hedefi açık:
Terörle mücadele eden devleti etkisizleştirmek.
Bugün dağa adam göndereni, teröristi öveni “siyasi mağdur” ilan etmek istiyorlar.
İhanet şebekesi, “yumuşatılmış yasalarla” teröre nefes aldırmak istiyor.
8. “Hakikat, adalet ve onarım yasasıyla geçiş dönemi.”
Bu ifade, dünya literatüründe genellikle çatışma sonrası bölünmüş ülkelerde kullanılır. Yani bir “geçiş dönemi” varsa ortada bir “ayrılık” planı vardır.
İhanet şebekesi, “geçiş dönemi” diyerek bölünme dönemine hazırlık yapıyor.
9. “Hasta ve siyasi tutsakların serbest bırakılması.”
Bu talep, açıkça terör mahkûmlarının salıverilmesini istiyor.
Selahattin Demirtaş’ı “siyasi tutsak” olarak göstermek, adaleti değil siyaseti konuşmaktır.
İhanet şebekesi, terör destekçilerini “mağdur” gösterip devletin elini zayıflatmak istiyor.
10. “Sürgündekiler yurduna dönsün.”
Kast ettikleri, terörle ilişkisi sebebiyle kaçan veya aranan isimlerdir.
Bu madde, terörün ideologlarını temize çıkarma çağrısıdır.
İhanet şebekesi, devletin adaletini değil, terörün iadesini istiyor.
DEM Parti’nin bu on maddelik manifestosu, ilk bakışta demokratik bir talep listesi gibi görünse de alt metin okunduğunda bir ulus-devlet çözülme planı olduğu anlaşılır.
Ama bu millet, tarih boyunca nice ihanet şebekesini tanıdı, hepsi birer birer tarihe karıştı.
Devletin temeli birdir: Türk Milleti’nin birliği, dili, bayrağı, toprağı.
Ve bu temeli hiç kimse sarsamayacak.